ADA GEZİLERİ: Salah

Ada Gezileri’ne hoş geldiniz. Ada futbolunda yaptığımız gezintimize başlıyoruz. Keyifli okumalar.

LIVERPOOL TOPA DOKUNMADAN ŞAMPİYON OLABİLİR

Premier Lig’de 29 haftayı geride bıraktık. Watford’a mağlup olarak namağlup şampiyonluk umutları suya düşen Liverpool ligde kalma savaşı veren Bournemouth'u 2-1'lik skorla geçti.

Premier Lig’de takipteki tek takım Manchester City, Manchester United'a derbide kaybetti. Liverpool’un 30 yıl sonra Premier Lig şampiyonluğuna ulaşma süresini kısaltmış olabilir;

82 puanlı lider Liverpool ile 57 puanla ikinci Manchester City arasında farkı bitime 9 hafta kala 25 oldu.

Manchester City’nin 1 maç eksiği var ve 30. hafta maçlarından ve Liverpool'un Everton derbisinde önce Burnley ile karşılaşacak. (Koronavirüs nedeniyle City’nin eksik Arsenal maçı bir kez daha ertelendi.)

City bu maçları kaybederse (Arsenal maçının yeni belirlenecek tarihine göre) Liverpool 16 Mart’ta oynanacak Merseyside Derbisi'ne şampiyonluğunu ilan etmiş olarak çıkacak.

LIVERPOOL’UN BÜYÜK GÜCÜ: SALAH

Muhammed Salah hiç kuşkusuz Liverpool'un son iki sezondaki üstün performansında en önemli katkı sağlayan isimlerden biri.

Son iki sezonda PL’de gol kralı olan Salah bu sezon da 16 golle yarışta zirveyi zorluyor. Geride kalan maçta Bournemouth ağlarını bulan Mısırlı yıldız, Liverpool’da üst üste 3 sezon resmi karşılaşmalarda 20 gol barajını geçmeyi başardı.

Liverpool taraftarının kahramanı Salah’tan önce bunu 2003’te Michael Owen başarmıştı.

Salah golleri, asistleri, kritik anlarda sahne alıp takımını sırtlaması ile çok özel bir futbolcu olduğunu hemen her maçta kanıtlıyor. Belki de kariyerini tamamlayacağı Liverpool’da simge isimlerden biri olacak.

Aslında lafı uzatmaya gerek yok. Salah’ın Liverpool için ne kadar önemli bir isim olduğunu anlatmak için son üç sezondaki istatistiklerine bakmak yeterli.

2017-18 sezonu: 52 maç, 44 gol, 14 asist

2018-2019 sezonu: 52 maç, 27 gol, 8 asist

2019-2020 sezonu: 36 maç, 20 gol, 8 asist

MANCHESTER UNITED 10 YIL SONRA BAŞARDI

Manchester şehrinin iki kulübü arasındaki güç dengesinin son yıllarda mavilere doğru kaydığını söylemeye gerek yok sanırım. United’ın Ferguson sonrası bitmek bilmeyen bocalaması, City’nin ekonomik gücüyle başlattığı hamlesini Guardiola gibi özel bir teknik direktörü takımın başına getirerek perçinlemesi sonrasında Manchester’ın kralı maviler olmuştu.

Ancak bu yıl gerçekten de kimsenin beklemediği oldu.

Ezeli rekabette United, City’yi ligdeki iki maçta da mağlup etmeyi başardı.

Ligin ilk devresindeki maçta deplasmanda rakibini 2-1 yenen kırmızı siyahlılar, Old Trafford'daki karşılaşmadan Martial ve Mctominnay'ın attığı gollerle 3 puanla ayrıldı.

Kırmızı Şeytanlar rakibini ligdeki iki maçta da en son Sir Alex Ferguson yönetiminde 10 yıl önce 2009-2010 sezonunda yenmeyi başarmıştı.

United bu sezon rakibini lig kupasında da deplasmanda yenmişti.

Böylece Kırmızı Şeytanlar’ın teknik direktörü Solskjaer bir sezonda Guardiola'yı 3 kez yenmeyi başaran Jürgen Klopp’tan sonraki ikinci teknik adam olarak tarihe geçti.

GERÇEK FUTBOLSEVER KEN LOACH

Sosyal açıdan eleştirel tarzı ve sosyalist idealleriyle tanınan ünlü İngiliz film yönetmeni Ken Loach futbolseverler tarafından hiç kuşkusuz en iyi spor filmleri arasında gösterilen Eric Cantona’nın da rol aldığı Looking for Eric filmi ile tanınıyor.

İşçi sınıfının sorunlarını sinemaya yansıtması ile tanınan Loach bir futbol tutkunu. Ancak Loach İngiltere’nin büyük takımlarını desteklemeyi ve endistüriyel futbolun bir parçası olmayı reddediyor.

Oturduğu semtin takımı İngiltere 6. Lig ekibi Bath City’yi tutan ve 1973’den beri takımın maçlarına giden İngiliz yönetmen ‘Neden alt lig takımını tutuyorsunuz? ’sorusuna, “Çünkü orda büyük paralar yok, futbol sadece oynama tutkusu içinde oynanıyor. Statta istediğiniz yere, istediğiniz gibi oturup maçınızı izleyebiliyorsunuz” cevabını vermiş.

Geçmişte Eric Cantona’nın da destek verdiği, kulübü borçlarından kurtarmak için bir kampanyaya da öncülük eden Ken Loach, takımının ligden düştüğü 2011-12 sezonunun sonunda kendisiyle yapılan bir röportaj esnasında en büyük korkusunu soran muhabire, “Henüz düşmüş olmasaydı Bath City’nin ligden düşmesi derdim” cevabını vererek takımını ne kadar sevdiğini ortaya koymuştu.

NEWCASTLE UNITED MAYWEATHER’IN OLACAK MI?

Premier Lig’de takım sahibi olmak isteyen zenginlere bir yenisi daha eklendi. Bu kez bu isim bir iş adamı değil.

Dünyanın en çok kazanan sporcularından biri olan eski boksör Floyd Mayweather, Newcastle United'ı satın almak istiyor.

Emekli hafif siklet boksör Floyd Maywheather, biraz da gevşekçe bir açıklama yaptı: "Newcastle United fantastik bir takım, harikalar. Eğer Newcastle'lılar kulübü satın almamı istiyorlarsa haberim olsun."

Biliyorsunuz, Newcastle kulübünün sahibi Mike Ashley uzun zamandır kulüpteki hisselerini elden çıkarmaya çalışıyordu ve Premier Lig dünyasına girmek isteyen Suudi Şeyh Sheikh Khaled bin Zayed Al Nehayan'nin de Newcastle United hisselerine talip olduğu İngiliz gazetelerinde yer almıştı. Bakalım siyah beyazlı kulüp, 1 milyar doları aşan servetiyle tarihin en zengin sporcuları arasında yer alan Mayweather’a yar olacak mı?

Newcastle United taraftarları kızmasın. Allah hiçbir takımı böyle zenginlerin elinde oyuncak etmesin.