Nigel Martyn: "Galatasaray maçına çıkmamalıydık!"

Galatasaray, 2000 yılında UEFA Kupası'nı müzesine götürürken yarı finalde Leeds United'ı 2-0 ve 2-2'lik skorlarla saf dışı bırakmıştı. Söz konusu eşleşmeye damgasını vuran gelişmeyse Taksim Meydanı'nda çıkan kavga sonucu iki İngiliz taraftarın hayatını kaybetmesi olmuştu. İngiliz ekibinin o dönemki kalecisi Nigel Martyn ise yıllar sonra bu konu hakkında konuştu. 55 yaşındaki eski eldiven, The Square Ball adlı internet sitesine verdiği röportajda şunları söyledi:

"Galatasaray taraftarlarının nefreti havaalanına indiğimiz anda başladı. Kendi kendime 'Pekâlâ, buradan bir sonuç alacağımızdan emin olalım.' dedim. Çünkü Türkiye'ye inişimizde çok çirkin davranmışlardı. Eğer onlar böyle olacaksa performansımızı ortaya koymalı ve kazanmalıydık. 

O gece antrenman yaptık ve idmandan sonra geri döndük. Bazı çocuklar yataktaydı çünkü çok geç olmuştu. Ardından kapı çaldı ve herkes koridordaydı. İki taraftarımızın öldürüldüğü haberi gelmişti. Takımda biraz inançsızlık vardı. Geriye dönüp baktığımda o maça çıkmamızın hayatımdaki en büyük pişmanlık olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar oraya gidip paralarını harcıyor ve takımlarını destekliyorlar. Yapmak istedikleri buysa neden gidip birkaç bira içip şarkı söyleyemiyorlar? Kimseyi incitmiyorlar, hiçbir şeyin peşinde değiller. Takımınızın maçını izlemeye gitmek ve geri dönememek yanlıştır.

O maçı oynamamalıydık. Şu anda bile kulüp maça çıkmış olsa bile ben çıkmamalıydım diye düşünüyorum. Eğer bunu yapsaydım kariyerimin ne yönde ilerleyeceğini ben de bilmiyorum. Başkanın 'Bakın, oynamak zorundayız. UEFA, bu konuda çok güçlü. Maç ilerliyor. Oynamak zorundayız.' dediğini hatırlıyorum. Sanırım kulüp olarak bunu yapmamayı tercih ederdim. 

Ben olsam 'Hayır, oynamayacağız. Bizi turnuvadan atsan da bir yıl men etsen de umurumda değil. Taraftarlarımızı savunuyoruz ve böyle bir şey olamaz.' derdim. İki adam öldü. Onlar aile insanlarıydı. Yanlarında aileleri vardı ve bunun yarattığı acı bir futbol maçından çok daha önemlidir. 

Hepimiz incinmiş hissediyoruz. Aslında incinmek yeterince büyük bir kelime değil. Bu yanlıştı. O adamlar orada bizi desteklemeliydi. Türkiye'de 6-0, kendi evimizde de 10-0 yenilmeyi ama o iki adamın evine dönmesini isterdim. Başka bir şey umrumda değil. Bizi izlemeye gelmeleri ve evlerine dönememeleri beni gerçekten çok etkiledi. Bunun gerçek bir sonucu da olmadı. Beni gerçekten kahreden şeylerden biri de bu."