Bahçeşehir Koleji’nin oyun kurucularından Kartal Özmızrak, Asist Analiz’de Ümit Avcı ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Başarılı basketbolcu, kariyerinde iz bırakan oyuncuların Deron Williams ve Carlos Arroyo olduğunu ifade etti.
- Kısa sürede güzel bir kariyer elde ettin. Başarılarından hangisini başa koyarsın?
“Hepsinin yeri çok farklı benim. Beşiktaş’ta kazandığımız ilk Avrupa kupası deneyimi müthiş bir şeydi. Darüşşafaka ile kazandığımız EuroCup inanılmaz mutluluk vericiydi. Son olarak Bahçeşehir Koleji’nde kazandığımız kupa da önemliydi.”
- Allen Iverson ile sahaya çıktığın anı hatırlıyor musun?
“Allen Iverson ile sahaya çıktığım an; hayatımda en heyecanlandığım anlardan birisiydi. Normalde çok heyecanlanan biri değilim. Ancak Allen Iverson’ı karşımda görünce garip hissettim kendimi… Çok güzel bir andı, hayatım boyunca unutmayacağım bir anı oldu.”
- Bahçeşehir Koleji’nin yaşadığı Avrupa Şampiyonluğu’ndan bahseder misin?
“O lige göre favoriydik. Üst seviye kadromuz vardı. Ancak birçok iyi kadronun başarıya ulaşamadığı zamanlar oldu. Temkinli davrandık ve sonuç olarak hedefimiz ulaştık. Önemli olan sonunda kupayı kazanmaktı. Güzel bir hikâye oldu. Sezon başında inanılmaz bir kimya yakalamıştık. Ne kadar iyi oyuncular getirirseniz getirin, doğru kimya önemli. Biz de bunu geçen sene başardığımızı düşünüyorum.”
- Şampiyonlar Ligi’ndeki hedefleriniz neler?
“İlk olarak hedefimiz; grubu en yukarıda bitirmek. Adım, adım değerlendireceğiz. Final Four oynamak en büyük hedefimiz olacak. Kaybedilmiş bir şey yok, eksiklere rağmen… Deplasmanda kaybettiğimiz Nymburk maçı var, eksi olarak gördüğüm. Herkes bunun bilincinde. Mutlaka telafisi yapılacaktır.”
- Geçen sezon herkesi yenebileceğinizi gösterdiniz ligde… Bu sezon ligdeki hedefiniz ne?
“Bu tempo içerisinde sakatlıklar belirleyici faktör oluyor. Rotasyon önemli oluyor. Rotasyonumuzun iyi olduğunu düşünüyorum, sakatlarımızın geri döndüğünü düşündüğümüzde… Geçen sezonu altıncı bitirmiştik. Hedefimiz de buydu. Bu sezon da aynı hedefle yola çıktık. Türkiye Ligi çok zor bir lig. İlk 6’da bitirmek, bizim için başarı olacaktır.”
- Oynadığın kulüp bir okul kulübü… Bu sana ekstra bir motivasyon sağlıyor mu? Örnek olma fikri kafanda var mı?
“Daha önce de bir okul kulübünde oynamıştım. Öğrencilerin hayatlarına dokunabilmek, bir şeyler paylaşabilmek çok güzel bir duygu. Bahçeşehir gibi güzel bir organizasyonun içinde olmak güzel bir ayrıcalık.”
- Türk oyuncuların önemli roller aldığı bir kulüptesin. Bunu bir şans olarak görüyor musun?
“Tabii ki bu bir şans. Türk genç oyuncular maalesef ki altyapıdan çıktıktan sonra süre bulamıyorlar. Ama bizim bu kulübümüze böyle değil, sahaya giren bütün Türk oyuncular elinden geleni yapıyorlar. Geçen sezon Türk oyuncuların kazandırdığı birçok maç oldu. Bu Türk basketbolu için bir şans. Bundan sonra bu kulübe gelecek olanlar ‘Bu kulüpte Türk oyuncular daha fazla şans buluyor’ diyecektir.”
- Altyapılarda birçok başarımız var. Bunu yukarıya taşıdığımız zaman o jenerasyonlardan aynı başarıyı göremiyoruz. Buradaki sıkıntı ne?
“Bu konu herkesin oturup konuşması gereken bir konu. İspanya’yı U20’de yenip şampiyon olduğumuz kadrodan İspanya’da bu sene 4 ya da 5 isim şampiyon oldular. Oyuncuları suçlamak en kolayı. Herkesin oturup şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. ‘Ne oldu da o U20’de yendiğimiz İspanya takımı şampiyon oluyor da biz ilk 8’e bile giremiyoruz’ diye düşünmeli.
- Hidayet Türkoğlu federasyonunun 1 yabancı indirme kararının çok cesur ve olumlu bir karar olduğunu düşünüyorum. Oyuncular olarak bu duruma nasıl bakıyorsunuz?
“Yabancı kuralı bizim ülkemizde önemli. Oyuncunun yetiştirilmesiyle başlanması gerekiyor. Ondan sonra üzerine koyarak, A takım seviyesine hazırlanması gerekiyor. Eğer antrenöre şans verirsen 5 yabancıyla da 6 yabancıyla da oynar. Burada önemli olan yerli oyuncunun nitelikli olması.”
- Milli takımda üç devşirme hakkımızı da oyun kurucu pozisyonundan yana kullandı. Türkiye’de ‘guard’ yetişmiyor algısı sence doğru mu?
“Elinizde eğer Scottie Wilbekin’i devşirme şansınız varsa, onu devşirmeniz gerekiyor. Shane Larkin’i devşirme şansınız varsa, onu da devşirmeniz gerekiyor. Dixon’ı devşirme şansınız varsa, devşirmeniz gerekiyor. Onlar çok üst seviye oyuncular. Ancak devşirme konusu bambaşka bir konu. Mesela Sırplar, ‘devşirme oyuncu olursa, oynamayız’ diyorlar. Bunlar derin konular.”
- Avrupa Şampiyonası’nda yer alamamak seni üzdü mü?
“Milli formayı giyememek her oyuncuyu üzer. Hocamız bir karar verdi, bize de saygı duymak düştü.”
- Kulüp takımlarında çok cesursun. Milli takımda hazırlık süreçlerinde zaman zaman bu konuda geride kaldığını düşünüyor musun?
“En son A milli takımda ne zaman maç yaptığımı hatırlamıyorum. 3-4 sene olmuştur. Milli formanın da bir ağırlığı oluyor. Belki onun bir etkisi vardır.”
- Türk oyuncular için yapılan eleştirilerden bir tanesi, yurt dışına gitme konusunda çok çekimseriz. İspanya’ya gittin, geri döndün. Neden daha fazla kalmadın?
“Kontratım vardı. Kendim para ödeyecek çıktım kontrattan. Babamın sağlık sorunları oldu. Yanına dönmek istedim. Bunun dışında orada kalmak çok güzel olurdu. Basketbol açısından güzel bir lig, tarzıma da uygun. Hızlı oynanan bir basketbol var. Kendime hep İspanya’ya gitme hayali kuruyordum. Sonrasında Covid-19 dönemi geldi. Garip bir dönemdi.”
- Türkiye’de yabancı oyunculara tolerans gösterildiğini düşünüyoruz. Sen İspanya’da yabancı bir oyuncuyken neler yaşadın?
“Antrenörle aram çok iyiydi. Bana ve takımdaki birkaç isme farklı davranıyordu. Ama yeri geldiğinde de azarı ilk ben yiyordum. Artık 3. ve 4. maçtan sonra antrenörle aramızdaki bağ gelişti. Güzel bir ortam olmuştu. Ailecek görüşüyorduk. İspanya’da yerli oyuncular; Türkiye’ye kıyasla daha değerliler. Sokakta yürüdüğünüzde takımın yıldız Amerikalı oyuncusunu değil, sıradan ama İspanyol oyuncusunu daha çok seviyorlar. O güzel bir şey bence.”
- Tekrar yurt dışını düşünür müsün?
“Düşünürüm tabii ki. Çok şanssız bir döneme denk gelmiştim. Umarım bu kez daha şanslı bir döneme denk gelirim. İspanya’da basketbol oynamak güzel. Hızlı basketbol sevenler için göze daha keyifli geliyor.”
- Kariyer hedeflerin nedir?
“Çok uzun vadeli hedefler yapmıyorum. Bu sezonki hedefim; Bahçeşehir Koleji ile bu sezonu en iyi yerde bitirmek.”
- Birçok önemli oyuncuyla oynadın. Sende en çok iz bırakan hangisi oldu?
“Deron Williams. Çünkü 16 yaşındaki bir çocuğun daha karakteri oturmamış, hayat görüşü oturmamış. Deron Williams’ın basketbola bakış açısı, çalışma etiği… Bunların hepsi benim kariyerimin yönlenmesinde ciddi rol oynadı. Antrenman sırasında gelip bana hep fikir verirdi. Güzel şeyler söylerdi. 2-3 ay çalışabildik, keşke daha uzun kalsaydı. Sonra Carlos Arroyo geldi. Keza Allen Iverson. Bu konuda ben çok şanslıydım. Williams ve Arroyo ile oynamak benim için bir şanstı. Onlardan alabildiğim her şeyi almaya çalıştım.”
- Hangi antrenörle tekrar çalışmak isterdin?
“Çok iyi isimlerle çalıştım. İlk olarak Ergin Ataman ile çalışmıştım. Kariyerimin yönlenmesinde etkisi çok ciddi. Ertuğrul Erdoğan, David Blatt var. Blatt benim basketbola bakış açımı değiştirdi. Çok fazla çalışmaya inanan bir insandım. Ama çok fazla çalışmayla değil de aslında akıllı çalışmayla olacağını gösterdi kendisi… İspanya’da çalıştığım Moncho Fernandez iyi bir koç. Selçuk Ernak, benim en iyi oynadığım sezonun antrenörü. Bunların hepsi benim için özel isimler, hepsiyle çalışmak isterim.”
Okuyucu Yorumları
0 Yorum