Beşiktaş’ın eski futbol direktörü Ali Naibi, Asist Analiz YouTube kanalında İlke Cancanoğlu’nun ‘’Ne Konuşalım?’’ programına konuk oldu ve Beşiktaş’ta geçen 8 sezonunu anlattı.
Başarılı yöneticinin “Ne Konuşalım” programında öne çıkan sözleri şu şekilde:
"GÖNÜL VERDİĞİM CAMİA!"
‘’Gönül verdiğim bir camiada sekiz sene çalışmak, gurur verici bir olaydı. Önder Özen ve Semih Usta ile üç sezon çalıştım; sonrasında benim görev aldığım beş sezonluk futbol direktörlük görevim vardı. Bu beş sezonda iki şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi başarıları, Lyon maçıyla son bulan bir Avrupa Ligi tecrübemiz vardı. İyi duygularla geçmişi hatırladığım bir sekiz yıl geçirdiğimi düşünüyorum.’’
‘’ŞENOL GÜNEŞ’İN İŞ DİSİPLİNİ BAMBAŞKA!’’
‘‘Şenol Güneş’in iş disiplini bambaşka, işini yaşayan bir insan. Şöyle bir anıyı anlatmak isterim: ‘Napoli deplasmanına gidiyorduk; hafta boyu Napoli savunmasının kalecileri Pepe Reina’ya doğru tembel pas yaptıklarını söylemişti. Kenar yönetimi olan bizler bile bunu artık hafızamıza kazımış, o pas arasını Aboubakar’ın ne zaman yapacağını bekliyorduk. Nitekim Aboubakar o pas arasını yapıp, golü bulmuştu. Herhangi bir maça çıktığımızda dahi Şenol hoca rakipteki tüm oyuncuların boyundan kilosuna, önceden hangi takımlarda oynadıklarına ve neler yaptıklarına dair her şeyi bilir ve anlatır.’’
‘’ABDULLAH AVCI, FARKLI DEPARTMANLARA İNANAN BİR HOCA!’’
‘’Abdullah Avcı, bu işin Türkiye’de farklı şekilde yapılabileceğini de bizlere gösteren bir hoca. Farklı departmanlara inanan ve her işin bir uzmanının olduğunu savunur. Sonunda kararı kendisi verse de her departmanın başındaki uzmanlarla fikir alışverişi yapmayı, onlar tarafından desteklenmeyi isteyen bir teknik adam. Beşiktaş’taki süresinin daha uzun olmasını isterdim ancak bugün yine Trabzonspor’un başında harika işler çıkarıyor.’’
‘’GURUR VERİCİ BİR OLAY…’’
"Futbol direktörlüğü kavramı Türkiye’de tam anlamıyla oturmuş bir kavram değil. Ben bu kavramı ikiye ayırıyorum: Bir, kulüp içerisinde kulübün de katkılarıyla yetişen futbol direktörleri. Bunlar kulüptekilerin ‘’bizim çocuklar’’ diye adlandırdıkları sınıfa giriyor. İkincisi ise, camianın dışından ithal ettiğimiz isimler var. Bu isimler de göreve ’Eti senin, kemiği benim.’ olarak başlıyor. Sonrasında ‘Hadi birlikte yapalım.’ deniyor. En sonda ise ’Hadi sen çekil, biz yapacağız.’ dönemi geliyor. Yurtdışı ile kıyasladığımızda futbol direktörlüğü kavramı bizim ülkemizde tam olarak oturabilmiş değil. Bugün yurtdışındaki hangi futbol direktörüyle görüşsen, yetki alanlarının genişliğinden bahsediyorlar. Bizde ise organizasyonların tamamı bozuk, çünkü karar vericiler bu sektörden değil. Ancak Beşiktaş’ta beş sezon boyunca bu görevi yapmış olmak, gurur verici bir olay.’’
‘’FİKRET ORMAN VE AHMET NUR ÇEBİ…’’
‘’İkisiyle de aynı yönetimde çalışma fırsatı buldum. Fikret Orman kulüp başkanıyken, Ahmet Nur Çebi de Ümraniye’den sorumlu yönetici durumundaydı. Her ikisinin de benim gelişimimde etkisi çok fazladır. Bizler profesyoneliz, farklı yöneticiler ile çalışıyoruz. Zaman zaman speküle edilen birçok konu oldu, ben Umut Güner ile de çalıştım Erdal Torunoğulları ile de çalıştım. Burada önemli olan organizasyon. Fikret Orman, çok vizyoner ve zeki bir insan. Ahmet Nur Çebi’nin de iş disiplinini ayrı tutmak isterim.’’
‘’ÜLKEMİZDE TRANSFER…’’
‘’Fazla transferden, fazla işlemden başarı geleceğini düşünüyoruz biz... Organizasyon doğru ise, doğru ekibi kurduğunuzu biliyorsanız aynı oyuncularla daha farklı ve başarılı bir oluşum da oluşturabilirsiniz. Geçen sezona baktığımızda Beşiktaş’ta bir kadro değişimi söz konusu değildi ancak sezon başlangıcı ile sezon biterken gelinen noktaya bir bakalım. Aynı malzeme ile farklı bir şey çıktı. Bu konuyla alakalı, sürekli oyuncuları değiştirmek hedefleniyor çünkü kulüplerin yönetilme şekillerinde kimsenin bir bilgisi yok. Cyle Larin, Beşiktaş’a alındığında birinci forvet olarak alınmadı. Geleceği düşünülerek bir yatırım yapıldı. Ancak Larin çıktığı ilk üç maçta tabela yapamazsa 'Seni nereye gönderelim?' sorusu geliyor akıllara hemen. Biz o zaman Belçika veya Hollanda’ya kiralık gönderme düşüncesine girdik, neyse ki o zaman herhangi bir belediye başkanı aramadı da Larin’i Belçika’ya gönderip gelişimini sağlamasını çalıştık. Bugün geldiği noktada ise Sergen Yalçın’ın da etkisiyle Beşiktaş için bir değer haline geldi.’’
‘’TRANSFER NEYE GÖRE YAPILIR…’’
‘’Transferi teknik direktör, futbol direktörü, sportif direktör tek başına yapmıyor. Burada bir ekip söz konusu, her kulübün scout departmanı var. Bizim kulüpte kurduğumuz bir veri analiz departmanı vardı. Transfer zamanında hocaya istediği bölgeleri, oyuncunun özelliklerini ve Avrupa ile Türkiye’de bu özelliklere yakın üçer tane oyuncu örneği verir misin diye sorardık. Bu bilgiler alındıktan sonra scout ve veri analiz departmanları çalışmalarına başlardı. Gelen listelere göre oyuncuların menajeriyle futbol direktörü veya sorumlu yönetici görüşür, ardından hocaya elimizde bu listelerden isimler somut olarak ortaya çıkar ve hocaya iletilir. Hocanın öncelik gösterdiği isimlerle görüşmeler başlanır.’’
‘’SCOUT VE SCOUTİNG…’’
‘’Scout kelime anlamı olarak ‘’iz aramak’’ anlamına gelir. Scouting ise oyuncu keşfetmeyi söylüyor bize. Bizde şöyle bir yanlış anlaşılma var, ‘Bu oyuncu scout mu edilir? Herkes biliyor bu oyuncuyu.’ diyorlar. Biz oyuncuların bize hep hoş gözükmesine dikkat ediyoruz maalesef. Stoperimiz gol atsın ve rakibin kafasını kırsın. Zamanında Önder Özen görev alırken bizde, bir gönüllü scout ağı kurmuştu Beşiktaş. Çok ilginç raporlar geliyordu. Bu bilgileri, bu raporları değerlendirdiğimizde yeni şeyler öğreniyorduk. Çünkü Beşiktaş genel kurul üyeleri, Beşiktaş’ı seven insanlar dünyanın her yerinde var.’’
‘’MARIO GOMEZ TRANSFERİ…’’
‘’En heyecanlandığım ve hepimizde iz bırakan transfer Mario Gomez transferi olmuştu. Yaklaşık 20-25 günlük bir süreç vardı o transferde. Hatta Mario haricinde bir oyuncuyla (Dame N’Doye) daha anlaşmaya varmıştık ve uçak biletlerine kadar alınmıştı. Mario sonrasında teklifimizi kabul ettiğini söyledi ve tekrardan ona yöneldik. İnsanlar şöyle bakıyor: ‘N’Doye’u alacaklarmış, ne kadar vizyonsuzlar.’ diyorlardı ama bunu bilemezsin belki o da çok farklı işler yapacaktı… Mario ise bir projeydi, hem onun Milli Takıma gitmesi hem de bizim marka olarak çokça ön plana çıkacağımız bir profildi. Bu anlamda onun transferi, oynadığı oyun ve sonrasında kazanılan şampiyonluk tam istediğimiz gibi olmuştu.’’
‘’ADRIANO TRANSFERİNDE ÇOK HEYECANLANMIŞTIM…’’
‘’Yine çok uzun bir süreç geçirmiştik Adriano transferinde. Yaklaşık 15 gün Umut Güner ve Ahmet Bulut ile birlikte Barcelona’daydık. Bu isimlerle her gün otelden çıkış yapıp, tekrar giriş yapıyorduk. Bir süre sonra Adriano ile anlaşmayı sağladık, tam işi bitirdik döneceğiz dediğimiz dönemde İstanbul’da bir bombalı saldırı meydana geldi ve Adriano vazgeçme dönemine girdi. Ardından 2-3 günlük bir süre geçti, biz tekrardan anlaşma zeminini sağladık bu sefer de bir darbe girişimi meydana geldi. Neyse bir şekilde Adriano ile görüştük ve anlaşma zemini oluşturmadan İstanbul’a gitme kararı aldık. İmza atılmadan bir oyuncuyu Türkiye’ye getirmek, profesyonel anlamda yapmış olduğum en yanlış hareketlerden bir tanesiydi. Adriano’ya gel kendin gör, burası güvenli demiştik ve 2 gün içerisinde karar vermesini istemiştik. Eşiyle birlikte İstanbul’a geldik ve Adriano, İstanbul’a geldikten 6-7 gün sonra burasının güvenli olduğunu ve anlaşmak istediğini söyledi. Ama tam tersi olsaydı, anlaşma olmadan İspanya’ya geri dönseydi bizim için çok skandal bir iş olacaktı…’’
‘’LUCAS LEIVA’NIN TRANSFER SÜRECİ…’’
‘’O dönem bir orta saha transferi yapmamız gerekiyor ve Erdal Torunoğulları ile birlikte bu süreci yönetmek adına İngiltere’ye gittik. Oyuncuyla, oyuncunun menajeriyle, Liverpool kulübü ve kulüp yetkilileriyle her konuda prensip anlaşmaya vardık. Ancak o anlaştığımız dönemde Liverpool’un orta saha oyuncularının tamamı ya sakattı ya da cezalıydı. Lucas Leiva ise kadroda hiç düşünülmeyen ve sezon başından itibaren oynatılmayan oyunculardan bir tanesiydi. Dönemin Liverpool patronu Brendan Rodgers, çıkacakları maçta yokluktan ötürü Lucas Leiva’yı oynatacağını ve bu maçtan sonra transferinin gerçekleşmesini istedi. Leiva o maçta muazzam oynadı ve maçın adamı seçildi. Akşam o dönem Liverpool Genel Sekreteri Ian Ayre bizi aradı ve oyuncuyu göndermekten vazgeçtiklerini söyledi…’’
‘’VICTOR VALDES'TEN VAZGEÇTİK’’
‘’Bavullarını toplamış ve gelmeye hazır olan Victor Valdes’ten biz vazgeçmiştik, diğeri ise Ospina transferiydi. Ospina ile 7-8 yıl önce Samet Aybaba döneminde Beşiktaş iletişime geçiyor ancak 200-300 bin Euro bir farktan ötürü transfer gerçekleşmiyor. Bu fırsat kulübün önüne tekrar geldi ve değerlendirmek için çalıştık. Arsenal’de oynuyor o zaman ama çok maça çıkmıyor, biz Arsenal ile görüştük kulüp yetkilileri bize bonservis beklentilerinin olduğunu söyledi. O dönem bizim de öyle çok bonservis verme gibi bir durumumuz yoktu. Son görüşmeyi Ospina’nın evinde yapma kararı aldık. Ospina ve menajerine de bavulları hazırlayıp kapının önüne koymalarını, çocuklarının da Ospina’ya ne zaman gideceğiz sıkıldık artık buradan demelerini istedik. Arsenal Sportif Direktörü Raul Sanllehi tam geldiği sırada bu senaryoyu uyguladık ama o Raul bize: ‘Ali bana bunları yapmayın, bu numaraları yemem ben. İstediğimiz fiyat değişmeyecek bizim.’ dedi.
‘’AYRILIK SÜRECİ…’’
‘’Ayrılık kararı aldığımda bir kırgınlık hissetmedim. Kongre üyesi olduğun, sekiz sene çok çalıştığın, emek verdiğin kulüpten daha iyi ayrılmayı isterdim.’’
“Kuruma değil de kişilere bir kırgınlık olabilir mi?” sorusu üzerine Ali Naibi; ‘’Şu an o kırgınlık yok, hiçbir şey yok içimde.’’ ifadelerini kullandı.
‘’BEŞİKTAŞ ŞAMPİYONLUĞU GÖRMEK İSTERİM.’’
‘’İnşallah sezon sonunda şampiyonluğu görürüz. İstekli, arzulu bir takım var. Beşiktaş taraftarının sahada görmek istediği bir takım mevcut. Ve bu takımı o taraftarla sahada görmeyi çok istiyorum. Sergen hoca da sürekli bundan bahsediyor, hakikaten çok yakışıklı bir takım olur sahada.’’
‘’RIDVAN YILMAZ VE ERSİN DESTANOĞLU İLE ALAKALI YURTDIŞINDAN BİLGİ SORANLAR OLUYOR!’’
‘’Bu oyuncuların geleceği ile alakalı aramızda sürekli konuşurduk. Rıdvan geliyor, Ersin geliyor diye. Hatta şu an Alanyaspor’da kiralık oynayan Ahmet Gülay’dan çokça bahsederdik bu şekilde. Bu iki oyuncunun da gelişimi ile alakalı yurtdışından tanıdığım sportif direktörler bana bilgi soruyor. Gelecek çok aydınlık gözüküyor onlar adına.’’
‘’PANDEMİNİN BİTMESİNİ İSTERİM…’’
‘’Elimde bir sihirli değnek olsa pandeminin bitmesini ve salgın hastalıklardan uzaklaşmayı isterdim. Hepimizin hayatını zorlaştırdı ailelerimiz için kaygılanmaya başladık sürekli bunun bitmesini isterdim. İşin futbol ile alakalı olan kısmında ise seyircisiz maçların ne kadar keyifsiz olduğunu da bizlere her hafta gösteriyor.’’
ASİST ANALİZ ÖZEL HABERİDİR
Okuyucu Yorumları
0 Yorum