İspanyol medyasının en önemli yayın organlarından Marca’dan Editör Alberto Rubio, Nazlıcan Elestekin’e konuştu ve Türk futbolu hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
“Okan Buruk… Umarım onu Türkiye dışında teknik direktörlük yaparken de görürüz. O, Serie A’da Inter’in oyuncusuydu. Belki kültür anlamında da koçluk yapabilir. Türkiye’de son iki sezonu kazandı. O iyi bir koç, Türkiye dışında da kendini kanıtlayabilir.”
“Bence Mourinho yeni bir kulübe geldiğinde, bunun bir kılavuzu olduğunu ve bunun ipuçları olduğunu söylüyor. Patron benim demek için belki biraz yaşlı olan iki oyuncuyu öne çıkarmak zorundayım. Ben özel biriyim ve burada lider benim. Şimdi önemli olan bu adamlar çıktı. Eğer çıkmak istemiyorsanız, kazanmak için beni takip etmek zorundasınız, oğlu gibi. Ve rehberde bundan şikâyet etmemek gerekiyor. Mourinho, futbol tarihinin en iyi menajerlerinden biri. Ama bu doğru. Mourinho, takvimden, aradaki dinlenme süresinden hakemlerden şikâyet etti. Sanırım benzer durumlar Real Madrid’deyken de yaşandı. Geldiğinde Real Madrid için kötü bir dönemdi. Çünkü Barcelona Guardiola ile kazanıyordu. Belki de Barcelona en iyi dönemindeydi. Ve Mourinho söylediği her şeyle Barcelona ve Real Madrid arasındaki bu mesafeyi azaltmak istedi. Bunun için de tüm bu şeyleri futbolun dışında yönetmek istiyor.”
“Öncelikle Arda Güler’i sevdiğimi söylemeliyim. Real Madrid’e gelmeden önce Fenerbahçe’deyken de onun hakkında yazmıştım. Onu çok beğeniyorum. Teknik açıdan dünyanın en iyilerinden biri. Ama futbol teknikten fazlasıdır. Dinamik olmalısınız, güçlü olmalısınız. Belki de Arda bu noktada en iyisi değil. Ve bence asıl sorun, Real Madrid’in ön tarafta gezegenin en iyi futbolcularına sahip olması. Onun yerinde olsam, Modric gibi oynamaya çalışırım. Onda bu yetenekler var.”
“Bence pozisyonunu değiştirirse daha fazla süre alabilir.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum