SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

Ada Gezileri: Sert ve Kayıp

Ada Gezileri | 22.10.2020 14:30

Ada Gezileri’ne hoş geldiniz. Bu hafta da Ada’da neler yaşandığına bir göz atacağız...

Erhan Barış KARAKUŞ Erhan Barış KARAKUŞ
Ada Gezileri: Sert ve Kayıp

MERSEYSIDE DERBİSİ VE ‘KURALLAR’ TARTIŞMASI

Premier Lig’in son şampiyonu Liverpool’un ilk dört haftada dört galibiyet alan lider Everton ile oynadığı derbi maç kuşkusuz haftanın en çok merak edilen mücadelesiydi. Aston Villa hezimetini milli maç arasında hazmetmeye çalışan kırmızılar Mane ile öne geçti ancak Virgil van Dijk’in sakatlanması ile tam anlamıyla neye uğradığını şaşırdı. Everton kalecisi Jordan Pickford'un sert bir müdahalesi ile sakatladığı van Dijk, çapraz bağ sakatlığı yaşadı ve uzun süre sahalardan uzak kalacak. Bu Liverpool için kaybedilen 2 puandan hatta Aston Villa karşısında alınan hezimetten bile kötü bir haberdi. Bu pozisyonun başındaki ofsayt nedeni ile Pickford'a herhangi bir kart çıkarılamaması da Ada’da haftanın en çok tartışılan konularından biriydi. Daha önce de birçok ligde ofsayt olmasına karşın devam eden oyun sonrası kaleci müdahaleleri ile ciddi sakatlıklar yaşanmıştı. Sanırım bu ‘pozisyonu bitir ofsayta bak’ kuralının revize edilip edilmemesi yönündeki tartışmalar daha çok devam edecek.  Liverpool'da Virgil van Dijk ameliyat olacak! - Futbol - Spor Haberleri

Liverpool maçın kalan kısmında Salah’ın kalitesini konuşturduğu harika golle yeniden öne geçti ancak ezeli rakibine yeniden yakalandı. Maçın uzatma dakikalarına geldiğimizde ise yine tartışmalar başlatan bir pozisyonda Liverpool golü buldu ve neredeyse Everton’ın başlama vuruşunun yapılacağı ana kadar büyük sevinç yaşadı. Ancak VAR odasından gelen uyarı herkesi şaşırttı. Pozisyonun başında Mane’nin ofsaytta olduğu tespit edildi. Aslında bu pozisyon da ofsayt kuralının revize edilmesi için devam eden tartışmaları hararetlendirdi.

Posizyona bakıldığında Mane’nin sadece dirseğinin ucunun o da ‘belki’ ofsaytta olduğunu söyleyebiliriz ama sistem yıldız futbolcunun ofsaytta olduğunu belirtti ve gol iptal edilince Merseyside derbisi 2-2 tamamlandı.

Klopp’un “Biri galibiyet golümüzün neden iptal edildiğini söyleyebilir mi” dediği maçın ardından skordan çok kurallar ve VAR tartışıldı.

Son dönemde futbolun ruhu ve doğasıyla örtüşmeyen birçok kural eleştirilerin odağına oturdu. Bunların kısa süre içerisinde yetkililerce masaya yatırılarak düzeltileceğini söylemek sanırım kahinlik olmaz.

 

LONDRA DERBİSİ VE İNANILMAZ GERİ DÖNÜŞ

Haftanın bir diğer derbisi Londra’daydı. Jose Mourinho ile bu sezon dikkat çeken sonuçlar alan Tottenham, West Ham United karşısında da maça harika başladı. 45. saniyede Kane’in harika pası ve Son’un güzel vuruşu ile öne geçtiler ve henüz 16. dakikaya gelindiğinde 3-0’lık üstünlüğü yakalamayı başardılar. İlk iki golde birbirlerine asist yapan Kane ve Son ikilisinin bu sezon bambaşka bir performansla lige damga vurabileceklerini söylemek sanırım yanlış olmaz.

European roundup: Tottenham wastes three-goal lead, Sociedad go top - CGTN  Ancak maçın hikayesi orada bitmedi hatta büyük kısmı son 8 dakikaya saklandı. 82. dakikaya kadar 3-0 geride olan ve kalesinde farkın açılmasına sebep olabilecek çok pozisyon yaşayan West Ham 85’te farkı 1’e indirmeyi başardı. Mourinho’nun kalp atışlarının hızlanmaya başladığı anlarda Manuel Lanzini ‘yok artık’ dedirtecek golüyle inanılmaz geri dönüşü noktaladı. Sanırım Lanzini’nin bu golü lig bittiğinde sezonun golü olarak seçilecektir.

Bu fantastik golle noktalanan karşılaşma aslında Tottenham’ın son dönemde dünya futboluna kazandırdığı en büyük isimlerden Gareth Bale’in de Londra ekibine geri dönüş maçıydı. Karşılaşmanın 72. dakikasında takımı 3-0 öndeyken sahaya giren Galli oyuncu için iyi hatırlanacak bir dönüş günü olmadı. Gerçi onun sahaya girdiği anın fotoğrafları maçtan sonra sosyal medyada ‘sonun başlangıcı’ esprileri ile de pek de alay konusu oldu.

Tottenham ve Mourinho için üzücü bir son da olsa Tottenham, dönemlik iyi oyununu maçın geneline yaymayı başardığında ligin en tehlikeli ve güçlü takımlarından biri olacaktır. Bu anlamda iyi sinyaller veriyorlar.

 

EN İYİ 11’İN STOPERLERİNİN TALİHSİZ VE ÜZÜCÜ HAFTASI

Premier Lig için talihsiz bir hafta geride kaldı. Geçtiğimiz sezon Premier Lig’in en iyi 11’inde savunmanın göbeğinde yer alan Virgil van Dijk ve Çağlar Söyüncü hemen hemen aynı hafta talihsiz sakatlıklar yaşayarak uzun süre sahalardan uzak kalma sonucuyla karşı karşıya kaldılar.

Merseyside derbisinin 10. dakikasında Everton kalecisi Jordan Pickford'un müdahalesi ile çapraz bağları yırtılan van Dijk Liverpool taraftarlarını büyük üzüntü içine soktu. Yıldız futbolcunun sakatlığı çok ciddi. Hollandalı savunma oyuncusunun sahalara dönüşünün 8 ayı bulabileceği belirtiliyor.

Virgil van Dijk sıradan bir ilk 11 oyuncusu değil. O dünya futbolunun son dönemde çıkardığı en özel ve fark yaratan savunma oyuncularından biri. Aslında onun transferi sonrasında Liverpool’un nasıl bir seviyeye çıktığına bakarak bunu daha iyi görebiliyoruz. Evet, Liverpool çok güçlü bir takım, çok büyük yıldızları ve çok özel bir teknik adamları var ama van Dijk onların en önemli eksik parçasını kapatmıştı. Onsuz Klopp’un Liverpool’u nasıl toparlayacağını hep birlikte göreceğiz. Aslında Alman teknik adam ve Liverpool için Hollandalı savunmacının ne kadar önemli olduğunu Klopp'un sakatlık sonrası yaptığı, “Van Dijk’ı kocasının hapisten çıkmasını bekleyen bir eş gibi bekleyeceğiz.” açıklaması net bir biçimde özetliyor.

Liverpool, van Dijk’i sabırla bekleyecek bu kesin ama yokluğunda takıma yeni bir stoper almak için çalışmalara da başladı. Listede Ozan Kabak’ın da yer aldığını belirtelim. Ancak bu transfer için Liverpool’un karşısında bir İtalyan devi de var. Milan da uzun süredir Ozan Kabak’ı kadrosuna katmak niyetinde. Futbol dünyasında milli yıldızımız için bu iki dev kulübün büyük bir rekabet içerisinde olduğu konuşuluyor.

Gelelim Çağlar’a. O da Milli Takımımızın kampında sakatlandı ve yaptığımız üç maçta da oynayamadı.

Premier Lig'in 5. haftasında Leicester City, sahasında Aston Villa'ya 1-0 yenilirken, Çağlar Söyüncü maç kadrosunda yer almadı.

Çağlar Söyüncü: Takımımı bir süre yalnız bırakacağım için çok üzgünüm -  Futbol - Spor Haberleri

Onunla ilgili üzücü haberi maçın ardından konuşan Leicester City Teknik Direktörü Brendan Rodgers verdi ve Çağlar Söyüncü'nün sakatlığının ciddi olduğunu, sahalara dönmesinin de üç ayı bulabileceğini söyledi.

Çağlar, her ne kadar “En kısa sürede eskisinden daha da güçlü olarak sahalara dönmek için elimden geleni yapacağım.” dese de tabii ki bu sakatlık onun ritmini ve performansını olumsuz etkileyecektir.

Premier Lig’in geçtiğimiz sezonki en iyi iki stoperinin bir an önce sahalara dönüp forvet oyuncularının kabusu olmaya devam etmeleri tabii ki en büyük dileğimiz.

 

BİR GARİP ADAM; DEFOLU MOURINHO

Jose Mourinho’yu hepimiz biliyoruz. Başarılı, kendinden emin, özgüveni yüksek aynı zamanda ukala ve sivri dilli bir teknik adam. Bu duruşu çoğunlukla eleştirilse de Mourinho’nun, diplomatik dile ve açıklamalara alışık olduğumuz futbol dünyasında, farklı bir ekol olduğunun altını çizmek gerekir. Hemen her teknik adam birbiri hakkında olumsuz düşüncelere sahip de olsa bunu içinde tutmayı ya da kapalı kapılar arkasında dillendirmeyi tercih eder. Jose ise diplomasiyle vakit kaybetmiyor ve içinden nasıl gelirse öyle davranıyor. Ne dengeleri ne de isimlerin büyüklüğünü umursuyor.

Mourinho’nun kariyeri bu tip çıkışlar ve açıklamalarla dolu. "Futbol menajerlerini yeni veya eski diye değerlendirmem. Ben iyiye ve kötüye inanırım. Başarıya ulaşanlar ve ulaşamayanlar... Lütfen küstah olduğumu düşünmeyin ama ben Avrupa şampiyonuyum ve özel biriyim!" diyecek kadar mütevazı, "Şu anda lider durumda olmamız kulübün maddi gücünden kaynaklanmıyor. Bütün kupaları alma iddiamız, benim üstün çabalarımdan ve emeğimden kaynaklanıyor." ifadelerinden anlayacağımız gibi başarıyı paylaşmayı çok seven, futbol oynamadığı için iyi teknik adam olamayacağı yönündeki eleştiriye verdiği "Jokey olmak için önce at mı olmak gerekir?" cevabı ile de gülümsetmeyi bilen biri Jose.

Mourinho speaks out against 'Spursy' coverage after West Ham capitulation |  Goal.com

Ayrıca kazanamadıkları bir maçın ardından gelen “Takım yorgun muydu?” sorusuna verdiği "Yorgun mu? Günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz Euro kazanıp evine dönen baba yorgun olur. Biz değil!" yanıtıyla da tribünlere oynamayı unutmayan bir adam Mourinho…

Ancak Mourinho’nun en çok da meslektaşları hakkında söyledikleri hafızalarda. 

"Benim futbol hayatımda koca bir sıfır var. Ancak onun futbol hayatı mükemmeldi, başarılarla doluydu. Benim teknik direktörlük kariyerimde kupalar varken, bu kez Rijkaard’ın elinde koca bir sıfır var." sözleriyle Frank Rijkaard’ı yerin dibine sokan Portekizli en çok da Arsenal’in eski teknik direktörü Arsene Wenger ile atışmaları ile hatırlanıyor.

Mourinho’nun geçmişte Wenger için "Hala çocuk bakıcılığı yapmaktan takımını şampiyon yapamıyor" sözleri hala unutulmuyor. Efsane Fransız teknik adam da Mourinho’nun bu saldırgan ve kavgacı yaklaşımlarından ne kadar rahatsız olduğunu artık dile getirmek zorunda kaldı.

Wenger'in "My Life in Red and White" adlı otobiyografisi bu aybaşında piyasaya çıktı. Kitap Jose Mourinho ile Fransız futbol adamını bir kez daha karşı karşıya getirdi.

Arsene Wenger, Jose Mourinho'nun kendisine otobiyografisinde pek yer vermemesiyle ilgili yaptığı yorumlara da yanıt verdi.

Wenger'in Arsenal dönemini anlattığı otobiyografisinde sık sık atıştıkları Jose Mourinho ile yaşadıklarına dair bir bölüm olmaması dikkat çekmişti.

Hafta başında Jose Mourinho, kitapta kendisine pek yer verilmemiş olmasına dair yaptığı yine kendisine has yorumda, "12-14 maç karşı karşıya geldiğiniz ve hiç galibiyet alamadığınız birine kitabınızda yer vermezsiniz değil mi? Durumu çok iyi anlayabiliyorum." demişti.

Wenger’in Mourinho'ya yanıtı gecikmedi. Wenger, "Açıklamaları beni rahatsız etmedi. Her zamanki provokasyonlarından biri. Onunla atışırken kendimi kreşte gibi hissediyorum. Ama bu onun kişiliğinin bir parçası. Ayrıca kendisi yanılıyor, ona karşı iki kez kazandık. Ayrıca pek çok beraberlik var. Bunun dışında kazanan sadece 'siz' olamazsınız. Teknik adamlar galibiyetin sadece bir parçası olabilir." dedi.

Tabii bu açıklamalar iki teknik adamın hayata, insanlara ve futbola bakış açısını da net bir biçimde ortaya koyuyor.

Yine de Jose Mourinho’yu daha fazla yargılamayalım ve onu olduğu gibi kabul edelim en iyisi. Tıpkı onun dediği gibi; "Ben Jose Mourinho’yum ve değişmem… Kalitem, defolarımla birlikte gelir."

 

MESUT ÖZİL’İN DRAMATİK TÜKENİŞİ

Arsenal ve Türk asıllı Alman milli futbolcusu Mesut Özil arasında ipler uzun bir süredir gerilmişti. Sanırım artık bu ipin tamamen koptuğunu söylememiz yanlış olmaz.

Uzun süredir önce performansı eleştirilen, aldığı ücret nedeni ile linç edilen ve sonucunda Londra kulübünde istenmeyen adam ilan edilen Mesut Özil’e, takımın Avrupa kadrosunun ardından 25 kişilik Premier Lig kadrosunda da yer verilmedi.

Arsenal'de haftalık 350 bin Pound kazanan Mesut bu kararla artık en azından Ocak ayına kadar ligde forma giyemeyecek. Yani kısaca Arsenal Mesut’a çok net bir biçimde “seni burada istemiyoruz” mesajını verdi.

Kulüplerin yeni yılda kadrolarını revize etme hakkı bulunsa da Özil’in artık takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Arsenal'de Mesut Özil, Premier Lig kadrosundan çıkarılıyor

Her ne kadar son dönemde performansı ile eleştirileri hak etse de Mesut’un kariyerindeki bu düşüş ve geldiği itibarsız nokta tam anlamı ile dramatik ve hüzünlü.

Real Madrid’deki çıkışı sonrası 2013'te 50 milyon Euro'ya Arsenal'e imza atan Mesut, o dönem Arsenal tarihinin bonservisine en çok para ödediği futbolcu unvanını ele geçirmişti. İyi başlayan Premier Lig kariyerinde bu noktaya gelinmesi sanırım kimsenin ön göremeyeceği bir durumdu. Ancak Mesut bu transfer döneminde maalesef Arap Kulüplerine pazarlanmak istenen veteran futbolcu kıvamına geldi.

Mesut transfer döneminde Suudi Arabistan'dan yüklü bir transfer teklifi almış ancak Arsenal’de kadroya yeniden girme umuduyla teklifi kabul etmemişti. Ama işler beklediği gibi gelişmedi.

Mesut Özil, bu karar sonrası hayal kırıklığını sosyal medyadan yaptığı açıklama ile net bir biçimde ifade etti ve “2018'de yeni sözleşme imzalarken sevdiğim kulüp Arsenal'a bağlılığımı gösterdim ancak bunun karşılığının olmaması beni üzdü. Artık öğrendim ki sadakat bugünlerde zor bulunan bir şey. Ne olursa olsun takıma dönmek için mücadelemi sürdüreceğim, acımasızlığa karşı ve adalet için sesimi yükseltmeyi sürdüreceğim” ifadelerini kullandı.

Geçmişte Alman Milli Takımı’ndan da uzaklaştırılan 32 yaşındaki futbolcu şimdi de Arsenal’den adeta kovalandı. Saf yetenek sahibi ‘iyi oynadığında’ izlemeye doyamayacağınız oyunculardandı. Onun bu duruma düşmesi hem üzücü hem de futbol severler için çok büyük kayıp. Umarız Mesut Özil ayağa kalkmayı başarır ve kariyerinin son döneminde o yumuşak stilini bize yeniden keyifle izletir.

Bu haftalık da bu kadar, sağlıkla kalın…

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya