Fransız Mutfağı: İnce

Başlangıç

Üç maçtır kazanamayan Rennes için Şampiyonlar Ligi’nde de işler yolunda gitmiyorken; Brest maçının önemi biraz daha artmıştı. Alışageldik başlangıçlarından birisini yaparak sahanın ilk iki bölgesinde rahat görünen ev sahibi, ilk çeyrek saatlik dilimde ince işlerden uzak ve etkisiz bir maç geçirdi. İkinci çeyrekte Terrier’in yaptığı ceza sahası koşuları Brest savunmasının dengesini bozdu.

Sağ kanatta Del Castillo-Traore ikilisiyle bu bölümü oldukça etkili geçiren Rennes, Lea-Siliki’nin ‘silik’ performansı nedeniyle bunu sürekli kılamadı ve ilk devre düşük tempoyla golsüz geçildi. İkinci yarıya topla daha fazla oynayarak giren Brest, rakibini tehdit etmeye başladı. Bu tehditler, Honorat’la golü getirse de iki duran topta bir çuval inciri berbat ettiler. Önce Del Castillo’nun serbest vuruşunda Da Silva’yı; sonra da Bourigeaud’nun köşe vuruşunda diğer stoper Aguerd’i bomboş bıraktılar ve puan alabilecekleri bir maçtan üst üste üçüncü mağlubiyetleriyle ayrıldılar. Puanını 18 yapan Rennes ise, PSG deplasmanı öncesinde mesafeyi korudu.

Ara Sıcaklar

Lige çok iyi girmesine rağmen ekim ayını tanınmaz halde geçiren iki takımın buluşmasında Montpellier, St.Etienne deplasmanında eksiklerine rağmen istediklerini yapabilen taraftı. Stoper yokluğu nedeniyle dörtlü savunmaya dönen Zakarian, atlet oyuncu tercihleriyle kalite eksiğini fazlasıyla kapattı. Özellikle sağ bek Junior Sambia’nın inanılmaz bir enerji koyduğu maçta; St.Etienne’i sahalarına kapattıkları bölümde Mavididi’nin harika golüyle öne geçtiler.

 Ev sahibinde Puel’in kanat oyuncusu olmadan takımını çıkardığı düzen, St.Etienne’i tamamen merkeze sıkıştırdı. İkinci yarıda Montpellier’in geri çekilmesi ve kenara daha fazla açılmalarıyla daha etkili görünseler bile bu etkinlik, atak sürekliliğini beraberinde getirmedi. Montpellier, bu sezon ilk kez bir maçı gol yemeden bitirirken; St.Etienne üst üste beşinci kez kaybetti.

Ne zaman, ne yapacaklarını kestirmenin çok güç olduğu iki takım Angers ve Nice; Raymond Kopa’da karşı karşıya geldi. Papatya falında ‘seviyor’ çıkan takım bu kez Nice oldu. İlk 15 dakikada birbiri ardına kullandığı köşe vuruşlarıyla rakibini bayıltan konuk ekip, bağıra çağıra gelen golü Dante’nin bir pivot santrafor gibi yaptığı servisi asiste dönüştüren Rony Lopes’le buldu. Bu golden sonra sürekli savunma arkasına koşu atan Nice, bunun ödülünü de devre ortasında kazandığı penaltıyla aldı. İkinci golden sonra maçın çok büyük bölümünde tempoyu düşüren Vieira’nın ekibi, 70.dakikadan sonra Amine Gouiri liderliğinde birbiri ardına kontra atak fırsatları yaratmaya başladı. Bu ataklardan birini oyuna sonradan giren Boudaoui ile gole dönüştüren Nice için tek üzücü gelişme, ikinci yarının başında Dante’nin dizinden yaşadığı ciddi sakatlık oldu.

Ana Yemek

Ana yemeğimizde Ligue 1’de haftanın maçı var. Lille deplasmanına da oldukça ofansif bir orta saha kurgusuyla çıkan Lyon’da Rudi Garcia, Aouar ve Paqueta’yı rakip yarı alanda konumlandırınca; rakibini kalesinden çok uzakta karşıladı ve oldukça etkisiz kıldı. Hareketli hücum üçlüsünün bek ve stoper arasına sızmalarıyla pozisyon da üretmeye başlayan Lyon’da, Toko-Ekambi’nin değerlendiremediği fırsat her şeyi tersine döndürdü. Kaçan net pozisyonun dönüşünde artık bir Bamba klasiği haline gelen nefis golle öne geçen Lille, rüzgarı da arkasına aldı. Direksiyona geçen ev sahibi, Zeki-Araujo kanadı üzerinden etkili olmaya devam etti. Fakat onlar da ikinci golü bulamamanın bedelini, Zeki’ye çarpan şans topunu kalelerinde görerek ödedi.

İkinci yarının başında Marcelo’nun atılmasıyla eksik kalan rakibine karşı maçtaki tüm kontrolü eline alan Galtier’in öğrencileri, her şeyi denemelerine rağmen Lyon savunmasını delip dengesini bozacak aksiyonlardan uzak kalınca sahadan bir puanla ayrıldı.

Tatlı

Lider PSG, galibiyet serisi içerisindeki en sıkıntılı maçını Nantes deplasmanının ilk yarısında oynadı. İki bekinin ve Chirivella’nın merkeze yardıma gelmesiyle PSG’yi 40 dakika çok iyi kilitleyen ev sahibi, Simon Moses ve Kolo’yla net fırsatlar da buldu. Özellikle 16.dakikada Kolo’nun PSG stoperi Diallo yokmuş gibi davranıp getirdiği pozisyonda topu boş kaleye vuramayan Moses, birkaç dakika sonrasında da sakatlanıp çıkınca; Nantes için çok önemli bir kontra atak silahı ortadan kalkmış oldu. İlk yarının son beş dakikasında orta saha merkezinin ceza alanına attığı koşularla pozisyon bulmaya başlayan PSG, sinyali bu kısa bölümde verdi. İkinci yarıya 2002 doğumlu Ruiz’le başlayan Tuchel, ince işler yapacak bir orta saha oyuncusunun varlığıyla rahatladı. Karşılığını da 46.dakikada Herrera’nın golüyle aldı. Bu golden sonra da PSG için hayat çok kolaylaştı. Oyundan düşen ve reaksiyon veremeyen Nantes karşısında üst üste yedinci galibiyetini 3-0’lık skorla alan PSG, liderliğini korudu.

Haftanın Takımı: Monaco

Haftanın Futbolcusu: Kevin Volland

Haftanın Golü: Jonathan Bamba (Lille-Lyon)

Şefin Tavsiyesi: 8 Kasım Pazar günü saat 23:00’da Ligue 1’in en önemli derbilerinden birisinde Lyon ile St.Etienne karşılaşacak. İki takımın durumundan bağımsız olarak önemi çok büyük olan mücadeleyi kaçırmamanızı öneririm.