Maçın Hikayesi: Resital

Fenerbahçe için Kayserispor, ligdeki durumu itibariyle kolay bir rakip gibi görünse bir önceki maçında Başakşehir’i yenmiş olmaları form grafiklerine dair önemli bir bilgiydi. Erol Bulut, Samatta en ileride, Thiam-Pelkas-Valencia hücum orta sahası, Ozan Tufan-Gustavo merkezi ile beklerde Caner ve Nazım’ı tercih etti. Slazai ile Serdar savunma hattını oluşturdu.

Bu aslında her ne kadar iskeleti ile yerleşmiş bir kadro olsa da biraz tartışmalıydı. Bunun nedeni ise bekleyen savunmalara karşı oyunu açmakta zorlanan, rakip ceza sahasında etkili top kullanamayan bir kadro olarak göze çarpıyordu.

Ancak Kayserispor, hiç de beklediğimiz gibi bir oyun oynamadı. Kendi sahasında beklemek yerine hücumu düşünen, ikinci bölgeden ileriye çıkmayı hedefleyen bir planla sahadaydı. Bu da Fenerbahçe’nin, deyim yerindeyse, ekmeğine yağ sürdü.

Çıkmaya çalışan, ancak rakip savunmaya çarpıp geri seken Kayserispor’un bıraktığı dev boşluklar, hücum orta sahasındaki oyuncuların istedikleri gibi oynamaları için biçilmiş kaftandı. Bu kadar boş alanda hem Thiam hem Enner Valencia’nın toplu koşuları hem de Pelkas’ın akıl dolu pasları için bol bol yer vardı.

Bir başka deyişle, maç sonunda, kendi adına sezonun en fazla isabetli pas rekoru istatistiğinin nedeni, rakibin buna izin vermesiydi.

Thiam'ın golündeki tek paslarla hızlı hücumun golle sonuçlanması, hazırlanışı açısından zekice olarak nitelendirebileceğimiz Samatta'nın golü ve Cisse'nin 3 farklı galibiyeti getiren golünü üst üste izlediğinizde, resital tadı veriyor. Bu sezonun sadece pas istatistiği olarak değil estetik ve oyun zekası açısından da en iyi maçı oldu. 

Diğer yandan ise Fenerbahçe’nin savunma anlayışına bir parantez açmak gerekir: Erol Bulut’u savunmacı diyerek eleştirenler olmuştu, Fenerbahçe bile olsanız, modern futbolun gerçeğini yadsıyamazsınız; her hücum savunmadan başlar. Sarı lacivertlileri savunmadaki disiplini, rakibin pas ve koşu yollarını kapatması ama da önemlisi savunmayı takım olarak yapabilmesi bu maçın kazandıran gollerinden daha önemliydi. Neredeyse kalesinde pozisyon bile görmedi. 

Bunun en önemli nedenlerinden biri bireysel hamleler, diğeri ise takım olarak rakibe uygulanan presti. Bunları hücumla birleştirdiğinizde de galibiyet kaçınılmaz oluyor.