Anlatılması zor bir maçtı, eğer izlemediyseniz diyeceksiniz ki, 5-1’lik galibiyetin neresini anlatmak zor?
Skoru, oyunu anlatmayan o maçlardan biriydi...
Bir kazanan vardı, hem de 5-1 gibi hem net hem gollü hem farklı bir galibiyet elde etti. Fenerbahçe’nin, pozisyon üretmeden, ikinci yarıda 3 gol birden bulabilmesi, rakibin arasından çok kolay geçebilmesi, sezon boyunca ancak bir kez olur.
Böyle farklı bir galibiyetin övgülerle yazılması gerekir ki her kaleye gittiğinde gol atabilmek, en uçuk maç tahminlerinde bile olmaz. Kurtarışı olmayan bir kaleci, direkten dönen iki top, atılan 5 gol… Biraz asılsalar, futbol tarihine geçebilecek bir skor işten bile değildi.
Maçı izlememiş biri, muhtemelen şu soruyu soracaktır: Gençlerbirliği sahaya çıktı mı?
Mustafa Kaplan değişikliğinin, ilk maç itibariyle neredeyse ters etki yarattığını söyleyebiliriz.
Gençlerbirliği, ilk yarının hemen başında, Mert Nobre dönemindeki futboluna çok yakın bir görüntüde çıkmak istemişti. Ancak işler hiç de düşünüldüğü gibi gitmedi. Gençlerbirliği’nin ana hücum planı, hızla çıkıp gerideki boşlukları kullanmaktır. Fenerbahçe savunması geride rakibini iyi karşılayınca ikinci bir planlarının olmadığı ortaya çıktı.
Çıkamayan Gençlerbirliği, topu ikinci bölgeye sıkıştırdı, ilk yarıdaki 3 golün 2’si duran toptan geldi. Gençlerbirliği, hiçbir Fenerbahçe atağında rakibi karşılayamadı, adam paylaşımlarını yapamadığı gibi hamleleri de çok yanlıştı.
Temponun çok düşük olması, iki takımın da ikinci bölgede paslaşarak çok fazla vakit geçirmesi, kalecilerin goller dışında belki ikişer üçer kez ekrana geldiği bir maç ortaya çıkardı.
Fenerbahçe’ye tek düşen, hata yapmamak ve kaleye gitmekti, Erol Bulut’un takımı da sezonun en rahat galibiyetini elde etti.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum