Maçın Hikayesi: Mağlubiyetten Kötüsü...

Galatasaray, Fenerbahçe ve Rangers maçlarından sonra belli oranda rotasyonla maça başladı ama herhalde bu kadarı yeterli değildi. 3 günde bir maç yapıp daha ilk ay sonunda biten Türk takımı görmek hiç şaşırtmıyor. Avrupa takımları sezon boyu 3 günde bir hem de rotasyonsuz maça çıkarken, Avrupa'nın en yaşlı liginin takımlarının bir ayda pestilinin çıkması şaşırtıcı değil. Rotasyona rağmen ilk yarıda takımın boyunu kısaltmakta çok zorlanan bir Galatasaray vardı. 

Stoperler ile santrfor ve kanatlar arasında çok fazla mesafe farkı vardı. Ön alanda oynayan oyuncular; Diagne, Arda ve Feghouli savunmadan top çıkarken geri gelip pas istemedi. Açıkçası Diagne'nin tek gol pozisyonu hariç savunmanın arkasına da koşmadılar. Yani ne geri, ne ileri sıfır koşu. Böyle olunca onlara atılan, zorlama isabetsiz paslar, 2-3 saniye içinde Galatasaray kalesinde gol pozisyonuna dönüşmeye başladı. Açıkçası Etebo gibi dar alandan driplingle çıkabilen, baskıda çok bozulmayan bir merkez oynamasa çok daha fazla pozisyon verilirdi.

Galatasaray teknik heyeti ilk yarıdaki bu bariz sorunu çözmek için devreyi beklemek gibi bir yanlışa düştü. Sanki ilk devre oyuncu değiştirmek yasak gibi davrandılar. İlk yarı dakika dakika düşen bir Galatasaray varken 30 gibi değişiklikler gelebilirdi. Devre 0-0 bitirilse, kendi oyun düzeninde devam ederek 2. yarı yapılacak takviyelerle kötü de oynasa kazanabilirdi Galatasaray ama golü yiyene kadar sabredip sonra da ya herro ya merro demek ve ne kadar santrforu varsa ileri atıp doldur boşalta dönmek Fatih hocanın hiç değiştirmediği bir özelliği.

Feghouli ve Arda gibi oyuncular geriden top alıp hücumda oyun kurmaktan kaçacaksa yerlerine Kerem Aktürkoğlu, Jesse, Oğulcan, Ali Yavuz gibi gençler oynasın ve savunma arkasına koşu atsınlar daha iyi. Bu kanatların oynama nedeni kenarlarda top alıp, oradan oyun kurmaları. Buna karşın top almak için yeterince istekli değillerdi. 

2. yarıda yapılan değişiklikler sonrası Galatasaray santrfor pozisyonunda yine etkisiz kaldı. Açıkçası ne Falcao ne Diagne. Stopere bu kadar nokta atışı takviyeler yapan bir kulübün, Falcao ve Diagne'ye bonservis ve maaşlar dahil toplam 43 milyon euro yatırmış olması inanılır gibi değil. İnsan diyor ki, bu ikisi yerine Babel'i santrfor oynatsın bari sırtı dönük top alan biri olur. Hoş Falcao ile Diagne'yi yedek bırakıp Babel ile oynansın haftaya o da, "bunun yerine başkası yok mu" dedirtir. Onu da katarsak bu üçlünün Galatasaray'a maliyeti 50 milyon euronun üzerine çıkıyor! 

Maçın 2. yarısında Kasımpaşa'nın kontra atak planı etkisizliğine rağmen çok kötü hücum eden Galatasaray galibiyeti alamadı. Bence mağlubiyetten daha kötüsü, Fenerbahçe maçına kadar olan oyun oynama inadından vazgeçilmesiydi.