Maçın Hikayesi: Sadece oyuncu eksikliği değil

Maçtan önce TFF 1. Lig’de Eskişehirspor ile Ümraniyespor'un mücadelesini izledim. Kağıt üzerinde favori tabi ki Ümraniye’ydi. Nedeni de yılların Eskişehirspor'unun transfer tahtasını açamayıp gençlerle yoluna devam edişiydi. Ama Ümraniyesporlular karşılarında bambaşka bir takım buldu. 1 puanı zor kurtardılar.

Eskişehirspor, Hürriyet Güçer'in hazırlamasıyla kora kor oynayarak galibiyeti kaçırdı. Yani anlayacağınız futbolda her zaman kadrolar oynamaz, kenardaki teknik adamdan tutun sahadaki oyuncuya kadar herkes ruhunu ortaya koyar. İşte Beşiktaş’ta bu yok. Ruh ve kalpten oynama yok.

Tamam kadro eksik, para yok, taraftar yok... Yönetimin eli kolu bağlı, transferin bitmesine saatler kalmış, bunlar hepsi Beşiktaş ve Sergen hoca için bir mazeret olabilir. Bu konuda haklılık payı da vardır, doğru. Ancak sahaya çıkan Beşiktaş takımının ve hocasının her zaman bir planı vardır. Ne yazık ki Beşiktaş'ın ne planı, ne taktiği, ne ruhu ve kazanma coşkusu vardı yine bugün.

İddia ediyorum bu takıma hangi oyuncu gelirse gelsin bir fayda sağlayacağına inanmıyorum. Burada başka işler var sanki. Saha dışı etkenler...

Belli ki Sergen Yalçın'ın da kafası iyice karışık zaten maç sonrası yönetime topu atması, Gençlerbirliği önüne çıkardığı kadro bunun göstergesiydi. Yalçın'a çok hak veriyorum. Ancak bu sonuçları sadece adam eksikliğine bağlamak büyük hata olur.

Beşiktaş elindeki kadro ile Konyaspor’dan sonra Gençlerbirliği'ni de yenemiyorsa başka şeyler de sorgulanmalıdır. Mesela bugün de savunma hatasından bir gol yenildi. Bunlar antrenmanda çalışılıyor mu? Hoca takımı motive ediyor mu? Rakipler iyi analiz ediliyor mu? Tesislerde disiplin var mı? Bunlara bakmak lazım.

Çıkarılan kadroyu bir inceleyelim. Vida'yı anlarım geçen hafta mağlubiyette başrol oyuncusuydu. N’Skala'nın kenara alınıp Rıdvan ile başlanması da yerinde karardı. Ancak özellikle bu orta saha kurgusu ile kazanma ihtimali zaten yoktu. Kenarda ne kadar kötü de olsa kreatif Ljajic hatta Hasic dururken daha çok defansif bir orta saha çıkarmanın mantığını anlamadım. Hele bir ilk yarı vardı ki evlere şenlik.

Koskoca Beşiktaş'ın Gençlerbirliği'nin hatasıyla Gökhan ile yakaladığı bir pozisyon dışında "bu da kaçar mı" dedirten atağı yoktu. Buna karşın rakip takım farkı ilk baştan yakalayabilirdi. İkinci yarı Larin, Ljajic, Güven ve Hasic'in girişi ile az da olsa kıpırdanma oldu ama bu da iş bitirme anlamındaki eksikliği göze soktu. Aboubakar da çıkınca gol yolları iyice kapandı. Buna karşın iyice kapanan Gençlerbirliği bulduğu anı ataklarla farkı açamadı. Öyle goller kaçırdılar ki Beşiktaş savunması diye bir şey kalmamıştı. Zaten maç sonrası Beşiktaşlı futbolcuların fotoğrafı ruh ve fizik hallerini ortaya koyuyordu.

Sanki iyi oynayıp da kazanamamış bir topluluk sanırsınız ama o yerlere yatışlar tükenmişliğin sendromuydu. Şu an milli ara Beşiktaş'a ilaç gibi gelecektir ama bu nasıl değerlendirilecek göreceğiz ama şu bir gerçek ki sezon başı olduğu gibi Sergen hoca ile yönetim arasında sular ısınıyor.