'Anlamlı son'

Ankaragücü deplasmanına ilginç eksiklerle çıkan Galatasaray, o maçı kazansa 3. olma ihtimalini yoğun şekilde yaşayabilecekti. Donk’un birden sakatlandığı(!) Mariano’nun nedense yedek kaldığı o maçta Galatasaray kazansa, Göztepe maçı galibiyeti sonrası 3.’lük için çok daha iddialı olabilirdi.

Ligi 3. sırada bitiren takım, 4 büyük lig dışından bir takımla Play-off oynayacağı için, geçmiş yıllara nazaran Şampiyonlar Ligi’ne elemelerden gitme iddiasını daha fazla hissedebilirdi. Şampiyonlar Ligi geliri de ekonomik açıdan büyük sıkıntılar çeken takımlarımız için büyük bir kurtarıcı olabilir. Galatasaray, şampiyonluk iddiasını kaybettikten sonra, bunu da göz ardı ettiği için şimdi çok daha büyük bir ekonomik bunalımla uğraşmak zorunda.

Açıkçası son haftalarda Galatasaray en çok Lemina’nın yokluğunu arıyor. Atak devamlılığı sağlanamaması, atakların geri dönüşünde sürekli kontra yenmesi ve bu kontralarda son adam olarak faul yapmak zorunda kalan stoperlerin kart görmesi, çok bariz bir noksanlığı işaret ediyor. Ya Alanyaspor maçındaki gibi faul yapmayıp Cisse’nin gole uzanmasını izleyeceksiniz ya da bu maçtaki gibi Marcao ve Donk her maç sarı kart görecekler. Ya da Seri’yi merkezde tek başına bırakmayıp bir yangın söndürücü kullanacaksınız.

Fatih hoca 4. döneminin en geçirgen, en yumuşak orta sahası ile oynuyor.

2017/18’de Donk-Fernando-Belhanda ile oynuyordu.

2018/19’da Fernando-Ndiaye-Belhanda ile oynadı.

2019/20’de Lemina sakat olunca Seri – Belhanda – Emre Akbaba’ya dönüldü.

İş böyle olunca set oyununda bitirilemeyen her atak Galatasaray kalesinde pozisyona dönüyor çünkü orta sahada bir yangın söndürücü yok.

Ayrıca Ömer Bayram da orta sahada mücadele edebilen tek adam olmasına rağmen yine kanada çekildi ve orada zayıf tekniği ile son derece etkisiz performanslar sergilemeye devam ediyor. Halbuki Ömer bu kadar formsuzken Belhanda sol kanada çekilse ve merkezde Taylan oynasa daha etkili olur. Veya takımın 3. olma iddiası yoksa o halde Emin, Yunus gibi gençler süre alsın hiç değilse onların gelişimi için oynanmış olur bu maçlar.

Fatih Terim 1-0’ı korumak için uzun süre değişiklik yapmadığı gibi skoru da koruyamadı. O sırada Göztepe oyuna 2000 doğumlu ve geçen yıllarda çok ağır sakatlık geçiren Kerem Atagan Kesgin’i alıyordu ama o 2000 jenerasyonunun esas yıldızlarına sahip olan Galatasaray, onlardan birine şu maçta bile ancak son 2 dakika şans verebiliyordu ve fişi çeken de o Yunus oluyordu. Bu sezon boyunca Jimmy’e, Emre Mor’a verilen o süreler keşke 2000 jenerasyonuna verilseymiş… Bu maç bittiğinde bende kalan tek hissiyat bu oldu.