SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

Fiesta La Liga: Yin Yang

Fiesta La Liga | 28.10.2020 11:54

La Liga’da, Real Madrid zaferiyle sonuçlanan El Clasico’yu ve haftanın diğer öne çıkan maçlarını Umut Can Güngör kaleme aldı.

Fiesta La Liga: Yin Yang

El Clasico’nun ilk 10 dakikası bizlere “Bu maçın adı yeter!” mesajını verebilecek düzeyde bir kaliteyle başladı. Valverde ve Fati’nin karşılıklı golleri sonrasında beklentimiz bu kadar yükselmişken ezeli rakipler birbirleri ile bir yarışa giriştiler: Hangimiz daha kötüyüz? Cadiz ve Shaktar maçlarından boynu bükük ayrılan başkent ekibinde Zinedine Zidane’ın hamleleri takımı ayakta tutan bir güçtü. Nacho’nun Fati karşısında oyundan düştüğünü gördüğü anda hamle yapması, Fransız teknik adamın ne seviye bir taktisyen olduğunu bizlere apaçık gösteriyor. Diğer tarafta ise Katalan ekibiyle ilk derbisine çıkan Ronald Koeman’ın dağınık bir oyun yapısı üzerine kurduğu planı çökertilmeye hazır şekilde bekliyordu. Dengede giden ve pek de keyif vermeyen karşılaşmada, Sergio Ramos’un VAR teknolojisinin nimetlerinden sonuna kadar yararlanması sonucu kazanılan penaltı da Barcelona için sonun başlangıcı oldu. 

La Liga tarihinin en golcü defans oyuncusu gol sayısını arttırmaya devam ederken, ben dahil tüm futbolseverler Barcelona’nın gol sonrası vereceği reaksiyona odaklanmıştır. Sahi gol sonrası ne oldu? Barcelona adeta ortadan kayboldu, kaybolan Barcelona’yı saha kenarından hayranlıkla(!) seyredip hiçbir hamle yapmayan bir Koeman vardı Camp Nou’da. Kaleci Neto’nun Modric’in muhteşem golüne kadar tek başına verdiği çabaya kimse eşlik etmezken, son 10 dakikaya girerken ilk hamlesini üç değişiklik ile yapan Hollandalı teknik adam, son koz olarak sahaya Martin Braithwaite’yi sürdü. Şahsi fikrim, El Clasico’dan bir şeyler kazanmak için Martin Braithwaite’yi oyuna sokacağıma, saha kenarında dua ederim daha iyi.

Haftanın açılış karşılaşmasında, Elche deplasmanına çıkan Valencia için kaldıkları yerden devam ediyorlar diyebiliriz. Betis ve Villarreal karşısında olduğu gibi nispeten daha zayıf gözüken rakibi Elche karşısında da oyuna hiç iyi başlayamayan Yarasalar, ilk yarıda yedikleri iki güzel golle sahadan mağlubiyetle ayrıldılar. Elche ise iki maç eksiğine rağmen Avrupa iddiasından bahsedecek seviyede bir başlangıç yaptı lige. Bu sezon çıktıkları beş maçta buldukları beş gole sadece dokuz isabetli şutta ulaştılar ve 10 puan çıkarmayı başardılar. Teknik direktör Almiron’un kontra atak üzerine kurulu 3-4-3’ü Elche’yi bu sezonun en büyük sürprizlerinden birisi yapmaya aday. Tabii bu öldürücü bitiricilik devam edebilirse.

Şampiyonlar Ligi mesaisinde Stamford Bridge’den puanla dönen Sevilla evinde Eibar’ı ağırlarken, bu maçı yorgunluğa ya da rehavete yorabiliriz. Ligler başladığı günden beri neredeyse her hafta çift maç haftası geçiren Sevilla için bir yerde bu tekerin de patlaması gerekiyordu. Yine de bu karşılaşmadan puan ya da puanlar çıkarabilecek bir oyun da oynayan Endülüs ekibi, son vuruşlarda Oscar’dan istediği verimi alamaması ve Eibar kalecisi Dmitrovic’in de kalesinde devleşmesi ile sahadan mağlup ayrıldı. Kaleye attığı tek şutla üç puana ulaşan Eibar ise kendisini haftanın şanslı takımı sayabilir. Normal şartlarda, yorgun olmayan ve gününde bir Sevilla karşısında bu performans ile üç puan alabilmek hayalden öteye geçemezdi.

Evet yine bir Bask derbisi, belki en büyüğü değil ama en önemli ve anlamlılarından birisi. Navarre Bölgesi ile Bask Bölgesi arasındaki rekabetin sembolü olan Osasuna-Athletic Bilbao maçından bahsediyorum tabii ki. Adına yakışan bir kalitede mücadele ve performans izlediğimiz karşılaşmada 80 dakika boyunca gol sesi çıkmasa da her iki kalede de ardı ardına pozisyonlar izledik. Maçın kaderini ise son derece gereksiz bir hareketle penaltıya sebebiyet veren Ander Capa belirledi. Hakem Fernandez’in kariyeri boyunca verdiği en kolay penaltı ile üç puana ulaşan Osasuna gol yememe serisini de üç maça çıkardı. Athletic Bilbao ise geçen haftalarda yaptığım mehter takımı benzetmesine uyum sağlamaya devam ediyor. Bir ileri iki geri şeklinde ilerleyen Bilbao ekibinin deplasmanda yaşadığı gol kısırlığına, acil bir çözüm üretmesi gerekli.

Hafta içi Münih panzerinin son kurbanı olan Atletico Madrid, teselliyi La Liga’da bulmak için sahaya çıktı. Costa’nın yokluğunda tercihini Correa’dan yana kullanan Simeone, Suarez’in yanına bir eküri aradığını bizlere açık seçik beyan ediyor. Karşılaşmanın ilk yarısında yine iç açıcı bir görüntü sergilemeyen Madrid ekibini maçta tutan isim Jan Oblak olurken, Betis için olabilecek en kötü senaryo gerçekleşti ve ikinci yarının 20. saniyesinde geriye düştüler.

 Avrupa futbolunun 1-0’ı en iyi oynayan takımına karşı böyle şok bir golle başlamak fazlaca demoralize etmiş olmalı ki ikinci yarıda sahadan yok olan bir Betis vardı adeta. Madrid ekibi içinse ilk yarı ve ikinci yarı gece ile gündüz kadar farklıydı. Golle başlayan ikinci yarıda oyunu tamamiyle domine eden ve muhteşem oynayan Simeone’nin öğrencileri, galibiyete sadece iki golle ulaşabildikleri için üzülmüş olmalılar.

Haftanın kapanış karşılaşmasında Reale Arena’da ligde galibiyetle tanışamayan iki takımdan birisi olan Huesca’yı ağırlayan Real Sociedad için beklenti çok netti: Liderliği perçinleyecek rahat bir galibiyet. Skora bakınca öyle de oldu diyebiliriz fakat maç içinde gelişen aksiyonlar hiç de öyle hissettirmedi. Beklentileri boşa çıkarmak istemediği her halinden belli olan Imanol’ün öğrencileri, aradığı gole bir penaltı ile ulaşsa da gol sonrası yediği baskıyı, kalesinde golü görene kadar engel olamadı Bask ekibi. Yediği gol sonrası tekrar maçın hakim kimliğini eline geçiren mavi-beyazlılar, aradığı golü de çok geçmeden buldu. Bu golle direnci kırılan Huesca’yı, takımın maestrosu David Silva önderliğinde ezip geçen Sociedad dört gollü galibiyet ile sahadan ayrılırken, beklentileri de boşa çıkarmamanın sevincini yaşadı.

Her ne kadar Barcelona için tatsız bir hafta olsa da yazının sonunda Ansu Fati hakkında bir parantez açmak istedim. Real Madrid efsanesi Raul’den, El Clasico’da gol atan en genç oyuncu olma unvanını alan Fati, ayrıca bu sevinci 18 yaş altında yaşayan tarihteki ilk futbolcu oldu. Barcelona için büyük bir gelecek vaadeden İspanyol yıldız için şimdiden geleceğin Messi’si benzetmesi yapılmaya başlandı.

Haftanın Takımı: Real Sociedad

Haftanın Oyuncusu: David Silva (Real Sociedad)

Haftanın Golü: Luka Modric (Real Madrid)

Haftanın Teknik Direktörü: Zinedine Zidane (Real Madrid)

Haftanın Maçı: Barcelona-Real Madrid

Gelecek Hafta İzlenmesi Önerilen Maçlar: Athletic Bilbao-Sevilla 31 Ekim 2020 Cumartesi 18:00

                                                                 Alaves-Barcelona 31 Ekim 2020 Cumartesi 23:00

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya