SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

Fransız Mutfağı: Kırmızı Klasik

Fransız Mutfağı | 14.09.2020 17:41

Ligue 1’de 3.haftanın menüsü olaylı Le Classique buluşmasıyla tamamlandı. Saygın Elgün; haftanın öne çıkanlarını yazıyor.

Fransız Mutfağı: Kırmızı Klasik

Başlangıçlar

3.haftanın açılışını Ligue 1 menüsünün klasik yemeklerinden olan Bordeaux-Lyon maçıyla yaptık. Maç, Lyon’un hareketli ileri üçlüsünün zorlamalarıyla başlasa da Bordeaux tempoyu çok iyi ayarladı ve bu üçlüyü soğutarak Lyon üretimlerini durdurdu. Lyon patronu Jean-Michel Aulas’ın avuç içlerinin kaşınmasının yeni sebebi Houssem Aouar’ın oyuna girişiyse Lyon lehine dengeleri değiştirdi. Yetenekli hücum oyuncusunun yarattığı aksiyonlar, Bordeaux savunmasını dağıtsa da maçtan gol çıkmadı. Ev sahibi ekip; bu maçta da kalesini gole kapatarak 2002-2003 sezonundan sonra ilk defa ligin ilk üç maçını gol yemeden tamamlamış oldu.

 

Sadece kadrosuna, oyuncuların yaşlarına, devamlılıklarına ve kulübün transfer politikasına bakınca Lille; ligdeki en seyirlik takım olarak görünebilir. Ancak işin aslı pek de öyle değil. Özellikle Metz gibi topu tamamen kendilerine veren takımlarla oynadıklarında; pazar kahvaltısından kalkıp bu takımı izlemek ağızda kekremsi bir tat bırakıyor. Burak Yılmaz ve Jonathan David’i aynı anda sahaya atabilmek için kullandıkları 4-4-2, kanatlarda Bamba’yla Ikone’nin varlıkları ve bu dörtlünün birbirini asla anlayamamasıyla ortaya lezzetsiz bir yemek çıkarıyor. Metz karşısında maçın son bölümünde Luiz Araujo’yla buldukları gol onlara üç puanı getirse de hücumda birbirini tamamlamaktan çok uzak bu dört oyuncuyu daha etkili kullanmanın yolunu bulmazlarsa, ilerleyen haftalarda başları ağrıyacak gibi duruyor. 

Lille-Metz maç sonucu: 1-0 - Fransa Ligue1 Haberleri - Spor

Ara Sıcaklar

Bizi ana yemeğe hazırlayan ilk maçımız Montpellier ve Nice arasında oynandı. Milli maç arasına ikide iki yaparak giren tek takım olan Nice; cumartesi mesaisinde tanınmaz haldeydi. Teji Savanier’in olağanüstü organizatörlüğünde her hücumu nakış gibi işleyen Montpellier, birbirinin kopyası hücumlarından birinde yine sağ beki Arnaud Souquet’e topu indirdi. Bu saatten sonra mikrofon, maç boyunca Nice stoperlerini perişan eden Montpellier forvetleri Laborde ve Delort’taydı. Delort çok güzel indirdi, Laborde çok daha güzel vurdu. Nice ve Patrick Vieira’nın çaresizliği ikinci yarıda da değişmedi. Teji Savanier, 67’de alkışlatılmak için kenara gelene kadar her hücuma ve gole katkı vermeye devam etti. Duran toplardan 35 yaşındaki stoperi Congre ile iki gol daha bulan Montpellier, maçı beklediğinden kolay kazandı.

 

Menüde sıra, tavsiye köşemizde sıklıkla izlemenizi önereceğim takımda... Julien Stephane liderliğinde ligin en keyif veren takımlarından biri olan Rennes, Nimes deplasmanında da tarifeyi değiştirmeyip averajla lig liderliğini aldı. Aguerd and Ferhat on target as Rennes secure victory over Nimes | Goal.com

Harika çocuğu Camavinga’nın o kadar da iyi bir gününde olmadığı Rennes’te günün yıldızı; maçı iki golle noktalayan ve sahanın her yerinde takımına katkı veren Guirassy oldu. Özellikle kendisinin başlattığı hücum sonrasında attığı ilk golü izlemenizi şiddetle öneririm. Ayrıca bu maçla birlikte bir köşeye notunu aldığım ve vakit buldukça izlemek için özel zaman ayıracağım yeni bir oyuncu daha öğrenmiş oldum: Nimes orta saha oyuncusu Adrian Cubas... Peşindeyiz...

 

Ana Yemek

Geldik ana yemeğe... Kavgalar, tekmeler, tokatlar, ırkçı söylemler ve itiş-kakış... Hayır yanlış anlamayın bizim mutfaktan değil ana yemek. Türk derbilerinden alıştığımız ve saha dışına taşan neredeyse her şeyi gördüğümüz Paris Saint Germain-Marsilya derbisi toplam 17 kartla; 21. yüzyılda Ligue 1 tarihinde en çok kart çıkan maç olarak tarihe geçti. 20 resmi maçtır ezeli rakibini yenemeyen ve Parc des Princes’teki son galibiyetini 2010’da alabilen Marsilya; geçtiğimiz iki haftayı koronavirüs vakalarıyla geçiren rakibini yenebilmek için artık kavga etmesi gerektiğinin farkındaydı.

Neymar among 5 stoppage-time red cards, Marseille beats PSG | Sports |  journalstar.com

Maçın başından sonuna kadar vurdular, kırdılar, çata çat oynadılar. Eksiklerinin ve COVID’i henüz atlatan yıldızlarının etkisiyle üretimde çok zorlanan PSG karşısında neredeyse bulduğu ilk fırsatı, duran toptan Florian Thauvin’le gole dönüştüren konuk ekip; bu golle ligdeki ikinci maçını da deplasmanda kazandı. Takım halinde çok doğru bir performans ortaya koyan ve olağanüstü mücadele eden Marsilya’da özellikle ikinci yarıda yaptığı kurtarışlarla maçın yıldızı Steve Mandanda oldu. Bu sonuçla PSG, tam 42 sezon sonra ilk kez ligin ilk iki maçını gol atamadan kaybetti. Maçın son bölümünde çıkan kavgada ev sahibinden Neymar, Kurzawa ve Paredes; konuk ekipten de Amavi ve Benedetto kırmızı kart gördü. Maç esnasında sıklıkla burun buruna gelen Neymar’la Alvaro Gonzalez arasındaki ırkçılık tartışmaları ise uzun süre konuşulacak gibi duruyor.

 

Tatlı

Kapanışı keyifli şekilde yapalım istedim. Bunun için de en mantıklı seçim Monaco-Nantes maçıydı. Bu maçı tatlı kılansa izlemeyi çok özlediğimiz Cesc Fabregas’ın orkestra şefliğiydi. Niko Kovac’ın etrafına dokuz koşan adam koymasıyla sahanın ortasına konumlanıp onları koşturan Cesc; çok keyif aldı, çok keyif verdi ve galibiyette başrolü oynadı. Her şey yolunda gidiyorken yine Monaco olduğunu hatırlayıp pek çok fırsatı değerlendiremeyen ev sahibi; rakibine yakalansa da oyuna sonradan giren iki isimden Henry Onyekuru’nun asisti ve Willem Geubbels’in golüyle üç maç sonunda yedi puana ulaştı. Özellikle Onyekuru son yarım saat oyuna girip gösterdiği performansla ‘Acaba yine gelir mi?’ diye içinden geçiren Galatasaraylı taraftarların da umutlarını bitirmiş oldu.

 

Haftanın Golü: Irvin Cardone (Dijon-Brest : 0-2)

 

Haftanın Performansı: Her ne kadar bu hafta Teji Savanier ve Cesc Fabregas’ı izlerken ağzımın suları aksa da tarihe geçen bir maçın kahramanlarından olan Steve Mandanda Ligue 1’de 3.haftanın yıldızı oldu.

 

Şefin Tavsiyesi

Bu köşede bir sonraki hafta tatmanızı tavsiye ettiğim yemekleri listeleyeceğiz. Önümüzdeki hafta kaçırmamanızı önerdiğim maç 19 Eylül Cumartesi akşamı saat 22:00’da oynanacak. Ligin dizginlerini tutmakla işi olmayan iki takımını karşı karşıya getirecek olan Rennes-Monaco maçı çok fazla şey vadediyor. Rennes’in 2002 doğumlu sağ beki Brandon Soppy’yi umarım bu kez izleyebiliriz.

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya