Lige santrforda Falcao ile başlayan, ardından Diagne ile devam eden Galatasaray ilk devre bitmeden Babel'i santrfora koymak durumunda kaldı.
Korona olduğu süreci çok zor geçiren ve tam 12 kilo veren Babel tempo olarak çok sorun yaşıyordu. Bir de bu kadar ağır bir zeminde etkili olması daha da zordu ama 90 dakika sahada kalacaktı çünkü bu maçı açmak için 1 numaralı yol olan uzun şutlar onda vardı.
Fatih Terim'in maç başında Emre Kılınç yerine Emre Akbaba ısrarı dikkat çekiciydi. Emre Akbaba'yı adeta dökülürken 84 dakika sahada tutması da pek anlaşılır değildi. Akbaba fiziksel olarak son derece kötü görünüyor. 40 yaşında kariyerinin son sezonunu oynayan 10 numaralar gibi. Tempo yok, güç yok, hız yok, 38'lik Umut bir omuz koydu dağıldı. Bu kadar kötü fizikli bir adamı bu zeminde, 8 numarada oynatıp Youssef - Acquah arasına atmak da tartışılması gereken bir tercihti. Emre Akbaba'nın Youssef ile girdiği ikili mücadeleler üzücü görüntülere sahne oluyordu.
Malatya'nın zemini, Fatih Terim'in derbide topu almaya cesaret edemediği Vodafone Park zemininden kat be kat kötüyken, bu zeminde Emre Akbaba tercihi de, 84 dakika boyunca oyun kurma tercihi de ayrıca garipti. Bence bu maça Ali Yavuz gibi mücadele gücü yüksek, atlet bir forvet ile başlayıp 4-4-2 çıkmak ve dikine toplarla oynamak daha kolay sonuç verirdi.
Açıkçası bu 2'liye dönmek için 84 dakika bekledi Terim ve döndükten sonra da hemen verim aldı. Ben merkezde oyuncu azaltıp forveti ikileme taktiğini hep eleştiririm ama Malatya'da merkezi 2 kişiyle tutan bir takım ve bu zeminde pas futbolu oynamaya çalışmak fazlasıyla beyhude oldu. Merkeze bir sürü inceci koymaktansa dikine oyun verimli olacaktı.
Golde bakın Donk stoperleri etrafında topladı ve Babel bu sayede şut açısı buldu. 84 dakika boyunca Babel tek kaldığı için o açıları bulamıyordu.
Öte yandan "Ben oyun oynamaya, 4-3-3'ten vazgeçmeden devam edeceğim" de pekala diyebilir tabi Terim, buna da itiraz edemeyiz ama o zaman bir kenara yine Jesse - Ali Yavuz gibi fizik gücü olan koşucu isimler koyup merkeze oyun kuracak oyuncuları koysa yine daha iyi olurdu. Kerem ve Jesse'nin de oyuna girdikten sonra yine etkili olduğunu gördük. Sağda Feghouli, solda Arda, ortada Babel ile başlayınca hiç koşucusu olmayan Galatasaray daha da çabuk yoruluyordu ve en dar açılardan paslaşmalarını yapsalar bile koşacak adam olmayınca gole gidilemiyordu. 4-3-3'ten vazgeçilmeyecekse merkeze Emre Kılınç'ı çekip sağa bir koşucu koymak hem savunmayı rahatlatıp, hem de kontra imkanlarını arttırabilirdi.
Nihayetinde hem Kerem, hem Jesse'nin hem de sonradan yapılan değişikliklerin Galatasaray adına döndüğü bir oyun oldu. Galatasaray oldukça zor bir deplasmandan üç puanla döndü.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum