SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

BEŞ: Alpay, İlhan Cavcav, Julio Iglesias, Kevin Walker, Rod Stewart

BEŞ | 15.01.2020 13:03

Hayatlarının ilk baharında futbolcuydular... Bu BEŞ'linin gerçek hikayelerinde hayatın nasıl kavşaklardan geçtiği var.

Didem DİLMEN Didem DİLMEN
BEŞ: Alpay, İlhan Cavcav, Julio Iglesias, Kevin Walker, Rod Stewart

Hayatlarının ilk baharında futbolcuydular, ve aslında tüm yaşamlarının en büyük yol ayrımından da futbolla geçtiler. Yetenekli oldukları, futbolcu olarak kalsalardı önemli yerlere gelecekleri söylenir. Ama onlar başka hayatları tercih ettiler.

İşte o 5 büyük yol ayrımının hikayesi...

1- ALPAY

Gazi Lisesi'nin “gol kralı kolejli”si, Ankara Demirspor, Gençlerbirliği ve Genç Milli Takımların yıldız oyuncusudur. Bizlerin şarkıcı olarak tanıdığı Alpay’ı, “Fabrika Kızı” ve “Eylülde Gel” ile hatırlayanlara çok az bilinen bir portre yazalım...

Alpay Nazikioğlu, çok genç yaşlarda futbola başlar. Ankara’nın yerel futbolu içinde yeteneği ile kısa sürede parlar. Hatta öyle ki lisede öğrenciyken Genç Milli Futbol Takımı’na seçilir.

“A Milli Takım oyuncularından bazılarının yaşlarını Genç Milli Takım’da oynayabilmeleri için küçültmüşlerdi. Turnuva İzmir’de yapılmıştı, ben de gol kralı olmuştum. Hatta beni 16 kişilik kadroya da seçtiler” diye anlatıyor o yıllar Alpay...

Kariyerinin en parlak günlerini geçirdiği Ankara Demirspor'dayken efsane kaleci Turgay Şeren'in kalesine gol atmıştır. Ancak haylazlığı ve antrenmanları sevmiyor olması futbolunun gelişmesini engeller, sonunda da futbolu bırakır.

"Kötü bir futbolcu" olduğunu söyler Alpay: "Doğru dürüst antrenman bile yapmazdım. Çok yetenekliydim, doğrudur, ama çok maymun iştahlı olduğum için maçlara gitmek yerine, evde parti yapardım. Beni alıp zorla maça götürürlerdi götürürlerdi."

1960'lı yılların başında, Girl In My Town, El Vagabundo, First Kiss, Now I'm Alone, Rodrigo'nun ünlü gitar konçertosunun pop müziğe uyarlanması olan Estrella Del Mar gibi şarkılardan sonra, çoğunun sözünü Ebcioğlu'nun yazdığı şarkılar söyler: Allahım Yeter, Cennet Yolu, Eylülde Gel...

Yine hitleri arasında 'toplumcu' şarkısı, söz ve müziği Bora Ayanoğlu'na ait “Fabrika Kızı” da vardır. En büyük hitlerinden biri, Ayrılık Rüzgarı, Saint Preux adlı Fransız bir bestecinin barok parçasına söz yazarak plakçıya götürdüğü şarkıdır. Anadolu rock müziğinin revaçta olduğu ve kendisinin da türkü yorumladığı yıllardır, plakçısın “Çok güzel ama beş on tane satar, Türk halkı bunu anlamaz'”demesine karşın piyasaya sürülür, Alpay haklı çıkar, plakçısı ise elbette yanıldığına sevinmiştir.

Alpay adı ile çok ünlü olmuştur. Şarkıları sayesinde onu tanımayan kalmamıştır ama gazetelerde tek kare fotoğrafı çıkmamıştır. Bu sır perdesi yüzünden hakkında cüce, çirkin, kambur gibi dedikodular yapılır, sonunda bir konser vermek zorunda kalır. İlk kez 1964 yılında Ankara Sineması'nda 2500 izleyicinin karşısına çıkar, dizleri titreyerek... Çıkış o çıkıştır; hálá oradadır...

2- İLHAN CAVCAV

Futbol tarihimizin en önemli karakterlerinden biri olan İlhan Cavcav, aslında hayatının ilk büyük yol ayrımına futbol yüzünden gelmişti. Gerçi pek söz hakkı olmamıştı. Yıllar sonra memleket futbolunda söz sahibi olması için kaderin bir oyunu muydu?

Hikayeyi en baştan anlatalım.

İlhan Cavcav, ticaretle uğraşan bir ailenin oğluydu. Babasının da ısrarlarıyla ortaokuldan sonra eğitimine son verdi, 14 yaşındayken aile şirketinin veznesinde çalışmaya başladı. Sonrasında şirket muhasebesine geçti. Babası tarafından İlhan’ın önünde çizilen bir yolun ilk adımlarıydı bunlar; fabrikanın başına geçeceği uzak geleceğin hazırlığıydı.

Ailesinde birçok profesyonel futbolcu vardı. Tayyar Cavcav ve Cevat Muratal gibi isimler Ankara çevresinde önemli futbolculardı.

Bir yandan fabrikada çalışan İlhan, o yıllarda Ankara’da futbol dünyasının içindeydi. Mamak Maskespor’da Cici Necdet’in dikkatini de böyle çekti. İlhan Cavcav 16 yaşında Maskespor’da stoper olarak oynamaya başladı. Ardından PTTSpor’a transfer oldu.

19 yaşındayken PTTSpor’un profesyonel sözleşme teklifini, babasının kendisinden beklentileri ve fabrikadaki işleri nedeniyle reddetmek zorunda kaldı.

İlhan Cavcav’ın hayatındaki işte o yol ayrımı buydu... Fabrikayı, aile işinin başına geçmeyi, babasının açtığı yolu tercih etti.

Amatör olarak bir süre daha oynamaya devam etse de çok sürmedi, İlhan Cavcav futbolu bıraktı.

Aslında ara verdi demek daha doğru olur...

Gençlerbirliği yönetimine girdi, ilk kez 1977’de üçüncü başkanken kongreyi kazanmıştı, o zamanlar 42 yaşında genç bir iş adamıydı. Tek derdi Ankara’da futbolu yükseltmekti. Ancak diğer yöneticilerle prensip anlaşmazlığına düştü. 1981’e kadar ihtilaf çözülemedi ve başkanlık görevine resmi olarak 1981’de başladı.

Başkan İlhan Cavcav koltuğuna oturduğunda Gençlerbirliği 3. Lig'e düşmek üzereydi. O da Futbol Federasyonu’na gitti, elinde ülke futbolunu baştan yazacak bir proje verdı. 2. ve 3. liglerin birleştirilmesini, 2. Lig’in iki gruptan oluşan sistem haline getirilmesini, 3. Lig’in ise daha geniş bir coğrafyaya yayılarak yeniden kurgulanmasını öneriyordu.

İlhan Cavcav’ın liglerin yeniden organize edilmesi teklifi kabul edildi. Böylelikle 3. Lig’e düşen Gençlerbirliği'nin tek maç yapmadan 2. Lig'e dönmesini sağladı. Ertesi sezon 1. Lig'e yükselen Gençlerbirliği, 1988 yılından, İlhan Cavcav’ın vefat ettiği 2017’ye kadar bir daha küme düşmedi.

Gençlerbirliği’nin İlhan Cavcav yönetiminde 42 farklı teknik direktör ile çalıştı. Türk futbol tarihinin bir kulüpte en uzun süre başkanlık yapan ismi oldu; 35 yıl. “Birkaç isim dışında Türkiye’deki tüm teknik direktörleri cebimden çıkartırım” deyişini hatırlarsınız. İşin aslı şu ki, İlhan Cavcav haklıydı, futbolu Ankara’nın en önemli futbol adamlarından öğrenmiştir.

Ancak gerçek hikayeyi bilen az olduğundan belki, İlhan Cavcav’ı anlayan da az olmuştur.

3- JULIO IGLESIAS

Real Madrid kalesi daha önce de çok efsane ağırladı… Bunların arasında bir isim vardı ki, Real Madrid formasıyla değil, elinde mikrofonu ile efsaneleşti ve romantik müziğin kralı haline geldi.

Julio İglesias başarılı bir sporcu olarak yetişti, Real Madrid genç futbol takımında kalecilik yaptı. Profesyönel futbolcu olmak istiyordu ama eğitimini yarım bırakmadı. Madrid Complutense Üniversitesinde hukuk eğitimi aldı.

20 yaşına henüz girmişti, 22 Eylül 1963 sabaha karşı saat iki civarında arkadaşları Enrique Clemente Criado, Tito Arroyo ve Pedro Luis Iglesias ile birlikte Majadahonda'dan Madrid'e dönüyordu. O gece çok ciddi bir trafik kazası geçirdi ve yaklaşık bir buçuk yıl kısmen felçli kaldı. Yeniden yürüyebilmesi olası değildi. Futbol hayatı bitmişti, hayatın anlamı da kaybetmişti.

Julio ile ilgilenen hemşire Eladio Magdaleno ona bir gitar hediye etti. Julio zamanını saatlerce radyo dinleyip şiir yazarak geçiriyordu. Yatağa bağlı yaşıyordu ve spora olan özlemini hafifletmek için şarkı söylemeye başladı. Gitar çalmayı, şiirlerini müzikle süslemek için temel akorları öğrendi. Julio'nun kişisel gayreti, ailesi ve özellikle de müziğin ona yeniden yeşerttiği yaşama arzusu sayesinde bir mucize gerçekleşti: Julio yeniden yürümeye başladı. 

Julio yeni şarkılar yazmaya devam ediyordu, ve bir gün şarkılarını başka yorumcular tarafından okunması için bir plak şirketine götürmeye karar verdi. Şirket yöneticisi Julio'nun kendi gitarı eşliğinde söylediği single'i dinledi ve: “Bunları neden kendin söylemiyorsun?” diye sordu. Julionun cevabı: “Çünkü şarkıcı değilim” oldu.

Ama sonunda onu ikna ettiler ve Benidorm Müzik Festivalinde sahneye çıktı. 17 Temmuz 1968 gecesi ünlü şarkısı La Vida Sigue Igual (Hayat Her Zamanki Gibi Devam Ediyor)'i seslendirerek yarışma birincisi oldu ve Columbia Plak Şirketiyle bir anlaşma imzaladı.

Julio İglesias, romantik müziğin ilahı, bir döneme damgasını vuran gerçek bir efsaneydi.

4- KEVİN WALKER

İrlandalı eski futbolcu ve teknik direktör Pat Walker'ın futbolcu oğlu Kevin Walker, eşine az rastlanır bir hikayenin kahramanı oldu.

1989'da İsveç'te doğan Kevin Walker, babasının çalıştırdığı Sundsvall altyapısından yetişti. Örebrö ve AIK'te kiralık olarak forma giyse de kısa futbolculuk kariyerinin büyük kısmını, İsveç 2.ligi Superettan takımı Sundsvall orta sahasında geçirdi.

Çevresinde iyi futbolu kadar müziğe yeteneği ile de dikkat çeken Kevin, 2013'ün Ağustos ayında, şansını denemek için katıldığı İsveç Idol müzik yarışmasında önce yarı finale kaldı, sonra finale yükseldi. Takım arkadaşları, ailesi ve kulübünün de desteğini alan Kevin Walker, bir anda İsveç'in en çok konuşulan ismi haline geldi.

Superettan Ligi ve İsveç Idol programlarının yayıncı kuruluşu olan TV4 kanalı, ayağına gelen fırsatı iyi değerlendirmekte kararlıydı. Kevin'in yarışmada devam edebilmesi için, takımı Sundsvall'ın bazı maçlarında saat ve gün değişikliği yapıldı. Bu durum İsveç medyasında gündemi uzun süre meşgul etti. Öte yandan hem yarışma programının hem de Sundsvall maçlarının ratingleri tavan yapmıştı.

Kevin Walker, yarışmanın futboluna engel olmasınap izin vermemeye kararlıydı. Tek bir antrenman kaçırmadı. Yarışma süresince, ligde, sarı kart cezalısı olduğu tek bir maçta oynamadı ve 10 maçın 9'unda 90 dakika forma giyip 3 de gol kaydetti.

İsveç'te futbol otoriteleri, Kevin'in müzik yarışmasındaki heyecanının futboluna olumlu etki ettiği konusunda görüş birliğine vardılar.

Sundsvall, Superettan'ı 3. bitirip 1. lige yükselemedi ama Kevin Walker İsveç Idol yarışmasında son ikiye kalmayı başardı. Büyük heyecana sahne olan final bölümünde, İsveç Idol yarışmasını kazandığı anda yaşadığı mutluluk ise gol sevincine eşdeğerdi.

Kevin Walker, 2013’te İsveç Idol yarışmasını kazanarak bir albüm çıkarma hakkı kazandı. Superettan başlayana dek geçecek tatil sürecinde, Kevin stüdyoda albümünün hazırlıklarını sürdürdü. “Belong” adını taşıyan albüm 2013’te piyasaya çıktı ve İsveç müzik listelerinde 2 numaraya kadar yükseldi.

"Sahnede şarkı söylemek ile sahada futbol oynamak birbirine çok benziyor. Şu an için futbol oynarken daha mutluyum ve bir süre daha böyle devam edecek" diye konuşan Kevin Walker söylediğini yaptı ve albüm çalışmalarından sonra futbola geri döndü. 2015’te Djurgarden’a transfer oldu, 2019’da İsveç Ligi’ni şampiyon tamamladılar ve 30 yaşında bugün hala futbola daha çok konsantre olarak yaşamını sürdürüyor. Tatillerde de televizyon programlarında şarkı söyleyerek vakit geçiriyor. Babasından dolayı İrlanda, doğum yeri olduğu için de İsveç milli takımlarında oynama şansı bulunan Kevin Walker, yaşı itibariyle bu hedefin uzağında kalsa da profesyonel futbolculuk kariyerini bitirdiğinde şarkıcı olarak çok daha büyük başarılar elde edebilir.

5- ROD STEWART

Rod Stewart’ı şarkıcı olarak herkes dinlemiştir ama futbolculuk hikayesini bilen çok azdır. Gerçi Asist Analiz’de BEŞ’i takip edenler ilk bölümlerde görmüşlerdi... Şarkıcıların önceki futbolculuk kariyerleri söz konusu olunca bir kez daha Rod Stewart’tan alıntı yapmak şart oldu.

Londra doğumlu İskoç Rod Stewart’ın babası, oğullarından en azından birinin profesyonel futbolcu olmasını çok istiyordu. En yeteneklileri Rod’du, babasının ısrarlarıyla hafta boyu okuldan sonra antrenmanlara gidiyordu. Kendi ağzından dinleyelim:

“16 yaşındaydım ve babamın futbol ısrarlarıyla aynı yaşlarda müzikle ilişkim de başlamıştı. Antrenmanlara gidiyordum ama çok da meraklı değildim, ilginçtir. Babamın istediği kadar iyi bir futbolcu olacak yeteneklere sahip değildim. Profesyonel olamayacaktım. Kanattan hücum koşusu yapmakta zorlanıyordum, gerçi yıllar sonra fark ettim ki David Beckham da yapamıyor..."

"Kenny Dalglish ve Denis Law gibi efsane futbolcularla kupada karşılaşma fırsatı buldum, Wembley Stadı’nda 6 kez oynama şansına eriştim, harika futbolcularla harika sahalarda oynadım. Futbolu bugün bile hala çok seviyorum ama hayatımda yapacağım fedakarlıkları futbol için değil müzik için yapmayı tercih ettim.”

Fanatiklik derecesinde Celtic taraftarı olan Rod Stewart’ın söylediğinden çok daha yetenekli bir futbolcu olduğu anlatılır. Hatta David Beckham göndermesinde haklı olduğunu söyleyenler de var... Ama o müziği tercih etti... Futbolun ise sadece bir izleyicisi ve çok güzel bir Celtic taraftarı....

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya