Arsene Wenger, geçtiğimiz gün Cristiano Ronaldo’yu elinden nasıl kaçırdığını anlattı.
Hikaye şöyleydi; 2003 yılında Sporting Lisbon’dan Londra’ya, Arsenal’e deneme antrenmanları için gelen Cristiano Ronaldo, Wenger’i ikna etmişti. Arsenal ile Sporting Lisbon bonservis bedelinde de anlaşma sağlamıştı, hatta Ronaldo’nun Arsenal forması bile hazırdı. Ancak imza süreci uzadı. Araya giren Manchester United’ın yardımcı antrenörü Carlos Queiroz, Sir Alex Ferguson’un talimatıyla kayarak müdahale ederek Cristiano’ya imzayı attırdı.
Arsene Wenger çok sayıda genç oyuncuyu keşfetmişti, Ashley Cole'u 17 yaşında Chelsea’den, Fabregas'ı 16 yaşında Barcelona’dan, Kolo Toure'yi 21 yaşında Fildişi Sahilleri'nin önemli takımı ASEC Mimosas altyapısından kaptı. Theo Walcott'a 17, Alex Song 18 yaşında Arsenal forması verdi. Samir Nasri 21'inde Marsilya'dan, Thierry Henry 22'sinde Juventus'tan, Emmanuel Eboue 22'sinde Beveren'den, Robin Van Persie 21'inde Feyenoord'dan transfer etti.
Öte yandan Arsene Wenger’in elinden kaçırdığı çok isim vardı, Cristiano Ronaldo tek değil.
Diğer isimlerden BEŞ’ini hatırlamaya ne dersiniz?
1- CHELSEA
Cristiano Ronaldo’ya çok benzer bir hikaye Juan Mata’dır.
2011'de Valencia’lı futbolcu Juan Mata’nın serbest kalma bedeli 20 milyon Euro’ydu ve Valencia ile Arsenal bu bedel üzerinden anlaşma sağlamıştı.
Ancak Arsenal bir türlü parayı hesaba geçirmedi ve sonunda ne oldu biliyor musunuz? Serbest kalma bedelinin süresi doldu!
Sözleşmesine göre oyuncunun serbest kalma bedeli otomatik olarak 60 milyon Euro’ya çıkacaktı, öyle de oldu.
Yeniden masaya oturuldu, Valencia bu kez 30 milyon istiyordu. Bonservis pazarlığı sürerken, Chelsea 27 milyon Euro verip, Mata'yı kadrosuna kattı.
Bu tür son dakika gollerini Arsenal kalesinde çok gördü, hem sahada hem transfer masasında.
2- DENEME
En bilinen hikayeyi buraya yazmadan geçmemiz mümkün değildi…
2000 yılında Arsene Wenger, o yıllarda henüz 16 yaşında olan İsveç’in gelecek vaat eden yıldız adayı İbrahimoviç’i Londra'ya çağırıyor. Henüz kendini ispatlamamış ama büyük bir potansiyel olduğu kesin. Wenger, İbra’yı bir hazırlık maçında oynatıp, denemek istediğini söylüyor. Zlatan, o günlerde de kendisine aşırı güveniyle, “İbrahimoviç deneme yapmaz” cevabını veriyor ve Arsenal defterini kapatıyor.
Zlatan Ibrahimoviç’in Arsenal formasıyla çekilmiş çok sayıda fotoğrafı, asla gerçekleşmeyen bir transferin hatırasını yaşatıyor. Peki Arsene pişman mı?
“17 yaşında, İsveç 2. Ligi’nde Malmö forması giyen bir oyuncuyu elbette denemeye alacaktım, bu Arsenal’deki normal prosedürümüzdü.”
3- FİZİK
Arsenel Wenger’in yetenek avcısı gözlerinin yanıldığı isimler de oldu. Muhtemelen 100 hatta belki 500 ismi reddetmiştir. Ancak bazıları var ki bu da nasıl kaçar tadında…
Arsene Wenger Monaco’yu çalıştırdığı dönemde George Weah’ı Liberya’da oynadığı Invincible Eleven takımında izletip Fransa’ya getirmişti. O mesafeden potansiyeli görmek için keskin gözler gerekir.
Öte yandan 2004’te Samuel Eto'o, Arsene Wenger'e tavsiye edildiğinde, teknik adam fiziksel olarak yeterli bulmamıştı, Barcelona'ya gitmesine göz yumdu.
Samuel Eto’o olayı, “Arsenal beni istedi ama ben Barcelona’yı tercih ettim” diye anlatıyor, İngiliz kaynaklar ise Arsene Wenger’e yıkıyor.
Bu arada 2007’de Arsene Wenger’in Samuel Eto’o için Barcelona’ya 25 milyon Euro ve Thierry Henry teklif etmeye hazırlandığını yazan İspanyol basını da işleri iyice karıştırıyor.
4- HENRY
1998'den 2002'ye, 4 yıl boyunca, Arsenal scout ekibi, Le Mans'da oynayan Fildişi Sahilli genç bir oyuncuyu takipteydi. O dönem bonservis bedeli, yalnızca 100.00 pound olan bu genç adam, son derece yetenekliydi, fiziksel olarak oldukça güçlüydü, adı da Didier Drogba'ydı.
Wenger, futbolcuyu, üstelik arka bahçesi olan Fransa’da oynamasına rağmen duymamıştı, raporları inceledi ve bir karar verdi: "Yeterince hazır değil, üstelik bizim elimizde Henry var!"
Drogba, 2003'te Marsilya'ya 6 milyon Euro’ya satıldı, 1 yıl sonra 2004'te, o günün İngiltere için transfer rekorunu kırıp 37 milyon Euro bonservis bedeliyle, “Bugün seni almaya yetecek kadar param yok ama olduğunda ilk seni alacağım” diyen Jose Mourinho’nun Chelsea'sine gitti.
Arsene Wenger, “En büyük pişmanlığım Drogba, çünkü bize çok gol attı, çok canımızı yaktı, alsaydık böyle olmayacaktı” dedi.
5- THEO
Bu kadarı da olur mu diyeceğiniz bir transfer hikayesi muhtemelen ama o günün şartlarında düşünmek gerekiyor.
Arsene Wenger, 2006'da scout ekibinin tavsiyesi üzerine, Gareth Bale'i izlemeye ve kulübüyle görüşüp anlaşma teklif etmeye Southampton'a gitti. Ancak son saniyede karar değiştirip Theo Walcott'la birlikte Londra'ya döndü.
Bale de 2007'de Tottenham’a gitti, dünya vitrinine çıktı, özellikle Inter maçında attığı gol adeta bir sanat eseri muamelesi gördü. Ardından Real Madrid…
Arsene Wenger, bu transferin hikayesini soran BBC’ye, “Aslında ikisini birden alacaktık ama son anda Theo’da karar kıldık, bundan dolayı da çok mutluyuz, Walcott müthiş bir oyuncu” demişti.
Wenger, Bale’in geliştirilmesi gereken bir potansiyel olduğunu, karşılaştırıldığı oyuncuların seviyesine gelmesi için uzun bir yolu olduğunu söylemiş, Messi’nin Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu örnek göstermişti.
Bu röportajdan sadece 6 ay sonra Bale'in Real Madrid'in 100 milyon Euro’luk transferi en çok eleştiren isim Wenger oldu.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum