BEŞ: Dida, Seedorf, Costacurta, Baresi, Maldini

Her forma ağırdır, Milan forması da öyle... Onu taşımak, onunla efsaneleşmek zordur, bunun için yıllarınızı siyah-kırmızı renklere adamanız gerekir.

Bugün Hakan Çalhanoğlu, Milan'ın en karanlık dönemlerinden birinde takımını sırtlamak için emek verirken, Zlatan İbrahimoviç de kariyerinin en zorlu görevini üstleniyor.

Milan, seveni de sevmeyeni de çok olan bir takım olsa da bu BEŞ adamın forma giydiği o günler her daim saygı ile anılacaktır.

1- DIDA

Milan’ın dünya üzerinde bir kulübün kazanabileceği tüm kupaları kaldırdığı efsanevi 2003-2007 döneminde kalesinde Dida vardı.

İki kez Dünyada Yılın En İyi Kalecisi seçilen Dida, 2003’te Manchester’da oynanan Şampiyonlar Ligi finalinde Juventus’a karşı 3 penaltı kurtarmasıyla bu unvanını ne kadar hak ettiğini göstermişti. O ünlü karşılaşmadan yıllar sonra Juventus’un başında teknik direktör olarak çıkan Marcelo Lippi, o gün 4-5 önemli futbolcusunun Dida’ya karşı penaltı atmak istemediğini açıklamıştı.

O sezon Ballon d’Or’a da aday gösterilmişti.

Sadece kendi döneminin değil tüm zamanların en iyi kalecilerinden biri olarak kabul edilen Dida, Milan’ın tarihinde unutulmaz bir yere sahip.

2- SEEDORF

Ajax altyapısından yetişen ve harika çocuk olarak gösterilen Seedorf, önce Sampdoria’ya ardından Real Madrid’e ve Inter’e transfer oldu. Ancak bir türlü istediği ve beklenen çıtayı aşamıyordu. 2002’de Milan’a transfer oldu ve bu sadece bir forma olmayacaktı onun için, aşkla bağlandı takımına…

10 yıl boyunca Milan’da...

2005’te Milan’ın Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun başrol oyuncusu olarak anılır. Önce Kaka ardından Gattuso ve Pirlo ile kurduğu ortaklıklar, Milan’ın tarihindeki en başarılı dönemin ana kolonu oldu.

2012'de, Milan teknik direktörü Massimiliano Allegri, takımı gençleştirme harekatına girişti, o gün kimse farkında değildi ama gidenler Milan’ın üzerine oturduğu topraklardı ve Seedorf’un da aralarındaki bulunduğu 5 oyuncu ile yollar ayrılınca o toprak sonraki 10 yıl boyunca kayacaktı. Milan’ı bir daha toparlamak çok zor olacaktır.

Allegri, bu kararının bedelini ağır ödedi. Görevine son verildiğinde, 1,5 yıl önce yaşı gerekçesiyle Milan'dan gönderdiği, gözyaşları içinde İtalya'ya veda eden Clarence Seedorf, 14 Ocak 2014 salı günü Botafogo'da futbolu bırakıp emekli olduğunu açıkladı, 1 gece sonra Milan'ın yeni teknik direktörüydü. “Milan’ın teklifini yeniden hayal kurabilmek için kabul ettim” diyordu.

3- BARESI

Milan’da başlayıp Milan’da biten 20 yıllık bir kariyer… Franco Baresi, Milan’ın tüm efsane yıllarında, transfer edilen ya da kendisi gibi altyapıdan yetişen tüm yıldızlarla birlikte oynadı.

Hani derler ya, tahtaya önce onun adı yazılır takımı etrafına kurarsın diye, Baresi 1977’den 1997’ye kadar Milan tahtasına ilk yazılan oyuncuydu.

Sacchi döneminde ise Milan’ın beyniydi, özellikle savunma planlarının tümünün uygulaması, başta efsanevi ofsayt taktiği olmak üzere, Baresi’nin yönetimindeydi.

Dünya futbolunda “kazma defans” yerine taktiksel bilgisi daha öne çıkan savunmacıların yetişmesine önayak oldu, kendisinden sonraki jenerasyonlara ilham kaynağıydı.

Baresi ile ilgili ne kadar güzelleme yapsanız az kalır. Ancak Serie A tarihinde 8 ile en fazla kendi kalesine gol atma rekorunun da Baresi’ye ait olduğunu ekleyelim.

4- COSTACURTA

Milan’da başlayıp Milan’da bitmiş 19 yıl, altyapıyı da dahil ederseniz ömrünün yarısını Milan formasıyla geçirdi. Bugün bile hala Milan’ın mumla aramaya devam ettiği muhteşem bir savunmacıydı.

Lakabı Billy ve bunun oldukça ilginç bir hikayesi var.

Costacurta, Milan altyapısındayken hem futbol hem basketbol takımı olan Olimpia Milano’da oynuyordu. Olimpia’nın o dönemki forma sponsoru Billy markasıydı ve her maçta parkede olan genç Castacurta da Billy olarak anılmaya başlanmıştı.

1986’da Costacurta, 1 yıllık Monza’da kiralık dönemini tamamlayıp Milan A takımına girdi. Hem Sacchi hem Capello’nun vazgeçemediği oyunculardan birine dönüşmüştü. Costacurta-Baresi ikilisi de Milan’ın değişmeziydi.

Capello’nun ardından Milan’da yaşanan iç kriz sırasında özellikle de Zaccharoni döneminde Costacurta gibi pek çok oyuncunun yeri dağılmıştı. Milan’ı yeniden toparlamak için 2000’lerin başına dek çok sayıda hoca değişecek, transferler yapılacak, oyuncular gidip gelecekti, Costacurta ise yedek de kalsa da oynasa da Milan’da kalacaktı.

Costacurta, sabrının karşılığını, kariyerinin son yıllarında kupa koleksiyonu yaparak alacaktı. Ve bir Milan efsanesi olarak ölümsüzleşecekti.

5- MALDINI

Maldini’nin olmadığı bir Milan yazısı olabilir mi? Mümkün değil. Babası Milan kaptanıydı, kendisi Milan kaptanıydı ve her ikisi de dünyanın en büyük kupalarını kırmızı siyah formalarıyla kaldırdılar.

Şimdi sırada 3 numaralı Maldini var.

Milan’ın en kötü günlerinde Cesare Maldini tereddüt bile etmeden kulübün yükünü üzerine almıştı. Paolo da babası gibiydi ve Milan’da “zamanlar arasındaki köprü” oldu.

Milan’da oyuncular gittiler, geri geldiler, yeni transferler oldu, hocalar değişti. Milan yıllar boyunca sayısız isim gördü. Ancak Milan’da son 50 yılda esame listesinde Maldini yazmayan yılların toplamını yapmak daha kolay bir hesap olur.

Zlatan’ın, Daniel’in oğluyla oynama hayali, biraz zor, İbra söz konusu olunca kesin konuşmayalım, ama Daniel’in bir oğlu olursa o da Milan forması giyecektir, işte bunu net bir şekilde söyleyebiliriz.