SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

BEŞ: Derbi, Buluş, Satranç, Taktik, Rekor

BEŞ | 02.12.2020 12:44

Henüz kariyerinin belki ortasında ama şimdiden dünyayı değiştirdi. Futbolun en güzel zamanına denk geldiğimizin kanıtı, Pep Guardiola'nın kariyerinin satır başları...

Didem DİLMEN Didem DİLMEN
BEŞ: Derbi, Buluş, Satranç, Taktik, Rekor

Pep Guardiola, kazanan teknik adam olmanın çok ötesinde, dünya futbolunu etkisi altına alan bir deha. Onu ancak ve ancak Cruyff ile karşılaştırabilirsiniz.

Daha henüz kariyerinin belki sadece ortasında… Bugüne kadar yaptıklarına bakınca, dünyanın aslında sadece değişimin başlangıcında olduğunu söylemek mümkün. Çünkü yaptıkları, yapacaklarının sadece bir önizlemesiydi.

Guardiola bugün futbolun geleceğini inşa ediyor, peki bu noktaya nasıl geldi?

İşte BEŞ satır başı ile Guardiola etkisi…

1- BİR DERBİ GECESİ

1 Mayıs 2009 gecesi… Camp Nou stadındaki bir odada, hafif ve zihni dindiren güzel bir müziğin çalındığı odanın ışıkları, ilerleyen saate rağmen hala açıktır. Ertesi gün Real Madrid ile karşılaşacak Barcelona’nın hocası Pep Guardiola, stattaki ofisine kapanmıştır. İki gündür üzerinde çalıştığı Real Madrid ile ilgili alınmış notları çalışmaktadır. Zayıflıkları, güçlü yanları, son maçları ve ekibinin raporlarının üzerinden, kim bilir kaçıncı kez geçmektedir.

“Ofisimde oturup 2-3 maç seyretmiş, notlar almıştım. Birden adeta ilham geldi, bu öyle bir andı ki, yaptığım işin anlamını kavradığımı hissettim. Çözmüştüm, nasıl kazanacağımı biliyordum artık”

Pep Guardiola, Real Madrid’i arka arkaya izledikçe, orta sahadaki Guti, Fernando Gago ve Royston Drenthe’nin, kendi orta sahasına nasıl bir baskı uygulayacağını anlamıştı. Öte yandan, merkez orta sahanın, Cannavaro ve Metzelder’e, onların da kaleci Iker Casillas’a dönük oyun eğilimlerini fark etmişti. Barça’lı futbolcuların hareket edip kaleye yönelebilmelerini sağlayacak, kocaman bir boş alan yaratılmak, aslında çok kolay olacaktı.

Pep Guardiola, Lionel Messi’yi aradı, stada ofise gelmesini istedi.

Saat 10:30 olmuştu. Messi, Pep’in odasından içeriye girdi. Pep, Messi’ye ne yapmasını istediğini anlattı:

Her zamanki gibi kanatta başlayacaktı ama Pep’in işaretiyle orta sahadaki oyunculardan ayrılıp, önceden belirlediği alana, savunma oyuncularına doğru yaklaşacaktı. Xavi ve Iniesta, merkez oyuncularının arasından topu Messi’ye göndereceklerdi, Messi de doğruca kaleye gidecekti, kimseyi beklemeden.

2 Mayıs 2009’da, Santiago Barnebau Stadı’ndaki maçtan Pep’in Barcelona’sı, 6-2 galibiyetle ayrıldı ve o maç, Pep Guardiola’nın mesleğinin sırrını çözdüğü, Lionel Messi’nin ise kariyerinin evriminin başladığı karşılaşmaydı.

2- MİLYON TANE YENİ BULUŞ

Pep Guardiola’nın Barcelona’da 2008-2012 arasında oynattığı oyun, bilinen adıyla tiki-taka (Pep’i görürseniz tiki-taka demeyin, çok sinirleniyor), oyunu bir tarafa yıkmak ve rakibin ne zaman nerede ne yapacağına karar vermek mantığı üzerine kurgulanmış bir oyunlar birleşimiydi. İçinde (sonradan gegenpressing adını alacak olan) karşı pres, pas kurguları, ara paslarla Messi üzerine oynanan ya da kanatlar üzerinden geniş hücumlar vardı.

%80 ortalama topa sahip olma oranı hücum planı olduğu kadar savunmaydı da aynı zamanda... Ve elbette pas, pas, pas, yine pas... “Arka arkaya amaçsızca yapılmış her 15-20 pasa tiki-taka diyorlar. Oysa benim topu dolaştırmamın bir amacı var” diye bağırmakta haklı Pep, izlediğimiz şey pas olsa da bu sadece görünen tarafıydı.

Bugün en basit haliyle pek çok teknik direktörün kopyaladığı, sürekli yönü değişen paslarla rakibin savunma setindeki düzenini bozmak, yerleşim dengesini şaşırtıp alan yaratmak... (Belki Avrupa’daki hiçbir teknik direktör ve hiçbir takım bu planı Guardiola Barcelona’sı gibi oynayamıyor ama fikrin kopyalanabilir ve uyarlanabilir olması, yani temeldeki basitliği değil midir asıl şaheser?)

Pep Guardiola’nın futbol fikri, oyunun kalitesini futbolcuların elinden alıp takıma vermesinin yanı sıra uyarlanabilir ve geliştirilebilirdir de... Mesela pas oyununu, karşı presini, denge bozucu ileri-geri hareketini alabilir, çalışabilir, hafta sonundaki maçta kullanabilirsiniz.

Ama tek bir maçta 10’dan fazla planın 2’li 3’lü kombinasyonlarının aynı anda sahanın farklı bölümlerinde nasıl çalıştığını anlasanız da anlatamazsınız, anlatsanız yaptıramazsınız...

Barcelona gibi oynamak Pep Guardiola’dan 2 alıntı yapabilmekti sadece, ortada Tutunamayanlar varken, sizin Twitter’da paylaştığınız cümleleriniz gibi...

3- SATRANÇ

Barcelona’da dört yıl boyunca milyon tane ufak tefek taktiksel buluş ürettikten sonra tükenmişti, mükemmelliğin sonunun olmadığı bir kara delikti artık. Yeni bir dünyaya ihtiyacı vardı.

Bayern Münih’te Philip Lahm’dan savunma önü oyuncusu yarattı, ilham kaynağının voleybol olduğu söylenir, Arjantinli voleybol koçu Julio Velasco ile sohbetlerinden beslenmişti...

İngiliz rugby hocası Eddie Jones ile sıkça bir araya gelip kullandığı oyun ve taktikleri dinlediğini kendisi anlatmıştı.

Satranç efsanesi Gary Kasparov’la olan sohbetlerini kendi kitabında yazmıştır.

Basketboldaki alan oyunlarını izlediği ve üzerlerinde çalıştığı da yine Marti Perarnau’nun Pep Guardiola: The Evulotion adlı kitabında yazar.

Yeni fikirleri farklı spor dallarında aradı, futbola döndü uyguladı ve uyarladı, dönüp aynı fikrin benzerinin başka sporlarda nasıl yansıdığını aradı.

Geriden kalan 20 yılın ortasında, dünya futbolu bir gerçeği kabul etti: Pep Guardiola vardır ve diğerleri...

4- KAZANAN TAKTİSYENLERİ ETKİLEMEK

Pep Guardiola her şeyi kazanmadı, kazanır ya da kazanamaz, mesele bu da değil. Kalkıp da “Bayern Münih’i Almanya’da dedem de şampiyon yapar” ya da “City, Şampiyonlar Ligi’ni kazanamadı ama” veyahut “Barcelona Guardiola olmadan da kazanıyor”dan başlayıp “Ya işte Messi-Xavi-Iniesta var ya” ile biten cümleler kurmak Pep Guardiola’yı anlamamak demektir.

Evet, Jürgen Klopp, Borussia Dortmund’u Bundesliga şampiyonu yaptı ve Şampiyonlar Ligi finali oynattı. Öte yandan Klopp, gegenpressing oyunlarını dönemin Barcelona’sından, Pep’ten alıp geliştirmiş ve üzerine yeni fikirler eklemişti.

Şampiyonlar Ligi’nin “favori-savar” Ajax’ının hocası Eric ten Hag, Real Madrid eşleşmesinden önce “Guardiola’nın Barcelona döneminde Real Madrid’i nasıl yendiğinden kopya çekeceğim” demişti.

Pep Guardiola, futbolu ve oyuna dair akıl yürütmeyi Johan Cruyff’tan öğrendi. “O olmasaydı ben asla böyle bir adam olamazdım” der... Johan Cruyff, futbol tarihinin en büyük teknik adamı kabul edilir, ondan çok daha fazla kupa kaldıran teknik direktörlerin arasından, oyuna koyduğu zeka ile ayrılır.

Çünkü kupaları kazanmaktan daha zor olan yaratmaktır.

5- REKORLARIN REKORLARI

Pep Guardiola, bir teknik direktörün kulüp çalıştırarak kazanabileceği tüm kupaları evine götürmeyi başardı. Özellikle Barcelona'daki 6 kupa kazanan takım, onu şaheseriydi.

Kalkıp da “Bayern Münih’i Almanya’da dedem de şampiyon yapar” ya da “City, Şampiyonlar Ligi’ni kazanamadı ama” veyahut “Barcelona Guardiola olmadan da kazanıyor”dan başlayıp “Ya işte Messi-Xavi-Iniesta var ya” ile biten cümleler kurmak Pep Guardiola’yı anlamamak demektir.

2008-2012 arası Barcelona’yı, 2013-2016 arası Bayern Münih’i çalıştırdı, 2016’dan beri Manchester City’nin başında...

Çalıştırdığı takımlarla 8 Lig şampiyonluğu, 7 ulusal kupa, 2 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu kazandı. Kaldırdığı toplam kupa sayısı 32.

Pep Guardiola; La Liga, Bundesliga ve Premier Lig’de “en fazla üst üste maç kazanan teknik direktör” rekorunu elinde bulunduruyor.

“En fazla ligde üst üste maç kazanma” rekoru da ikinci rekoru...

 

 

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya