Piyangoyu kazanan numaraları açıklamıyoruz ama futbolun en anlamlı rakamlarını bir araya getirdik.
Futbol tarihinin forma numarası ile özdeşleşen, adının yanındaki rakama da bir hikaye yazan adamları derledik.
Kimi müzeye kaldırıldı, kimi henüz sahibini bulamadı, kimini bir daha giymek tek başına bir yük anlamına geldiğinden sonraki futbolcular için ağırdı, kimi ise numaranın sahibi tarafından müzeden çıkartıldı...
Forma numaralarının emekli edilmesi, sıklıkla vefat durumlarında karşılaştığımız bir durumdur, tıpkı Jozef Sural’ın 90 numaralı Alanyaspor, 2003 Konfederasyon Kupası’nda sahada vefat eden Marc Vivien-Foe’nin 23 numaralı Manchester City, 17 numaralı Lens ve 17 numaralı Kamerun Milli Takımı formaları gibi yüzlerce numara onu terleten futbolcunun vefatının ardından onlarla birlikte ölümsüzleştiler.
Biz ise hikayesi yazılmış numaralara göz atalım, hala yaşarken ölümsüzleşenlere...
Küçük bir bilgi notu verip BEŞ’e başlayalım:
Güney Amerika ve Afrika kıta federasyonlarının turnuvaları olan Libertadores, Copa Sudamericana ve Afrika Şampiyonlar Ligi’nde takımlar 1’den 25’e kadar sıralı olarak numarayla kadroya yazılmak zorundadırlar. Müzelik formalar da sadece bu turnuvalar için “geçici” sahiplerine “ödünç” verilirler...
1- MALDINI: 3
Milan’ın eski kaptanlarından Cesare Maldini, 12 yıl giydiği kırmızı-siyahlı formayı 1966 yılında arkasında bırakıp 1 sezon Torino’da oynadı ve futbolu bıraktı. İki yıl sonra, 1968’de oğlu Paolo dünyaya geldi. 10 yaşındayken Milan altyapısında futbola başladı ve 24 yılını aynı renkler altında geçirdi.
“Babamın Avrupa’da şampiyonluk kupasını kaldırırken çekilmiş bir fotoğrafını görmüştüm, ben de onun gibi olmak istedim” diyor. En büyük idolüdür babası… “Babam Milan kaptanıydı, ben de Milan kaptanı oldum.”
Maldini’nin en büyük hayranlarından biri de Sir Alex Ferguson’dur. Manchester United’ın başında geçen 27 yılında almak isteyip de kırmızı formayı bir türlü giydiremediği birkaç oyuncudan biridir. “Maldini’yi çok istedim” diyor Ferguson, “babasından izin istediğimde tek kelime etmedi sadece başını iki yana salladı. Sonrasında Paolo ile iletişim kurduğumda bana, ‘Dedem Milan, babam Milan, ben Milan, oğullarım Milan… Unut gitsin’ cevabını verdi.”
Dünyanın en iyi defans oyuncularından biri olarak tarihe geçten Paolo Maldini, 2009 yılında futbolu bıraktığında, onun adıyla özdeşleşen 3 numaralı forması Milan müzesinde kaldırıldı, Maldini ailesinin babadan oğula geçecek mirası olarak kabul edildi. O formayı yalnızca Maldini ailesinden bir erkek çocuk, bir gün Milan’ın A takımına çıkabilme başarısını gösterirse, forma müzeden alınacak ve futbolun yeni Maldini’si tarafından giyilebilecek.
Peki 3. nesil Maldini’ler şimdi nerede?
23 yaşındaki Christian, İtalya 4. Ligi’nde Pro Sesto forması giyiyor ve Milan’a dönme ihtimali var gibi görünmüyor.
3 numaralı formanın adayı, an itibariyle Milan U19 takımında, 18 yaşındaki Daniel Maldini... Bu sezon ilk kez, 23 Kasım 2019’da Serie A’da Napoli maçında kadroya alındı ve yedek kulübesinden takip etti. On numara ve sol kanat oynuyor, Milan’ın yeni Maldini’si olması bekleniyor.
2- GIANFRANCO ZOLA: 25
25 numaralı Gianfranco Zola forması bugün hala kulübün en çok satılan ürünü... Sadece 7 sene formasını giydiği Chelsea tarihinin en önemli futbolcularından biri olan İtalyan Zola, kendi neslinin en istisna oyuncularındandı. Geçtiğimiz sezon Mauricio Sarri’nin yardımcısı olan yedek kulübesindeydi, Frank Lampard’ın teknik direktör olmasının ardından, Lampard’ın tüm ısrarlarına rağmen görevi bırakmıştı.
Onu izleme şansı olmayanların sayısı az değildir, 2003’te Chelsea’den ayrılıp Cagliari’ye imza atmış, 2005’te de futbolu bırakmıştı. Zola’yı izlememiş olanlara nasıl anlatırız? Şiirsel... Sanatsal... Sihirli...
Şöyle diyelim; 90’ların futbolunu bugünden ayıran her ne varsa, Gianfranco Zola’da da vardı. Lakabı “Magic Box” (Sihirli kutu)’ydu. Kendi neslinin en yaratıcı İtalyan oyuncusu ve Premier Lig tarihinde forma giymiş en büyük 5 yıldızdan biri olarak kabul edilir.
Zola, 2003’te ayrılırken, Chelsea tarihinin en iyi futbolcusu seçildi, kulüp tarihinin tüm zamanların en iyi 11’ine yazıldı, İngiltere İmparatorluk Nişanı’na layık görüldü.
Gianfranco Zola’nın 25 numaralı forması müzeye kaldırılmadı, kulüp tarafından yapılmış böyle bir açıklama yok. Ancak onun 2003’te çıkarttığı günden beri 25 numaralı formayı giyen Chelsea’li futbolcu olmadı.
Bugün hala Chelsea’nin kulüp mağazalarında 25 numaralı Zola forması satılmaktadır, en fazla satılan formalardan biri olmaya da devam eder. Bu bile tek başına 25 numarayı giymeye cesaret edebilecek bir futbolunun çıkmamasını açıklar...
3- MARADONA: 10
Marc Vivien-Foe’nun vefatının ardından milli takımında, eski takımları Lens’te ve vefat ettiğinde kiralık oynadığı Manchester City’de giydiği formaları müzededir. Foe, 2003’te Konfederasyon Kupası’nda Kolombiya maçının 72. dakikasında, canlı yayında ve gözlerimizin önünde hayata veda etmişti, tarihin en korkunç futbol anıydı, yaşamak zorunda kalanlar için...
Hem kulüp hem milli takım forması ölümünden sonra müzeye kaldırılan bir diğer oyuncu Ekvador’lu Christian Benitez’dir.
Bunu yaşarken yapabilmiş tek futbolcu ise Diego Armando Maradona’dır.
İtiraz edenler, Messi’nin giydiğini söylemek için hemen bağırmadan, yazının kalanına bir şans tanırsanız, Messi’nin 10 numarayı nasıl aldığının hikayesini anlatalım sizlere...
Maradona’nın 10 numaralı Arjantin Milli Takımı forması 2001 yılında emekli edilerek federasyonun müzesine kaldırıldı.
Ancak FIFA’nın turnuvalarında futbolcuların sıralı numara giymesi zorunluluğu kuralı vardır; 1’den 23’e kadar numaralar dağıtılmak zorundadır. Bu geleneksel kurala rağmen, 2002 Dünya Kupası öncesinde Arjantin Futbol Federasyonu, 1’den 24’e kadar futbolcularına numaralarını dağıttı ve 10 numarayı atladı.
FIFA organizasyon komitesi listeyi geri gönderdi. Küçük çaplı bir kıyamet kopmuştu. Sepp Blatter, o zamanın FIFA Başkanı, her zamanki “orta yolcu” tavrıyla “Madem öyle 3. kaleciye verin 10 numarayı, sahaya çıkmasın” dedi.
Arjantin tüm çabalarına rağmen 10 numaralı forma numarasını yeniden listeye dahil etti ve Ariel Ortega’ya verdi.
Milli takım formalarının Dünya Kupası’nda emekli edilememesi kuralı gereği, Foe’nin 17 ve Benitez’in 11 yazılı formaları turnuva boyunca “ödünç” verilmektedir.
Napoli’de ise 10 numaralı forma Maradona’ya aittir ve öyle de kalacaktır...
4- VLCEK: 7
Gelelim dünya futbol tarihinin alınması en zor forma numarasına...
Slavia Prag efsanesi Stanislav Vlcek, pek adı bilinen bir oyuncu değildir. Ancak onun ve Slavia Prag kulübünün giydiği 7 numaralı formaya addettiği değerin eşi zor bulunur.
2004’ten 2013’e kadar Slavia Prag frması giyen (2 yıllık Anderlecht arasını da unutmadan) Vlcek’in futbolu bırakmasının ardından 7 numaralı formayı kimin alacağı konusunda bir dizi kural belirlendi, bu formayı hak eden futbolcu çıkana kadar da müzede yeni sahibini bekleyecekti.
Neydi kurallar? Ezeli rakip Sparta Prag kalesine en az 3 gol atacak, milli takıma çağrılacak, milli takım formasıyla gol atacak, Avrupa Kupalarında gol atacak, ulusal ligin en iyi oyuncusu ödülünü alacak ve gol kralı olacak. Ve taraftarları 7 numarayı hak ettiğine ikna etmiş olacak.
Tüm bu kuralları yerine getirmiş tek bir oyuncu oldu, Milan Skoda, ancak 21 numarasıyla devam etmek istedi.
Vlcek, Danny’nin kuralların hepsini tamamlayabileceğine inanmış ve alabileceğini söylemişti, olmadı...
Bu kurallar dizisi, Stanislav Vlcek’in yerinin nasıl doldurulamayacağını kanıtlamaktan öteye gidemedi.
5- ALDAIR: 6
Roma’da bir terim vardır; “Aldair Zamanlaması”; doğru zamanda doğru yerde olabilmek anlamına gelir. Her defasında olması gereken yerde bitiverirdi. Roma savunmasına gönderilen toplar Aldair’in kafasında bulurlardı kendilerini… Topun hareketini sezerdi, Roma’nın saha içindeki yüreğiydi.
1998’de kaptanlığı Abel Balbao’dan aldı, bir yıl sonra, 31 Ekim 1999’da 22 yaşındaki Francesco Totti’ye vermek istediğini söyledi. Nedenini sorduklarında ise, “Totti’nin takım için sorumluluğu benden almasının zamanı geldi” dedi. Totti’yi, efsane kaptanı, Roma’nın başına geçiren Aldair’di.
Brezilyalı Aldair Nascimento dos Santos, namıdiğer Pluto, ülkesinden çok uzakta, İtalya’da, üstelik milliyetçilik duyguları oldukça güçlü olan Roma’nın efsanesi olmayı başarmıştı.
Öyle ki 2 Haziran 2003’te Brezilya karması ile Roma karması arasında düzenlenen jübile maçında futbola veda ettiği gün, Roma taraftarları tarafından “Aldair Günü” olarak kutlanmaktadır.
Maçın ardından Aldair’in 6 numaralı forması Roma müzesine kaldırıldı.
Aradan 10 yıl geçti, Roma, Kevin Strootman’ı transfer etti. Aldair, Roma televizyonuna bir açıklama yaptı ve “6 numarayı müzeden çıkartın, forma sahaya geri dönsün ve Strootman giysin” dedi. Aldair böyle deyince, akan sular durdu, forma müzeden çıkartıldı.
Her ağzından çıkan cümle kanun hükmünde olan Aldair’in aslında en büyük özelliği sessizliği, çok az konuşması ve mümkün olan en az kelime ile konuşmasıdır. Türkiye’ye geldiğinde, Roma taraftarının ona olan sevgisi sorulduğunda parlayan gözleri hayatta hiçbir sevginin karşılıksız olmadığının kanıtıydı...
Okuyucu Yorumları
0 Yorum