Her zaman gündemde olur Balotelli, bugünlerde yine onu konuşuyoruz. Sürekli olarak bir takımımıza transfer söylentileri çıkar durur, kimi taraftarlar heyecanlanır kimilerini ise korku basar. Ne de olsa Mario Balotelli, ne zaman ne yapacağı belli olmaz.
Biz de bu hafta BEŞ’te Balotelli özel bölümü yapmaya karar verdik. Listeyi 5’e indirmek ise bu bölümün en zor işiydi. Mümkün olduğunca çok vukuatını bir araya getirdik.
Manchester’daki evinin bahçesini ATV’ler için yarış pistine çevirmek, evinin balkonunda havai fişek patlatıp yangın çıkartmak, sokak ortasında sahte kılıç ile şövalyecilik oynamaya çalışmak, motorlu bir adama para verip denize atlamasını söylemek, camdan genç takım oyuncularına dart atmak gibi vukuatlarını sığdıramadık, varsa hala atladığımız, siz ekleyin...
İşte Balotelli’yi sevmek ve ondan korkmak için en az 5 neden...
1- ATILMA!
“Inter’deki günlerimi değil de Balotelli ile yaşadıklarımı yazsam, 200 sayfalık kitap olurdu” diye anlatır Mourinho, “Emin olun ki yazılmış en iyi komedilerden biri olurdu.”
İşte Mourinho’nun ağzından Balotelli hikayesi:
“Kazan ile oynuyoruz, Şampiyonlar Ligi. Tüm santrforlarım sakat. Diego Milito yok, Samuel Eto’o yok. Elimde bir tek Mario Balotelli var. 42. dakikada Mario sarı kart gördü. Atılırsa ileriye koyacak adamım yok. Devre arasında futbolculara taktik vermek için 15 dakikam vardı, bunun 14’ünü Balotelli’ye sakin olmasını, atılmamasını anlatarak geçirdim. Dedim ki, bak Mario seni değiştiremem, ama lütfen, hakemle konuşma, rakip futbolcularla konuşma, sadece topa bak ve atılma… Maçın ikinci devresi başladı, dakika 46, ikinci sarı, kırmızı, elbette Mario Balotelli!”
Mart 2010’da Inter’de oynarken bir İtalyan televizyonunda yayınlanan programda Milan forması giyip “Ben aslında Milan taraftarıyım” deyince tribünlerin öfkesi ile karşılaştı. İniş çıkış gösteren performansı sonrası Mourinho’nun şimşeklerine maruz kaldı.
Takımdan ayrılması kesinleştiğinde, Mourinho potansiyel alıcılarına “bazen beynini kullanmayı unutuyor” uyarısında bulunuyordu.
2- ROBIN HOOD
İtalya’ya göç eden Ganalı bir ailenin oğlu olan Mario, henüz iki yaşındayken çok ciddi sağlık sorunları yüzünden birkaç kez ameliyat geçirdi. Tedavi masraflarının karşılanabilesi için İtalyan Balotelli ailesi tarafından evlat edinildi. 5 yaşında futbola başladı, 16’sında profesyonel oldu. Sonrasını biliyorsunuz.
Balotelli para nedeniyle zor durumda olan insanlara karşı bu nedenle çok yufka yüreklidir. Aslında paranızın olmasına gerek yoktur, onun varsa etrafındaki herkesin hiçbir şeye ihtiyacı olmasın ister. Bunun için sizi tanımasına gerek de yoktur.
Balotelli, bir bara ya da puba gittiğinde, çıkarken mekanda bulunan herkesin hesabını öder, her zaman! Manchester sokaklarında karşılaştığı bir evsize 1000 sterlin verdi. Casinoda kazandığı 250.000 £'un tamamını, çıkışta karşılaştığı bir evsize verdi.
Yılbaşı gecesi 24 evsiz için otelde oda açtırttı. Yeni yıl öncesinde Noel Baba kıyafeti giyip Manchester sokaklarında para dağıttı. Yine İngiltere’de bir benzin istasyonunda, o anda orada olan tüm arabaların depolarını doldurttu.
Manchester’daki John Rylands Üniversitesi’ne gidip tüm öğrencilerin okul kütüphanesine olan borçlarını ödemeye kalkıştı. Okul yönetimi her öğrencinin kendisinin gelerek ödeme yapması gerektiğini söyleyince bahçede karşılaştığı ve harç parasını ödeyemeyen öğrenciler tarafından etrafı çevrildi.
3- “HATIRLAMIYORUM”
Mourinho’nun uyarısını elbette Mancini de duydu ama Balotelli, Inter’den eski öğrencisiydi, onunla başa çıkabileceğine inanıyordu. İnanmak, başarmanın yarısıdır derler ama bu hikayenin geri kalanı öyle gelişmiyor.
Saha içinde de defalarca kez çıldırttı Mancini’yi… 1-1 biten Arsenal maçında, topukla gol atmaya çalışıp müsait durumda gol fırsatını harcayınca, soyunma odası koridorunda Mancini Balotelli’yi itekledi, sorulunca da “Hatırlamıyorum, gerçekten yapmış mıyım?” dedi.
İyi oynadığı zamanlarda maç sonrası basın toplantılarında İtalyan oyuncusunu yere göğe sığdıramıyor, özel hayatındaki yaramazlıkları için “Gençtir, yapar, büyütmemek lazım” diyordu. Öte yandan “Mario benim takım arkadaşım olsaydı, kendimi tutamaz her gün döverdim” sözlerini sarf ediyordu. Balotelli’nin performansı düştüğünde, sert dille uyarıyor ama cümleyi hep “harika bir yetenek, Messi ya da Ronaldo’dan daha iyi olabilir” diye bağlıyordu.
Roberto Mancini, Balotelli sorularını ve eleştiriyi hep göğüsledi. “O benim oğlum gibi” diyordu, Balotelli’nin de duyguları karşılıklıydı; “Mancini babam gibidir”. Öte yandan herkes bir gün Mancini’nin delirmesini bekliyordu.
Ve sonunda beklenen oldu. Antrenmanda arkadaşına sert giren Balotelli’ye Mancini “Çık” dedi. Mario “hayır” cevabını verince İtalyan teknik adam delirdi! Balotelli’nin üzerindeki antrenman önlüğünden tutup bağırmaya başladı. Bu görüntüler dünya basınına sızdığında, herkes Balotelli’nin Manchester City ile sözleşmesinin sona erdiğini düşündü.
Ama öyle olmadı...
Mancini, “Yok canım ne göndermesi, antrenmanlarda olur böyle şeyler. Genelde takım arkadaşları arasında olur elbette ama normaldir. Büyütmemek gerek” dedi.
4- POSTACI
Ocak 2011’de Manchester derbisinde ilk golü attı ve formasının altını kaldırıp özel yaptırdığı t-shirt’i gösterdi, üzerinde “Why always me?” (Neden hep ben?) yazıyordu.
Manchester City’nin yaramaz çocuğu Mario Balotelli, 2012 Avrupa Şampiyonası’nda İngiltere maçı öncesinde yapılan basın toplantısında, bir muhabirin “gol atınca neden sevinmiyorsun” sorusuna ilginç bir cevap vermişti: “Gol atınca sevinmiyorum çünkü ben sadece işimi yapıyorum. Postacı mektupları dağıttığı için seviniyor mu?”
Euro 2012 yarı final maçında İtalya, Almanya'yı 2-1 yenerken takımın 2 golü de Mario Balotelli'den geldi. Balotelli 2. golün ardından formasını çıkarak devasa vücuduyla arz-ı endam etti. Maçın hakemi de İtalyan futbolcuya formasını çıkardığı için sarı kart gösterdi. Balotelli bu karta anlam veremezken, karşılaşmanın Fransız hakemi Stephane Lannoy'ya "Sanırım birileri vücudumu kıskandığı için bana sarı kart gösterdi” göndermesini yaptı.
5- CEZAEVİ
Mario ve kardeşi Enock ile birlikte Brescia’da dolanıyorlardı, Öğleden sonra saatleriydi. Şehirdeki kadın cezaevinin önünden geçiyorlardı, kapıyı açık gördüler. İçeride ne olduğunu merak edip arabayla kapıdan girdiler. Yabancı bir araç kapıdan giriş yapınca çılgın gibi alarm çalmaya başladı. Görevliler hemen arabanın etrafını çevirdiler, ikiliyi tutuklayıp gözaltına aldılar. Yaklaşık yarım saat sorgulandı, sabıkası olmadığı (ve muhtemelen adının Mario Balotelli olduğu anlaşılınca) serbest bırakıldı.
Olay sonrası Balotelli’ye neden böyle bir şey yaptığı soruldu. Cevap: “Kapı açıktı, kadın cezaevinin içinin neye benzediğini merak ettik, içeriye göz atmak istedik.”
Okuyucu Yorumları
0 Yorum