Fiesta La Liga: Eksik Başlangıç

Gündem:

La Liga ve gündem ikilisi bir araya gelince, 2020 yılının ikinci yarısında tek bir ismi akıllara getiriyor: Lionel Messi! Onunla ilgili “Se queda” başlıklı bir fotoğraf gören oldu mu? Özellikle Pique’nin Twitter hesabını iyice bir kontrol etmek gerek. İşin esprisi bir yana, merak etmeyin, “kalıyor”.

Son olarak La Liga yönetiminin de Barcelona tarafında durması ile bir sezon daha Barcelona’dan ayrılmayacağını açıklayan Messi, Tarragona ile oynanan hazırlık maçına kaptan olarak çıktı ve 45 dakika sahada kaldı. Özellikle kazanılan penaltıyı da kullanmaya yanaşmaması, 2020-2021 sezonunun soğuk savaşa sahne olacağını bizlere gösterdi bile. Bir tarafta Messi Bloku, diğer tarafta başkan Bartomeu önderliğinde Barcelona Bloku... 

La Liga’da son iki sezondur uygulanan cuma ve pazartesi günü maç oynatmama kararı bu sezonda korunuyor. La Liga kurum yönetiminin açılış maçı olarak 11 Eylül Cuma’ya Granada-Athletic Bilbao maçını koyması sonrasında İspanya Futbol Federasyonu’na bağlı Tertip Komitesi, cuma ve pazartesi maçlarına izin verilmediğini açıkladı. Böylece 2020-2021 sezonu Endülüs’te değil, Bask Bölgesi’nde taraftarlara merhaba dedi. La Liga kurum yönetimi ise karara itiraz edecek.

Gelelim transfere... Transfer gündemi denildiğinde, La Liga her zaman hareketli bir gündeme sahip olmuştur. Son 20 yılın en pahalı 20 transferinin 14’ünde İspanyol takımlarının isimlerini görebiliyoruz. Bu sezon başında ise La Liga büyük transferlere daha mesafeli bir görüntü sergiliyor. Pandeminin ekonomik etkisi, yeni stat projeleri, yapılanma kapsamında altyapıya yönelim vb. birçok sebep sayılabilir. Buna rağmen Lionel Messi’nin de kapıdan döndüğü ve çıkıştan çok da uzaklaşmadığı bir sezonda, dikkat çekecek yıldız sayısının azlığı gözlerden kaçmıyor. Son şampiyon Real Madrid kiralıktan dönen oyuncuları haricinden herhangi bir yeni isme kadrosunda yer vermezken, büyük bir revizyon hazırlığında olan Barcelona’ya çevrildi tüm gözler. Pjanic-Arthur değişikliğine giden Katalan ekibi, Trincao, Fernandes, Pedri gibi genç oyuncularla da yaş ortalamasını aşağıya çekti. Yine de büyük bir hareketlilik beklentisi ile girilen transfer sezonunda beklenti karşılanamadı diyebiliriz.

Ağustos ayını Şampiyonlar Ligi serüveni ile geçiren Real Madrid, Barcelona ve Atletico Madrid ile UEFA Avrupa Ligi şampiyonu Sevilla’nın ilk hafta maçlarının ertelenmesi ile bu hafta La Liga’nın alışılagelmiş ve muhtemel ilk dört sırası dışına odaklandık diyebiliriz. Getafe ve Elche de fikstür şansı ile bu haftayı dinlenerek geçiren takımlardı.

Enteresan olan ise, La Liga'nın yeni ekiplerinden Elche’nin önce Barcelona daha sonra Sevilla ile oynayacağı için ilk iki haftayı dinlenerek geçirecek olması.

Saha:

Güneşli bir cumartesi öğleninde yeni sezona merhaba dedik. Geçen sezonu küme düşme hattının hemen üzerinde tamamlayarak ligde kalan konuk Celta Vigo'da, milli oyuncularımız Emre Mor ve Okay Yokuşlu ilk 11'de saha çıktı. Nolito, Aspas ve Emre Mor ileri üçlüsüyle rakip kalede etkili olan Galiçya ekibi aradığı golü bir türlü bulamazken, Eibar'ın Sırp kalecisi Marko Dmitrovic'in de bu üçlü karşısındaki performansını belirtmek gerek. Ev sahibi Eibar'da Dmitrovic'e eşlik edecek bir performans ise sahada yoktu. Kaleyi bulan tek bir şut ile maçı tamamlayan Mendilibar'ın öğrencileri, pandemi sonrası dönemdeki oyunlarından uzak bir görüntü sergilediler. Kazandıkları bir puan ise maça dair mutlu olabilecekleri tek nokta.

Önceki sezonun son karşılaşmasında rakibini gole boğan Granada için bu sezonun nasıl geçeceğini gösterecek maçlardan birisiydi Athletic Bilbao karşılaşması. Maçın ilk yarısında iki takım da yaklaşık iki aylık tatilden hala dönemediklerini gösterdiler. İkinci yarının başından itibaren ise Endülüs ekibi galibiyeti aradığını ve geçen sezon kaldığı yerden devam etmek istediğini nihayet bizlere gösterebildi. İlk sekiz dakikada bulduğu iki golle maçı koparan kırmızı-beyazlı ekip sezona üç puanla başladı. Athletic Bilbao'da ise Inaki Williams sakatlığı nedeniyle sonradan oyuna dahil olduğu için Bask ekibi forvetsiz bir taktik ile maça başladı ve Williams oyuna girene kadar pozisyon üretmekte çokça sorun yaşadı. Geçen sezon da kronik problemleri olan gol sıkıntısını bu sezon da yaşayacak gibi gözüküyorlar. Garitano'nun öğrencilerinin bu sorunu kendi içlerinde çözmeleri gerekecek çünkü transfer politikaları belirli bir çerçevede ve artık bir Aduriz'leri de yok.

13 Mayıs 2006 tarihinden tam 15 sezon sonra La Liga'da maça çıkan Cadiz için en üzücü kısım Ramon de Carranza Stadyumu'nun bu hasreti tribünler dolu dolu şekilde giderememiş olmasıdır. Endülüs bölgesinin bir başka etkili tribün kültürüne sahip olan Cadiz, geçen sezon da pandemi döneminde iyi sonuçlar elde edememişti. Bu karşılaşmaya da hızlı başlayan taraf rakip Osasuna oldu ve tecrübeli golcü Adrian klasını konuşturarak takımını öne geçiren dokunuşu yaptı. Yediği golden sonra güzel bir reaksiyon gösteren ve maç boyunca etkili bir oyun sergileyen Cadiz'in puan ya da puanlar alması işten bile değildi. Tabii, Osasuna kalesini koruyan Sergio Herrera olmasaydı. Takımının üç puanı almasında büyük rol oynayan 27 yaşındaki İspanyol file bekçisi, ikinci golü bulana kadarki 70 dakikalık bölümde Bask ekibinin üç puanı elinde tutmasını sağlayan isim olduğu aşikâr.

Karşılaşmayı Mike Breen anlatıyor olsa, Cristian Tello'nun golünden sonra "BANG" diye bağırırdı. 90+5'te bulduğu tek golle üç puanı cebine koyan Real Betis için istatistiklere bakan birisi şanslı olduklarını düşünebilir. Buna rağmen karşılaşmayı izleyen birisi, son dakikada gelen golün şans değil adalet olduğunu çok rahat şekilde yorumlayabilir. Karşılaşma boyunca iki topu direkten dönen ve birçok pozisyona giren Pellegrini'nin öğrencileri, rakibine sadece duran toplardan pozisyon verdi.

 Pellegrini'nin etkili hücum oyununu sahaya iyi şekilde yansıtan yeşil-beyazlılar için bu sezon en azından taraftarları mutlu edecek bir oyun oynanacağının sinyalleri verilmiş oldu. Alaves ise geçen sezon keyif veren oyunundan çok uzak bir görüntü sergilerken, geçen sezon Espanyol'un küme düşmesinde büyük pay sahibi olan Pablo Machin'in teknik direktörlüğe getirilme kararı, kısa sürede tartışılmaya başlanacak gibi gözüküyor.

Valladolid kalecisi Jordi Masip'in ellerinden kayan sadece kale çizgisini geçen top değil, takımının alacağı iki ekstra puan da oldu. Geçen sezon da bu tip kritik hataları fazlaca yapan Masip, karşılaşma boyunca takımının gösterdiği iyi performansa da gölge düşürmüş oldu. Sergi Guardiola'nın mükemmel asisti ile gelen golle öne geçen Valladolid, maç boyunca rakibini dengeli oyuna hapsetti ve galibiyet için tüm doğru hamleleri yaptı. Girişte de belirttiğim gibi Masip'in büyük hatası belki de Real Sociedad'ın bulabileceği tek goldü ve buldular. Bu yüzden Bask ekibi bu bir puan için kendisini şanslı sayabilir. Imanol'ün öğrencileri için gelecek hafta oynanacak Real Madrid maçı daha belirleyici olacak. Yine de pandemi sonrası oynanan maçlar ve bu maçta verdikleri izlenim hiç de iyi değil.

La Liga'nın yeni ekiplerinden Huesca bir sezon aradan sonra La Liga'ya yeniden merhaba dedi. Villarreal ise yeni teknik direktörü Unai Emery ve yeni transferleri ile sahaya çıktığında aklında tek şey vardı, kolay bir üç puan. Huesca, rakibi karşısında açık ve cesur bir oyun oynayarak bu lige hak ederek döndüğünü ve bu ligde kalmak istediğini herkese göstermiş oldu. Yeni transfer Pablo Maffeo'nun ayağından gelen mükemmel takım oyunu eseri golle öne geçen Huesca, pozisyonlar vermesine rağmen skoru son yirmi dakikaya kadar korumasını bildi. VAR kararı ile gelen penaltı, Villarreal'in nefes almasını sağlayan oksijen maskesi oldu.

"Derby del Turia", Valencia bölgesinin en önemli derbisidir. 57 yıldır devam eden bu rekabete, adını altın harflerle yazdıracak bir karşılaşma izledik. Daha ilk dakika dolmadan haftanın golünü atan José Luis Morales'in verdiği mesaj çok netti: "Form geçici klas kalıcıdır."

İlk dakikada yediği gole hemen reaksiyon gösteren Valencia, beraberliği duran top organizasyonu ile buldu. İlk yarının sonlarında José Luis Morales ile harika bir gol daha bulan Levante, ilk yarıyı önde kapatma planları yaparken adı Manchester United ile anılan Maxi Gomez sahneye çıktı ve ilk yarıyı beraberliğe bağladı. İkinci yarıda oyunun ve skorun dengesini bozan isim Manu Vallejo'ydu. Genç oyuncu, maddi anlamda zor günler geçiren kulübüne ve taraftarlarına çok kıymetli bir mesaj vermiş oldu. Rodrigo, Ferran Torres, Francis Coquelin, Dani Parejo gibi yıldız oyuncularını kaybeden Yarasalar için genç oyuncusunun gösterdiği kaliteli performans, kulübün yeniden kendisini kuvvetli hissetmesini sağlayabilir ve yarasa değil anka kuşu hikayesi yazdırabilir.

Haftanın Takımı: Valencia

Haftanın Oyuncusu: Manu Vallejo (Valencia)

Haftanın Golü: José Luis Morales (Levante)

Haftanın Teknik Direktörü: Manuel Pellegrini (Real Betis)

Haftanın Maçı: Valencia-Levante

Gelecek Hafta İzlenmesi Önerilen Karşılaşma: Real Sociedad-Real Madrid 20.09.2020-22:00