İtalyan Oyunu: Ayrışma

Serie A’da geride bıraktığımız hafta bu sezon çok fazla denk gelmediğimiz bir şekilde favorilerin tamamının galibiyetiyle sonuçlandı. Bu tür sonuçlar ortaya çıkınca sizlerin de tahmin edebileceği gibi lig, gruplara ayrılıyor. Şampiyonluk hattı, Avrupa bileti arama hattı, orta sıralar ve düşme grubu şeklinde. Bu haftaki yazımızda şampiyonluk hattında yer alan takımlardan en öne çıkanların performansına değinmek sağlıklı olacaktır. Ki sezon ilerledikçe diğer hatlar, şampiyonluk grubundan rol de çalacaktır…

Son yılların, belki de son 10 yılın tek gücü olan Juventus ile başlayalım. Torino ekibi, Inter’e karşı kaybettiği maçta açılan yaralarını hala kapatabilmeyi başaramasa da ayağa kalkma dirayetini gösterdi. Sampdoria deplasmanına favori olarak çıksa da karşısındaki rakibin tahmin edilmesi güç bir ekip oluşu, onları zor durumda bırakabilirdi. Nitekim golü erken bulup 1-0’lık tabela üstünlüğünü sağlayan taraf Juventus olsa da ev sahibi Sampdoria, rakibini çok zorladı. 

Hatta korkutmayı dahi başardı ara ara. Sezon başında Fiorentina’dan transfer edilen süper yetenek Federico Chiesa’ya sahip olmak bu maçta Juventus’u ve Pirlo’yu hayatta tutan faktör oldu. Sadece gol atmakla kalmayan Chiesa, varlığının oluşturduğu tehditle rakibinin savunma planlarını bozup takım arkadaşlarının alan kazanımında efektif bir rol üstlendi. Sampdoria’ya da değinecek olursak,  2-0’lık sonuçla sahadan mağlup ayrılmış olsa da gösterdiği dişli performans Cenova ekibi için iyi günlerin kapıda olduğunun göstergesi olabilir.

Hafta içi İtalya Kupası’nda yüksek tansiyonlu geçen Inter maçından elenerek tüm dikkatini lige verme fırsatına erişen Milan, ilk yarısında esip gürlediği Bologna deplasmanından tahmin ettiğinin aksine zor bir 3 puan çıkardı. İlk yarıda Ibrahimoviç’in penaltı kaçırmasına karşın Rebic ile skor üstünlüğünü ele geçiren kırmızı-siyahlılar, Bologna’yı adeta sahadan sildi. Bu doğrultudaki performansını ikinci yarıya da yansıtıp 55. dakikada Kessie golü bulunca maç bitti diye düşündü herkes. Lakin Sinisa Mihajloviç’in 67. dakikada yaptığı üç değişiklik ev sahibinde şok etkisi yarattı ve son 25 dakikada Milan ecel terleri döktü. Golü, maçın bitimine 10 dakika kala bu değişikliklerle oyuna giren Skov Olsen’in pasında Poli’nin ayağından bulan Bologna, son dakikalarda Barrow ve Sansone ile etkili olmaya çalıştı ama Donnarumma’yı mağlup edemedi. Böylelikle bu maç Milan için çok değerli bir üç puan olarak tarihteki yerini aldı.

Milan’ın ölüp ölüp dirildiği Bologna maçının ardından puan kaybı hakkı kalmayan Inter, şampiyonluk yolunda hatasızlık dışında bir şansı olmadığını bilerek Benevento’yu ağırladı. Christian Eriksen’in iyi oynadığı maçlarda ne kadar etkili bir isim olduğunu hem Tottenham hem de Danimarka için çıktığı maçlardan biliyor futbolseverler. Benevento’ya karşı Inter’in saha içindeki aklı ve lideri Eriksen’di.

 Gagliardini, Eriksen’in arkasındaki sigorta görevini üstlenince tüm açlığı ve hücum zekasıyla sahada yer alan Danimarkalı yıldız, Benevento savunmasının aksayıp bir noktadan sonra devrilmesine sebep olacak liderliği gösterince maçı izleyen herkesin hayranlığını tekrar kazandı. Ayrıca Lautaro Martinez’in de Eriksen’in oyun zekasına eşlik edebilen bu oyun tarzı Conte’nin hoşuna gitmiş olsa gerek. Hafta içi Ibrahimoviç’le yaşadığı gerginlikteki tavrı ve agresifliğini saha içindeki oyuna yansıtmasıyla dikkat çeken Romelu Lukaku, büyük ihtimalle kariyerindeki en az terlemeli dublesini bu maçta yaptı. İkinci yarının son kısımlarında birbirine çok benzeyen iki pozisyonda yakın mesafeden kaleciyi avladı Belçikalı yıldız.