İtalyan Oyunu: Kör Dövüşü

Conte’nin Inter’i bekleneni yapma konusunda bir dünya markası olmak üzere. Maalesef beklenenden kastım, kritik anda saçma puan kayıpları… Udinese deplasmanının kolay olması beklenmiyordu ama bir şekilde 3 puan alması beklentilerin başında geliyordu. Bu doğrultuda bir oyun vardı aslında sahada. Udinese neredeyse maçın tamamında topu ve oyunu rakibine bırakıp istediğini; puanı aldı. Conte’nin geçtiğimiz sezon çok kez yaşadığı kritik anda yaptığı hamlelerle oyunu çözemeyişi ezeli rakibinin puansız geçtiği haftada çok ağır bir sonuç olarak geri döndü Inter’e. Lukaku’yu tamamen etkisiz hale getirmeyi başaran Samir’i de tebrik etmek gerekli… Maçın son anlarında sinirine hakim olamayan Antonio Conte, yaptığı hararetli itirazların ardından kendini maç bitmeden soyunma odasında buldu.

Hücum hattını güçlendirmek için tecrübe kıssasını fırsat veren Milan, Atalanta’ya karşı adeta sahadan silindi. Maçın tamamında Atalanta’nın oynadığı bir futbol vardı. İlk yarım saatte Milan’ın sol tarafını zor durumda bırakan Atalanta, ilk yarının kalan bölümünde ise oyunu Milan’ın sağına yıktı ve beklenen gol geldi. Bu sürede orta saha oyuncularından Kessie’nin oyundan tamamen kopuşu ikinci yarıda yaptıracağı penaltıya da göz kırpıyordu.

İkinci yarıda kazandığı penaltı golüyle oyunu tamamen bitiren Atalanta, son dakikalarda Zapata ile skoru tayin etti. Bu golün ardından maçın bitmesine çok kısa bir süre kala Zlatan Ibrahimoviç’in, Atalanta’nın golcü oyuncusu Duvan Zapata’ya karşı kullandığı, “Senin çıktığın maç sayısı kadar benim attığım gol var” cümlesi maç kadar akıllarda kalan bir söylemdi… Bu maçtan 2 gün sonra Atalanta’nın hücum aklı ve en yetenekli ismi olan Papu Gomez rotasını İspanya’ya, Sevilla’ya kırdı ve Serie A’ya veda etti. Bize tanık olma şansı tanıdığı unutulmaz anlar sebebiyle Papu Gomez’e içten bir teşekkür etmemiz lazım…

Juventus için bu haftanın kazananı derken sadece Bologna galibiyetini düşünmemek gerekli. Direkt rakibi olan takımların neredeyse hepsi puanlar kaybederken Torino ekibi, ortalama, hatta vasata yakın bir oyunla Bologna’yı 2-0 yenmeyi başardı. Ki bu tür durumlarda şampiyonluk iddiası olan ekiplerin kötü oyunla maç kazanması çok değerli bir noktayı oluşturuyor. Juventus her ne kadar sahada izlenenden ziyade imajıyla zirve mücadelesinin bir parçası. Pirlo’nun savunmaya bir türlü uymayan Cuadrado’yu oynatma ısrarını anlayamasak da sonuç bu aksamayı kısa bir süreliğine kompanse edecek gibi duruyor. Bir de son olarak Cristiano Ronaldo’nun Juventus’a geldiği günden beri en etkisiz olduğu maçın bu maç olduğunu da söylemek lazım.

Hafta içi İtalya Kupası’nda kendi sahasında elendiği Spezia’yı, hafta sonu da Serie A mücadelesi için ağırlayan Roma, bu sefer zor da olsa galip gelmeyi başardı. Spezia’nın 3 gün önce bıraktığı yerden bir oyunla girdiği maçta ilk golü Roma bulsa da oyun Spezia’nın kontrolündeydi. Piccoli ile eşitliği sağlayan Ligurya ekibi, defansif hatalar yapmaktan ziyade tamamen hücuma odaklanınca büyük açıklar verdi ve belki de Roma için maçın iki yıldızından biri olan Borja Mayoral bu hataları değerlendirmeyi bildi. İlk yarıyı 3-1 gibi net bir skorla önde kapatan taraf Roma olsa da Spezia, kaybedecekmiş gibi durmuyordu.

 Nitekim ikinci yarıda farkı önce bire indiren ardından da eski Romalı Daniele Verde ile 90. dakikada skoru 3-3’te eşitledi Spezia. Roma için maçın diğer yıldızı, takım kaptanı Lorenzo Pellegrini’ydi. Bruno Peres’in altıpastan çevirdiği topa ayak içiyle çok temiz bir vuruş yapan Pellegrini, Roma’ya hayat öpücüğü verip Spezia kabusuna dönüşen haftayı 3 puanla kapatmasını sağladı. Maçın kaybeden tarafında olsa da bu hafta iki Roma maçında takımının gösterdiği enerjinin mimarı Vincenzo Italiano ayakta alkışlanmayı hak ediyor!