SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

Kırmızı Krampon: Mutlucan Zavotçu Özel Röportajı

Kırmızı Krampon | 24.09.2020 15:45

İlker Duralı, Beşiktaş Kadın Futbol Takımı'nın eski teknik direktörü Mutlucan Zovutçu ile konuştu.

Kırmızı Krampon: Mutlucan Zavotçu Özel Röportajı

Ülke sporuna baktığımızda futbol dışındaki birçok branşta bir proje,strateji, kısa-orta-uzun vadeli planlar ve buna yönelik çalışmalar görürüz. Dediğimiz gibi futbol Altınordu tarzı ya da kısa vadeli olanlar dışında bunun biraz dışında kalır.

Oysa bu kısmen doğru bir önermedir. Kadın futbolunu işin içine kattığımızda düşünülmüş, organize edilmiş, hayata geçirilmiş ve sonuçlar alınmaya başlanmış harika yapılanmalara denk gelebilirsiniz. Geçen hafta bahsettiğimiz Jetgiller takımı da bunlardan biriydi.

Bu haftaki yazımızda ise bir başka başarılı proje ve arkasında büyük bir güç olduğu için de devam eden bir projeyi hatırlatalım istedim. Beşiktaş Kadın Futbol takımı. Kurulduğu günden 19/20 sezonunun sonuna kadar bu takımın başında olan Mutlucan Zavotçu da şüphesiz bu projenin en önemli parçasıydı.

Değerli Kadın Antrenörlerimizden Bahar Özgüvenç’e bayrağı devreden Zavotçu hoca ile, Beşiktaş Kadın Futbol takımını, Kadın Futbolunu ve TFF’nin Kadın Futbolu için yaptıklarına kadar konuştuğumuz bir röportaj gerçekleştirdik. Umarım keyif alırsınız.

 

  • Öncelikle sizin antrenörlük maceranız nasıl başladı ve nasıl Beşiktaş kadın takımı ile kesişti?

Antrenörlük maceram, altyapıda hatta minik takımda başladı diyebilirim. Oynadığımız sistemi, neden pas yaptığımızı, çalıştığımız drillerin mantığını antrenörlerime sürekli nedenleri ile birlikte sorarak, tabir-i caizse onları bıktırma noktasına getirerek antrenörlüğe başladım diyebilirim.

Mutlucan Zavotçu haberleri  Futbolculuğa başlamadan antrenörlük başlamıştı zaten aslında. 28 yaşında futbol hayatım zorunluluktan bitince, 29 yaşında futbol okullarında başladım antrenörlüğe.

Sonrasında, Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Antrenörlük Futbol Uzmanlık dalından mezun olarak 2011 yılında Beşiktaş Futbol Akademisinde profesyonel olarak antrenörlük kariyerime başladım.

 

 

  • Ve Beşiktaş macerası. Siz ilk günden beri bu takımın başındaydınız.  Önce ilk dönemlerden başlayalım hocam. 13 yaş altı takımı ile yola çıkıyorsunuz. Kızlar nasıl seçildi? İlk antreman nasıldı? O çocuklara neler anlattınız?

Beşiktaş’a adım attığım ilk sezon olan 2011-2012 sezonunda 18 yaş altı Erkek Akademi takımında stajyer-yardımcı antrenör olarak görev aldım. O sezonun sonunda UEFA’nın yönettiği ve TFF’nin yürüttüğü KFEM (Kız Futbol Eğitim Merkezleri) Projesinden haberdar olduk. Bu projenin amacı, 13-15 yaş arası olabildiğince kız çocuğunu futbol ile tanıştırmak ve kızları yetenekli yeteneksiz ayırt etmeden temel futbol eğitimine tabi tutarak, kızların futbola ilgisini ve sempatisini artırmaktı. Beşiktaş olarak bu misyonu üstlendik ve bu projenin sorumlu antrenörü olarak da ben görev almak istedim. Ekim 2012’de başlayan proje kapsamında okullar dolaşılıp, kız çocuklarını antrene edecek ve bu kızlarımızı kayıt altına alarak federasyona rapor verecektik. Ancak, Beşiktaş olarak yürüttüğümüz bu projede antrene ettiğimiz tüm kız çocuklarını biz de kayıt altına aldık ve federasyondan bağımsız olarak içlerinden yetenek seçimi yaptığımız oyuncuları ayrı olarak antrene etmeye devam ettik. Belli mi olur; belki bir gün Beşiktaş Kadın Futbol Şubesi kurulur, seçtiğimiz oyuncular da bu şubenin ilk futbolcuları olur hayali ile sürdürdük çalışmalarımızı.

Özel çalıştırmaya başladığımız kızlarla, ilk antrenmanımız ise 29 Ekim 2012’deydi…Özellikle o günü seçmiştim. Sahanın ortasında toplanıp hepimiz birbirimize bakıyorduk…’  besiktas

Şu an bizden hiç kimsenin haberi yok ama belki bir gün binlerce kişi önünde sahaya çıkacak Beşiktaş Kadın Futbol Takımın ilk oyuncuları siz olacaksınız.’’ dediğimi dün gibi hatırlıyorum. Henüz ergenlik çağında olan ve çok büyük hevesle antrenmanlara gelen o kızlar, 7 Mart 2020 tarihinde Vodafone Park Stadyumunda Atletico Madrid Kadın Futbol takımına karşı yaklaşık 40.000 kişi önünde sahne alan Beşiktaş Kadın Futbol Takımının kuruluşunun öncüleri oldular.

İçlerinden bazıları o maçın kadrosunda olarak, diğerleri ise tribünde destek vererek bu onuru yaşadılar. Ben ise onların her biri ile aynı sahada ter dökmenin gururunu ve onurunu ömrüm boyunca yaşayacağım.

 

  • Dünyanın her liginde alt liglerin zorluğu sıkıntısı bambaşkadır. 13 Yaş Altı’ndan 3. Lig’e geçiş süreciniz nasıl işledi. İlk olarak 3. Lig’de yer almaya başladığınızda nasıl geçti sezon.  İlginç bir hikayesi vardı yanlış hatırlamıyorsam. Normal sezonda Fatih Vatan çok güçlü olsa da play-off döneminde Fatih Vatan da dahil tüm rakiplerinizi geçip 2. Lig’e çıktınız. Biraz o sezonun hikayesini dinleyebilir miyiz?

KFEM Projesi kapsamında kız çocuklarımızı akın akın sahaya indirip temel futbol eğitimi verirken, diğer yandan seçilen kızlarımız ile antrenman yapmaya devam ediyorduk kadın futbol şubesinin açılma umudunu kalbimizde besleyerek. Umutlarımızın vücut bulduğu ilk an ise 2013 yazında Marmara Minik Kızlar Futbol Ligiydi. O ligde İstanbul şampiyonu olup Kdz.Ereğli Bld. Spor’un ardında ligi ikinci tamamlıyorduk.

Sonrasında 2014 yılında Antalya’da yapılan Uluslarası Vodafone Cup’da 16 yaş altı kızlar kategorisinde şampiyon olarak dikkatleri üzerimize çekmiştik. Bu süreci takiben yönetimimizin onayı ile 2014-2015 sezonunda TFF Kadınlar 3. ligine katılım başvurusu yaparak BJK Kadın Futbol Şubesinin ilk adımını attık. O sezonun ilk etabı olan İstanbul bölgesi maçlarını Fatih Vatan Spor’un 5 puan gerisinde tamamlayarak ikinci olduk ve gruplardan ilk iki takımın Türkiye finallerine gitme hakkı kazandığı statüden bu hakkı elde ederek final biletini aldık.

Gruplarda kendi evimizde berabere kalıp, deplasmanda yenildiğimiz Fatih Vatan Spor ile çeyrek finalde karşılaştık. Son 8 takım arasına kalmıştık ve 3. ligin en büyük şampiyonluk adayı olan takımla bir kez daha karşılaşmak zorundaydık. Ancak, Beşiktaş olarak grup maçlarındaki takımdan çok daha iyisiydik. Maçı 3-1 kazanarak yarı finale kaldık. Yarı final ilk maçında Van Belediye Spor’u 7-1 ile finalde ise Ağrı Birlik Spor’u 2-1 ile geçerek 2. lig biletini aldık.

 

  • Ve ardından ikinci lig. Orada gelen namağlup bir şampiyonluk. Çok dominant çok güçlüsünüz ama tabi ki kolay bir süreç değil.  Ligin en iyi kadrosuna sahip olmanın getirdiği, Beşiktaş olmanın getirdiği bir baskı var. 1. lige bir an önce çıkılmalı. Çok da iyi transfer politikası da ortaya koydunuz o dönem hocam değil mi? Nasıl bir sezondu?

 

3. ligde yaşadığımız şampiyonluk sonrası camia içinden, yöneticilerimizden ve taraftarlarımızdan çok daha fazla ilgi görmeye başladık. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı ve herkesin beklediği bir 2. lig şampiyonluğunun baskısı omuzlarımızdaydı. Kalbur üstü diye nitelendireceğimiz oyuncuların forma giymek için hevesli olduğu bir takıma dönüşmüştük.

Arkamıza aldığımız bu rüzgarla birlikte ligin kalitesinin çok üstünde bir oyuncu kadrosuna ulaştık. Ancak, henüz çok tecrübesiz ve çok genç oyuncularla, tecrübe sahibi ve kariyerli oyuncuları aynı hamurda yoğurmak pek kolay değildi. Neyse ki bunu başardık ve namağlup olarak 2. lig şampiyonluğunu ligin bitimine 4 hafta kala elde ettik.

Artık 1. lig takımıydık ve Şampiyonlar Ligi hayali dört bir yanımızı sarmıştı…

asd

  • Belki de Beşiktaş tarihinin en organize projesi sizdiniz hocam ve bu proje hiç aksamadan 1. lige geldi. Başka bir dünya mıydı? Kızlarla o ilk maçınıza çıktığınızdan 3 sene sonra ilk 1. lig maçınıza 5 sene sonra ise şampiyonluk maçınıza çıktınız. Tabi birinci lig çok daha zor. Güçlü, köklü takımlar var ve kolay değil şampiyonluk. 1. sezonunuzdan şampiyonluk sezonunuza kadar neler yaşadınız? Neydi sizlerin, kızların hikayesi?

Artık tek hedef 1. lig şampiyonu olarak şampiyonlar ligine gitmekti. Ancak, bunun ne kadar zor olduğunu 1. ligde geçirdiğimiz ve 2. olarak tamamladığımız iki sezon boyunca çok iyi anladık. Neyse ki, 1. ligdeki 3. sezonumuz olan 2018-2019 sezonu sonunda en büyük hayalimiz olan 3 farklı ligde şampiyonluk yaşayan ilk takım olma sevincinin son halkasını da tamamlayarak şampiyonluk ipini göğüsleyerek Şampiyonlar Ligi’ne gitmeye hak kazandık. 2012 yılında başlayan bu serüven boyunca en büyük sırrımız ne diye sorarsanız; tüm takım, taraftarlarımız ve Fulya personelimiz olarak birbirimize olan bağlılığımız diyebilirim.

Bununla birlikte, bir oyuncudan en büyük verimi alabilmenin sırrının ona kendini değerli hissettirmek olduğunun bilincindeydik. Bunu da sağlayabilmek için her oyuncumuz ile birebir iletişim içinde olduk, şartlar ne olursa kadro rotasyonu yaparak herkesin forma giymesini sağlayarak hüzünlere ve sevinçlere ortak olmasını sağlamaya çalıştık, böylelikle yaşı kariyeri katkısı ne olursa olsun herkes kendinin takımın parçası olarak hissedebilecekti. Bunu başardığımızda antrenmanlara katılımın ve antrenman kalitesinin artacağını biliyorduk. Organize ettiğimiz etkinlikler ile oyuncuların kendi arasında iletişimlerini güçlendirmeyi ve rütbe farkını ortadan kaldırmayı amaçladık. Oyuncuların her sorunu ilgilenip, yetemediğimiz noktalarda ve genelllikle spor psikologlarımıza yönlendirdik. Böylelikle, birbirine sımsıkı bağlı oyunculardan oluşan ve içinde bulunduğu şartlar ne olursa en iyisini yapan bir takım oluşturmaya çalıştık. Bu hedeflerimizin ne kadarını başarabildik bilmiyorum ama bazı şeyleri başardık diye düşünüyorum.

 

  • Peki hocam sizden uzun bir yolculuğun hikayesini dinledik. Gelelim kadın futbolunun Türkiye’deki yerine… Hem toplumdaki hem de federasyondaki yerine?

Kadın futbolunun Türkiye’deki yerine gelebilmemiz için, öncelikle kadın futbolunun ülkemizde bir yerinin olması gerekiyor. Türkiye’de kadın futbol ligleri, UEFA’nın baskısı ile zoraki oynatılan, “alın size top ve saha, arka bahçede oynayın, bizi de fazla rahatsız etmeyin” mantığı ile yürütülen bir durumda.

TFF’nin henüz bir ‘Kadın Futbol Departmanı’ yok. TFF yönetiminde herhangi bir kadın yönetici yok… Kadın yöneticiyi, kadın futbol departmanını geçtik kadın futbolunu TFF Yönetim Kurulu'nda temsil eden bir yönetici de yok.

Bugün Türkiye Futbol Federasyonu’na gidip kadın futbolu ile ilgili bir projenizi, bir röportaj talebinizi ya da herhangi bir görüşme isteğinizi iletirseniz emin olun uzunca bir süre beklemek zorundasınız.

Kadın A Milli Takımı'nın Avrupa Şampiyonası aday kadrosu açıklandı - Kadınlar  Milli Takım Haberleri TFF  Çünkü sizinle kimin görüşmesi gerektiği ile hiç kimsenin bir fikri yok, çünkü TFF içinde kadın futbolunun temsili yok. Bunlara bağlı olarak herhangi bir projede yok doğal olarak. Kısa-orta-uzun vadeli herhangi bir proje yok kadın futbolunun gelişimi için. TFF Başkanı Sayın Nihat Özdemir ilk göreve geldiğinde kadın futbolu ile ilgili ciddi çalışmalar yapılacağından bahsetmişti. Umarım bu çalışmalar bir önce başlar ve yetenekli, azimli, çalışkan Türk Kadını bu branşta da hak ettiği değeri görür. Daha önce birileri TFF yönetim kurullarına iletti mi bilmiyorum ama ben sizin aracılığınızla kadın futboluna 8 senesini adamış biri olarak iletmek isterim; Türkiye olarak A Milli Kadın Futbol Takımı olarak hiçbir uluslararası hiçbir organizasyona katılamadık. Ne bir Dünya Kupası ne de Avrupa Şampiyonası… Sadece bir uluslararası organizasyona katıldık 2012 yılında, UEFA U19 Avrupa Kadınlar Şampiyonası… Ülkemizde yapıldığı için ev sahibi olarak  katılmıştık…

 

  • Her insan birbirinden farklıdır. Kadın erkek arasında da olaylara bakış yaklaşım konusunda farklılıklar vardır. Mutlucan Zavotçu’ya ne kattı bu kadar başarılı kadınlar ile çalışmak. Onlara bir şeyler öğretmek hocalık yapmak?

Aslında sadece kadınlar ile çalışmak değil, cinsiyeti ne olursa olsun farklı kültürlerden farklı kişilik ve karakterlerden, farklı değer yargıları ve görüşleri olan bir ekibi yönetmek çok kolay değil. Bununla birlikte kadınlar çalışmanın dezavantajları olmakla ile birlikte avantajları da var. Mutlucan Zavotçu: 'Şampiyonluğa ulaşmak istiyoruz'

En az 23 kadından oluşan bir ekibi yönetebilirseniz dünyayı da kolaylıkla yönetebilirsiniz diyebilirim. Kadınlar davranışlarına yaptığınız eleştirileri tamamen kişiliklerine yapılmış olarak algılayabiliyor. Yapılan eleştiri ya da uyarıları içselleştirip, oluşturdukları negatif enerjiyi tüm takıma yayabiliyorlar. Üst üste 20 maç ilk 11’de oynattığınız bir oyuncuyu bir maç yedek bırakırsanız, günlerce yüzünüze bakılmayıp selam verilmemesine alışırsınız. Bunlarla birlikte, kadınlarla çalışmak bir erkek antrenör için en değerli eğitim sürecidir. Kadınların naifliği, zarafeti, en zor anlara bile kolaylıkla göğüs germeleri, farklı bakış açıları ve fikirleri bir antrenör için yaşam öğretisi niteliğindedir. Beraber çalıştığım her oyuncumdan çok şey öğrendim ve ilerde yaşayacağım kariyerim için en değerli donanımı onların sayesinde edindim diye düşünüyorum.

 

  • Hem unutamadığınız maçı sormak istiyorum hem de belki ayrım yapmak doğru olmaz ama çalıştığınız en yetenekli ve en çalışkan oyuncular kimlerdi?

Uzun yıllar Beşiktaş Kadın Futbol takımının başında görev aldığım için unutulmaz maçlarımızın sayısı da çok doğal olarak. Aklıma ilk gelen 3. lig çeyrek finalinde kazandığımız Fatih Vatan maçıdır. Normal süresi 1-1 bitmiş uzatmalarda 3-1 kazanmıştık. O maçı kazanamazsak hayallerimiz gerçek olamayacaktı ve hikaye bambaşka bir yere gidecekti. Son oynadığımız Atletico Madrid maçını da söylemeden edemem. Parkta bahçede başlayan bir hayalin 40.000 kişi önünde taçlandığı bir maçtı. O statta o taraftar önüne çıkmak kaç kişiye nasip olur bilmiyorum. Son olarak da Şampiyonlar Ligi’nde oynadığımız 2-2 biten FC Twente maçını söyleyebilirim. Maçı kenardan izlerken ve takip ederken inanılmaz yorulmuştum ve otele döndüğümüzde yatağıma uzandığımda uzunca süre kalkamamıştım. Sahada öyle bir mücadele ve tempo vardı ki kelimelerle tarif edilemez. En yetenekli ve en çalışkan oyuncu konusuna cevap vermek bir antrenör için kolay değildir. Hele ki kadınlarla çalışıyorsanız 2 kere düşünmek gerekir. Kendi adıma çok şanslı olduğumu söyleyebilirim çünkü Türkiye’nin en yetenekli ve çalışkan oyuncuları ile çalıştım.

Beşiktaş:6 - Sultanbeyli Mevlana:0 (Kadın Futbol) foto galerisi 2. resim

Antrenmanlarımıza katılım her zaman en üst sayıda oldu ve tüm oyuncular büyük özveri ile çalıştılar. Emine Ecem Esen ise, onunla çalışabildiğim için kendimi şanslı hissettiğim oyuncuların başında gelir. Uzun yıllar beraber çalıştık ve gelmediği tek bir antrenman bile hatırlamıyorum. Babasının vefatından sonra benim verdiğim ekstra izni bile kullanmayıp takımı yalnız bırakmamak için antrenmana çıkmıştı. Özel bir yetenek, özel bir kişilik. Umarım tekrar Beşiktaş’a döner ve futbolu Beşiktaşlı Ecem olarak bırakır.

 

  • Şampiyonlar Ligi elemelerine kaldınız. Aslında iyi bir süreç geçirdik ama son 32’ye kalmak çok zor ve bir yandan da tarihinizdeki ilk Avrupa sınavı.  Nasıldı o günler?

Şampiyonlar Ligine ciddi sıkıntılar ve en önemli oyuncularımızdan olan Aissata’dan yoksun %100 yerli oyuncularımızla gitmiştik. Yeni transferlerimiz Kader Hançar (Yazar Notu; Kader de İspanya’da forma giyiyor ve sakatlığı nedeniyle zorlu bir ameliyat süreci yaşadı. Umarım bir an önce sağlığına kavuşur), Sevgi Çınar, Yağmur Uraz’ın kampımıza katılımı da oldukça geç olmuştu.

Beşiktaş galibiyetle veda etti - Spor Haberi  Elimizde olmayan nedenlerden dolayı maalesef tam hazır olarak gidemediğimizi söylemek isterim. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen tüm oyuncularımız muhteşem performanslar gösterdiler. Son Dünya Kupası, Hollanda’nın şampiyonu olan FC Twente takımını kendi evinde elimizden kaçırdık ve turu onlara hediye ettik diyebilirim. Çok fırsatlar kaçırdık ve direkten dönen toplarımız oldu. Son 32 hatta son 16 turuna kalabilirdik. Umarım bundan sonraki süreçte bunu başarabilir takımımız.

 

  • Gelelim Atletico Madrid maçınıza. Sizin ve kızlar açısından çok özel bir maç. O maçın hikayesini sizin duygularınızı alalım biraz.

O maç, Türkiye’de bir kadın futbol maçında seyirci rekorunun kırıldığı ve Vodafone Park Stadyumunun tam dolu olduğu ender günlerden birine sahne oldu. Dolayısıyla, hem benim hem de oyuncularımızın da kariyerlerinin en özel maçı oldu. O statta, binlerce Beşiktaş taraftarı önünde maça çıkmak bir rüyadan farksızdı. Rüya içinde rüya diyebilirim. Sayısız tarif edilmesi zor duyguyu aynı anda yaşadık. Heyecan, coşku, stres, mutluluk, sevinç, gurur, onur, baskı… Hayatımız boyunca o günü, orada olan herkes gururla hatırlayacağız.

Vodafone Kupası: Beşiktaş: 0 - Atletico Madrid: 2

  • Mesela o maçta Gizem gibi Başak gibi, 3. ligden beri sizinle beraber olan isimler vardı. Onlarla neler yaşadınız?

Atletico Madrid maçında 3. ligdeki kadromuzdan Gizem, Başak, Gamze Koçer ve o zamanlar minik takım oyuncusu olan 2002 doğumlu oyuncumuz Elif Keskin sahada mücadele etme şansı buldu. Kulübede ise Ayşe, Şevval, Dilek ve Pınar vardı. Onların büyüdüğüne ve geliştiğine şahit olup takıma katkı sağladıklarını görmek paha biçilemez bir mutluluk. Bir antrenörden çok bir babanın yaşadığı mutluluktu hislerim.

 

 

  • Kadın futbolu şu anda bir popülarite yakalar gibi gözüküyor. Sizce bu gerçekçi mi yoksa iş biraz da pop kültüründen bir yansıma mı? Yani kısacası bu popülerlik gerçekçi ve kalıcı mı?

Daha öncede söylediğim gibi, kadın futbolu ile ilgili gerekli projeler üretilmez ve destek olmazsa maalesef, kısa süreli popülariteler ve kısa süreli başarılar ile yetinmek zorunda kalacağız.

 

  • Pandemi sürecinde bence federasyon kadın futbolunu çok yalnız bıraktı. Sizin bir kırgınlığınız oldu mu? Ayrılık sürecinizde bu kırgınlığın etkisi oldu mu?

Pandemi süresince, TFF’den yapılan ne bir basın açıklamasında ne de bir duyuruda kadın futbolunun ismi geçmedi. Haziran ayında 90 günlük gergin bekleyiş sonrası, liglerin devam etmeme kararı verildiği açıklandı. Kadın futbolunun TFF gözünde ne denli önem arz ettiğinin bir kez daha tescillendiğini görmüş olduk. Zavotçu: “Hedefimiz şampiyonluk” – Spor Haberleri

Kırgınlığımdan öte üzüldüğümü söylemek isterim. Dünya’da ve Avrupa’da bu denli önemsenip çok ciddi bir ivme ile gelişim gösteren kadın futbolunun, ülkemde bu kadar göz ardı edilmesi çok üzdü. Ayrılık kararımda TFF’nin özensiz ve ilgisiz tavrının ciddi etkisi olduğunu söyleyebilirim. Kurduğumuz hayallerin netleşmesine müsaade edilmedi. Yaklaşık 8 yıldır kadın futboluna her yaş kategorisinde hizmet vermiş, sayısız sosyal sorumluluk projesine katılmış, milli takımların her kategorisine oyuncu yetiştirmiş, takımına ve ülkesine hizmet etmiş biri olarak kadın futbolu ile ilgili hedeflerimden vazgeçmiş bulunuyorum. Umarım, bundan sonraki süreçte heveslerin kırılmasına değil hayallerin kurulmasına şahit oluruz.

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya