Beşiktaş’ın kaptanı, elinde mikrofonla sokağa çıkıyor, Beşiktaş taraftarlarına soruyor, Beşiktaş’ın kaptanı kim?
Burak diyorlar, Atiba diyorlar.
“Benim” diyor Esra Erol, aldığı cevap “hayır sen değilsin”.
Memlekette 8 Mart’ın özetiydi bu reklam filmi; bir erkek yaptığında duvarlara posteri asılıyor, bir kadın aynı şeyi başardığında kimse görmüyor.
Fark edilmek, emeğinin değerini görmek, görülmek istiyor Türk kadını, tıpkı Beşiktaş Kadın Futbol Takımı gibi...
FARKINDALIK YARATMAK İÇİN BİR FİLM
7 Mart cumartesi sabahı, Vodafone Kupası’nda Beşiktaş’ın Atletico Madrid’i Vodafone Park’ta ağırladığı maçın öncesinde, kadın futbolcularla vakit geçirme imkanı buldum.
Ancak öncesinde, o reklam filminin asıl kahramanlarını, filmin yaratıcı ekibiyle tanıştım.
Reklam filminin uzun versiyonunu anlattılar, aldıkları cevapların çok daha moral bozucu olduğunu öğrendim. “Normal takımın değilsin ama” demiş biri, yani kadının futbol takımının kaptanı olması anormal! “Hentbol, voleybol falan değil mi?” diyor biri...
Esra’nın kim olduğunu öğrenince utananlar, özür dileyenler, maça geleceğine söz verenler olmuş.
Kendi oynadığınız takımın taraftarı sizi tanımıyor, bunun için özür diliyor.
Reklam filminin asıl kahramanına sordum, neler hissettiğini, o çekimler sırasında...
Esra Erol, çekimlerde karşılaştığı tepkilere üzülmemiş, “Bunu farkındalık yaratmak için yaptık” diyor. 21 yıldır futbol oynuyor, futbol antrenörü ve ülkemizin en deneyimli, önde gelen futbolcularından biri.
“Biz değerli olmak, değer görmek istiyoruz, bunun için de ortaya çıkmamız gerekiyor. Varlığımızı göstermek istiyoruz.”
Ne kadar doğal bir istek, ne kadar haklı bir talep... Bunun için neden çaba harcanması gereksin ki?
Maç sabahı başta kaptan Esra olmak üzere, tüm futbolcular çok heyecanlıydı: “Biz bir haftadır heyecandan uyumuyoruz, o stada, Vodafone Park’a ayak basacağız ve bu bile bizim için çok büyük bir olay. Tüm dünyaya kadınların neler yapabileceğini göstermek istiyoruz.”
"KADIN MAÇLARINDA FUTBOL VAR"
Kahvaltıda yanımda sevgili arkadaşım İlker Duralı vardı, kadın futbolunu takımlarıyla maçlarıyla yıllardırtakip ediyor. “Kadınların maçları başkadır” dedi, “onlar bu işi para için, şöhret için yapmıyorlar, onlar gerçekten futbolu sevdikleri için oynuyorlar, o yüzden de gerçek futbol vardır kadın maçlarında...”
GOL KRALİÇESİ
Kadınlar liginin gol kraliçesi, Yağmur Uraz. “Sokakta erkek çocuklarıyla birlikte futbol oynuyordum. 12 yaşımdaydım. Mahallede bir ablamız vardı, Gazi Üniversitesi’nin kadın takımına götürdü beni. Ailem çok destek oldu, o zamanlar kızların futbol oynamasına olumlu bakılmazdı, fiziği bozulur vücudu çirkin olur derledi. Hiç de öyle olmadı, manken gibiyim.”
Yağmur’un 27 golü var bu sezon şimdiye kadar, en yakın rakibinden 9 gol fazla attı ve muhtemelen de tacını takacak. Ancak onun derdi de bugün ve kendi başarısı değil. “Sporu değiştirmemiz gerekiyor, yaratılmış bir önyargı var onu kırmamız gerekiyor. Tüm bunlar için de medyaya ihtiyacımız var.”
Atletico Madrid ile oynayacakları maç bir özel karşılaşma, ama Beşiktaş takımı için çok önemli. “Rakibi çok iyi analiz ettik” diyor Yağmur, “zayıflıklarını biliyoruz, atletik bir takım, güçlüler. Ama biz de çok iyi çalıştık.”
MAHALLENİN KALECİSİ
Beşiktaş’ın kalecisi, Fatma Şahin... “Biz iki kız kardeşiz, ablam çok usluydu, bense hiperaktiftim. Sokağa çıktığımda erkek çocukları futbol oynarlardı, ben de onların arasına karıştım. Ben kız çocuğu olduğum için beni kaleye geçirdiler, mahalle maçlarında kalede dura dura yeteneklerim gelişti. 2004 yılında futbol başladığımda da kaleyi seçtim.”
Mahalle maçlarından yetişen bir kaleci, bugün ülkemizin en iyi kalecilerinden biri...
Fatma Şahin de tüm meslektaşı kaleciler gibi düşünen futbolculardan; “Kaleci zamanla gelişir, deneyimle daha iyi olur. Oynadıkça hangi topa nasıl gideceğini, nasıl daha doğru pozisyon alacağını öğrenir. Çapraz koşuları nasıl yapacağını, rakip oyuncunun hamlesinden önce hamle yapmayı... Sahada her futbolcu hata yapabilir, ama kalecinin forması bile farklıdır ve takım arkadaşlarının hatasını kurtaran da odur. Ama kaleci hata yaptığında arkasında sadece 3 direk vardır, onların canı yoktur, onlar kaleciyi kurtaramazlar.”
Fatma da tüm takım arkadaşları gibi insanların, taraftarının karşısına çıkacağı için heyecanlıydı; “O sahaya, Vodafone Park’a adım atacağız, bu bile bizim için o kadar büyük bir şey ki...”
BİR GÜN FUTBOLU YÖNETECEK
Didem Karagenç, muhtemelen en iyi tanınan kadın futbolcu. Nedeni ise bundan birkaç yıl önce Guardian gazetesine verdiği, BBC’de de yayınlanan röportajı: “Ben kendimin idolü olmak zorundayım.”
Bugünün sahada ter döken, emek veren kadın futbolcularının idolleri yok, kahramanları yok, onlar erkekleri örnek almak zorunda kaldılar. Didem’in verdiği röportaj da aslında bunu anlatıyordu.
“Bırakıyordum” diye anlatıyor, “ama sonra vazgeçtim çünkü bırakırsam bu defa ben kimsenin idolü olamayacaktım. Genç kızlar futbol oynasın, oynamak için kendilerine beni hedef koysunlar diye devam ediyorum. Artık ben idol olacağım.”
Didem Karagenç’in sohbet sırasında kadın futbolunun nasıl daha iyi koşullara taşınabileceği, TFF başta olmak üzere hangi yapıların nasıl görevler edinmesi gerektiğine dair fikirlerini anlatması hayranlık vericiydi. “Futbolu yönetecek kadınlara ihtiyacımız var. Ben de onlardan biri olmak istiyorum. Avrupa’daki uygulamaları alıp Türkiye’ye uyarlamak istiyorum. Bugün oynayacağımız Atletico Madrid’in seviyesine ulaşmak için en az 5 yılımız var, o da çok iyi gelişim gösterebilirsek.”
Onlar sadece futbol oynamıyorlar, kendilerinden sonraki nesilleri kendilerinden daha yukarıya çıkartmak için hedefler koyuyor, araştırıyor, öğreniyorlar. Bir kadının önünde, gerçekten istediğinde, hiçbir engel duramaz.
“Babam öğretmendi, beni erkek çocuklarıyla futbol oynayabilmem için özel izin alıp oynattı. Bir antrenör görmüş, kadın futbol takımı kurmak istiyormuş ve benim yeteneklerim onu ikna etmeye yetmiş. ‘Gelir misin?’ dedi, gelirim dedim. Ailem beni kilometrelerce uzağa antrenmana getirip götürdüler, çok fedakarlık yaptılar. Ne olduysam onların sayesinde oldum."
"Bugün bizim için rüya gibi, o sahaya inip futbol oynayacağız, organizatörler, Vodafone ve Beşiktaş yönetimi büyük bir iş yapıyorlar.”
BEŞİKTAŞ'IN KAPTANI ESRA EROL
Maç saati geliyor, Vodafone Park’a giden yollar Beşiktaş taraftarlarıyla dolu, stadın dışı ise bir Süper Lig maçı gibi...
Kapıdan girerken bir görevli, bilet soran taraftara “Biletler tükendi” diyor. Dışarıda binlerce insan... İçerisi ne vaziyette ki?
Tribüne çıkınca karşılaştığım manzara inanılmaz, tıklım tıklım dolu. Ücretsiz dağıtılan 41 bin bilet bitmiş, tribünlerde 33 binden fazla taraftar var.
Bu bir rekor, Türkiye’de bir kadın futbol maçında seyirci rekoru kırılıyor. Kadın futbol takımını tribünlere çağırıyorlar, selamlıyorlar.
O sırada bir pankart açılıyor: “Beşiktaş’ın kaptanı Esra Erol”.
BİNLERCE KÜÇÜK KIZIN İDOLLERİ
Tribünlere bakıyorum, 5 ile 15 yaş arasında binlerce kız çocuğu, Beşiktaş Kadın Futbol Takımı’nın 33 bin taraftarın önünde Vodafone Park’ta Atletico Madrid’e karşı verdiği mücadeleyi izliyor.
Hep diyoruz ya yatırım yapılması gerekiyor kadın futboluna diye, işte size yatırım. 11 kadını, binlerce küçük kızın idolü yapıyorsunuz, tek bir maçla.
Sadece onları küçük sahalardan çıkartıp insanların görebileceği mesafeye getiriyorsunuz. Harcanan paranın karşılığının çok fazlasını elde ediyorsunuz... Küçük kızları idolleriyle, taraftarını takımıyla, futbolcuyu hayalleriyle buluşturuyorsunuz.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, yıllardır umutlarını kaybetmiş herkes için, tüm kadınlar için yeniden umuda dönüştürüyorsunuz.
BU MAÇ SADECE BAŞLANGIÇ
7 Mart akşamı Vodafone Park Stadı’nda muhteşem bir futbol gecesiydi. Ancak bu iş burada bitmemeli.
Türkiye’nin dört bir yanında, 3 lig kategorisinde toplam 36 profesyonel kadın futbol takımı var. Bu takımlara ve futbolcularına önce yerel medya sonra ulusal medyada yer açılmalı. TFF’nin kadın futbolunun daha görünür kılınmasını sağlayacak projeler geliştirmesi için kamuoyu yaratılmalı. En azından Kadınlar A Milli Takımımızın maçları televizyonlardan yayınlanması için harekete geçilmeli.
7 Mart 2020 akşamı Vodafone Kupası’nda kat edilen yolun ardından devam etmezsek tüm emeklere de umutlara da hayallere de yazık olur.
33 bin kişinin doldurduğu Vodafone Park sadece bir başlangıç, bir maçla dünyamızı değiştirmek de bizim elimizde...
Okuyucu Yorumları
0 Yorum