İTALYAN OYUNU: Cevap Anahtarı

Geçtiğimiz hafta çözmeye yeltendiğim üç farklı denklem vardı ve bu denklemlerin potansiyel cevaplarının bu hafta oynanacak maçlarla belli olacağına dair bir basit ön görüde bulunmuştum. En azından denklemin çözümü yolundaki başlangıçtan 5 puan isteyebilirim…

Önce çözülemeyen noktadan yani UEFA Avrupa Ligi’ne gidecek takımlardan başlayalım. Puan olarak avantajlı olsa da sahadaki oyun olarak en zayıf takım gibi görünen Roma, çok kritik 4 puanla bu haftayı tamamlayıp rakiplerine göre olan avantajını psikolojik tarafa da taşıdı.

Hele ki Spinazzola, Inter maçında 2 puana mal olan basit hatayı yapmamış olsa Roma için buradan çıktı diyebilirdik. Fonseca’nın öğrencilerinin hücuma çıkma konusunda sıkıntısı olmasa da; çıkılan hücumu tabelayı yansıtıp, rakibinin ataklarına çözüm bulma konusunda eksik olduklarını görmemek mucize.

Napoli’ye gelecek olursak bir basketbol tabiri olan ‘buzzer beater’ yani son saniye basketiyle (golüyle) Udinese’ye kaybedilecek 2 puanı kurtarıp hanelerine 3 puan yazdırdılar.

Bu maçta ikinci yarıda oyuna dahil olan Politano’yla beraber diğer kanatta oynayan Lorenzo Insigne de ekstra efektiflik kattılar sahaya. Udinese’nin Musso gibi harika bir kalecisi olmasa bu ikilinin etkisi 2-1’lik bir skorla kalmazdı. Ki atılan 17 şutun 10’unda kaleyi bulmaları da bu düşünceye destek olacaktır.

Bu üç takım arasında en arkada bulunan ama en iyi görüntüye sahip olan takımın Milan olduğunu söylemek oldukça kolay.

Milli futbolcumuz Hakan Çalhanoğlu’nun son 5 maçta yakaladığı dramatik yükseliş, Milan’ın opsiyonlarını ve gücünü arttırmakta.

Aynı zamanda eski Milan takımlarında görmeye alışık olduğumuz ceza sahası baskısı ve rakip savunmayı hataya sürüklemek gibi ekstraları Pioli’nin Milan’ında görmek çok şaşırtıcı. Bu üçlü arasında UEFA Avrupa Ligi’ne katılma ihtimali en yüksek takım olduklarını söyleyebiliriz.

Sırada küme düşme hattının cevapları var… Geçtiğimiz hafta Fiorentina ve Genoa’yla iki maça çıkan Lecce, hafta başlamadan önce asıl rakibi Genoa’ya göre daha avantajlı görünüyordu. Nitekim Genoa, Torino deplasmanında hayatta kalmaya çalışacaktı. Hem Lecce hem Genoa 3-0’lık mağlubiyetlerle sahadan ayrıldığında ortaya tek bir cevap çıktı.

Genoa, Lecce maçını kim kazanırsa ligde o kalacak. Lecce’nin deplasmanda penaltı kaçırıp galibiyet şansını elinin tersiyle ittiği mücadelede son sözü şans söyledi. Böyle zorlu bir mücadelede Genoa’ya galibiyeti getiren gol direkten dönen topun Lecce kalecisi Gabriel’in sırtına çarpıp ağlarla buluştu ve skor tayin edildi: 2-1! Genoa için Serie A yolculuğu devam ederken Lecce’yi büyük ihtimalle, Brescia ve Spal’le beraber Serie B’ye uğurlayacağız.

Sezonun bitmesine henüz 4 maç kala 95 gol atan bir takımın şampiyon olamayacağını söyleseniz herhangi bir futbolsevere, size vereceği cevap “ne saçmalıyorsun sen?” olacaktır. Ama evet, oldu.

Atalanta tam 95 gol attığı bu sezonda Serie A rekoru kırsa da aldığı çok basit mağlubiyet ve beraberlikler sebebiyle Scudetto’dan oluyor. Hellas Verona’ya karşı önde götürdüğü maçta bırakılan 2 puan, bunun ispatı oldu.

Yine de Gian Piero Gasperini’nin ‘sezonun en iyi teknik direktörü’ seçileceğine eminim diyebilirim. Bologna maçında sinirlerine hakim olamayıp tribüne gönderilmiş olsa da(ki boş tribünlerden yine sesini oyuncularına duyurabilir…) 3-4-2-1’yle hala panzehri bulunmakta zorlanan bir zehre sahip. Ve bu zehir futbolseverleri mest ediyor.

Juventus için arka arkaya alınan bilmem kaçıncı… Şaka bir yana İtalya gibi mücadeleci bir ligde arka arkaya 9 sezon şampiyonluğa ulaşmak mucizevi bir başarı.

Henüz matematiksel olarak sezon bitmese de Torino temsilcisi, Allianz Arena’da karşılaştığı Lazio’ya üstünlüğünü hem tabelada hem de oyunda gösterince kupanın adresini bilmekte zorlanmadık.

Cristiano Ronaldo’nun 30 golü geçmesiyle beraber İtalya’ya da hükmettiğini söyleyebiliriz artık. Juventus için bu haftanın en dikkat çeken oyuncularından bir diğer ikili ise Adrien Rabiot ve Rodrigo Bentancur oldu. Son maçlarda beraber oynayan ve çok iyi bir uyum yakalayan ikili, Pjanic’in ayrılmasının ardından orta sahada yaşanması beklenen düşüşün olmasını engelleyecekler gibi duruyor.

Bu maçta rakibi Lazio’nun tek golünü atan Ciro Immobile de formsuz grafiğine penaltı yoluyla da olsa yeni bir gol ekledi. Nitekim bu golle beraber o da 30 golü geçmeyi başarmış oldu.