Son yılların modern futbolda en revaçta olan terimlerinden biri gegenpressing, Türkçe anlamıyla karşı prestir. Aynı anda hem bir savunma hem de bir hücum planıdır ve tek başına uygulanmadığı gibi sadece rakibin topu ayağına aldığı an ile kısıtlıdır.
Gegenpressing, hücumdan savunmaya, savunmadan hücuma bir geçiştir. Çıkış noktası ise rakibin topu ayağına aldığı ilk 3 saniyelik süreci kapsar.
Rakibin topu kaptığında ilk 3 saniye, oyuncunun ne yapacağına karar verdiği süredir ve en savunmasız olduğu andır. Oyuncu topu alıp kafasını kaldırıp takım arkadaşlarının yerleşimine bakarken geçen bu süre, topun sahipli olduğu kadar sahipsiz de olduğu anlamına gelir, top henüz oyuna girmemiştir.
Spor haberleri arasında sıklıkla karşılaştığımız “topu geri kazanma süresi” tabiri, gegenpressing’i işaret eder. Takım, topu rakibinden 3 ila 8 saniyelik bir zaman aralığında geri kazanabilmelidir. Bu durumda gegenpressing başarılıdır.
Öte yandan bu baskı, topun rakibin ayağından topu çıkartmasıyla sona erer, savunmadaki takım alan presine geçer. Topu ilk kapan oyuncu, gegenpressing altında takım arkadaşlarına aktardığında hücum planı başlamış olur.
Gegenpressing kolektif savunmanın araçlarından sadece biridir. Hepsinin amacı aynı; topu kapan ve o anda henüz ne yapacağına karar verememiş olan rakip futbolcuyu panikletmek, hatalı pas ya da topu kontrol edemeyerek top kaybı yapmasını sağlamak.
GEGENPRESSING’İN FAYDALARI
Rakibin topu kaptığı 3-8 saniyelik süre, takımın ne hücumda ne de savunmada henüz yerleşmediği süreçtir.
Takımınıza pres yaparak topu kapabilmek için mücadele eden rakibin yerleşimi bozulmuştur, topu aldığında ise daha önceden hazırlanmış hücum planlarından birine geçilecektir. Bu süreç zaman alır. 3 saniye kuralı da bu geçişin süresidir ve savunma yerleşiminden hücum dizilişine geçilecektir.
Rakipten henüz hangi plana geçeceğine karar veremediği bu anda topu kapmak, hızlı hücum geliştirme fırsatı verir çünkü savunmayı da dengesiz yakalar. Bu matematik gegenpressing’i hücum planı yapar.
Gegenpressing için kullanılan bir başka tabir ise “kontratağa kontra yapmak”tır.
Pep Guadiola’ya göre, gegenpressing’in doğru uygulanmasında altın anahtar, takımın ne zaman alan presine geçeceğini bilmesidir, çünkü presin arkasına top atmak da mümkündür.
GEGENPRESSING’İN TÜRLERİ
Gegenpressing'in modern uygulamalarında değişik varyasyonlar var. Bu türler teknik direktörün planlarına, takımın oyuncu yapısına ve rakibin güçlü yanlarına göre değişkenlik gösterir.
Örneğin Jupp Heynckes, topu kapan rakibin başına bir oyuncu gönderir, diğerleri de potansiyel pas alabilecek rakiplere markaj uygular. Bu yönteme “rakibe gegenpressing” adı verilir.
Jurgen Klopp, topun etrafını kendi adamları ile sarar ve topun tüm gidiş yollarını kapatır, onun bu planına “topa gegenpressing” denir.
Pep Guardiola ise pas yollarını tutar ki “alana gegenpressing” olarak tabir edilir.
GEGENPRESSING’İ KİM BULDU?
Literatüre göre, topu kapan rakibe ani, şok karşı pres uygulamanın ilk örnekleri, 1960’larda total futbolda görülür. Hollanda ve SSCB’nin uyguladığı bu yöntem, Hollanda’da Ernst Happel’in Feyenoord’u, Rinus Michels’in Ajax’ı ve Hollanda Milli Takımı, özellikle de 1974 Dünya Kupası maçlarının görüntülerinde, topu alan rakibin üzerine en az 3 oyuncu ile “şok pres” uygulandığını net şekilde görülebilir. Daha rakip kafasını kaldıramadan, bocalamasından yararlanıp topu yeniden alıyor, hücum oyununa kaldıkları yerden devam ediyorlardı. Bu pres çeşidi, total futbolun bir aracıydı.
1980’lerde Milan’ı çalıştıran Sacchi, karşı presi, etkili kontrataklara çıkabilen rakipler karşısında savunma zafiyetinden kaçınmak için kullanıyordu. Sacchi’nin şok presinde yalnızca topa en yakın olan oyuncuya verilen bu görevin kırmızı çizgisi ise hiçbir Milan’lının karşı pres için görev yerini terk etmemesiydi. Kolektif değil, bireyseldi.
Modern gegenpressing ise total futbolun babası, Johan Cruyff’un öğrencisi Pep Guardiola’nın Barcelona’sında ortaya çıkar. Guardiola’nın “karşı pres”i sadece topu geri kazanmanın ötesine taşıyıp rakibin savunma düzeneğini bozmak için kullanması Jürgen Klopp’u adeta büyülemişti. Klopp, Sacchi’den izlediği “karşı pres” fikri ile Guardiola’nın düzenini bir araya getirdi ve kendi hücum oyununu yarattı.
Alman spor medyasının Klopp’un Borussia Dortmund’unu incelemesi, planın matematiğini çıkarması, “karşı pres”i “gegenpressing” olarak terimleştirdi.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum