NOT DEFTERİ: Tribün efsanesi Amigo Orhan

Tribünlerden yükselen tezahüratlar, tribün şovları, pankartlar, şarkılar, protestolar…

Futbol oynamaya müsait bir zeminin dört tarafını saran tribünlerdeki onbinlerce kişinin sessel ve hareketsel uyumu, Türkçe dil bilgisinin Büyük Ünlü Uyumu’nu bile gölgede bırakır…

Peki tüm bu uyum nasıl başladı? Tribünler böylesi uyumlu bir gösteriye dönüşmeyi nasıl öğrendi?

Yıl 1965… Yeni kurulan Eskişehirspor 2. Lig’den 1. Lig’e çıkmak için terfi maçları oynuyordu. Şehir halkından tam destek alınmış, deplasmanlara otobüslerle gidiliyordu.

Ancak bir türlü tribünlerden tek bir ses yükselmesi sağlanamıyordu. Her kafadan ayrı ses çıkıyor, kimi kızıyor, kimi cesaret vermek istiyor ancak ortaya sadece gürültü çıkıyordu.

Bir deplasman maçı dönüşü Orhan Erpek ve arkadaşları bir araya gelip bu soruna bir çözüm bulmaya karar verdiler.

Plana göre, 25 kişilik bir grup, önceden belirlenen tezahüratların Eskişehirspor taraftarlarına toplulukla birlikte nasıl söyleneceğini öğretecek ve uyumlu bir şekilde tezahürat edilmesini sağlayacaktı.

Tribünün çeşitli yerlerine dağıldılar, çevrelerindekilere tezahüratı ve nasıl bir tempo ile söyleneceğini öğrettiler. Ekip, liderlerinin işaretiyle etrafındakileri harekete geçiriyordu. O lider ise Amigo Orhan’dı.

Zaman içerisinde, 20 bin kişiden oluşan Eskişehirspor tribünleri, Amigo Orhan’ın elinin hareketiyle, Londra Filarmoni Orkestrasıyla yarışır hale gelir…

Klasik kırmızı kazağı ile Amigo Orhan tüm stadı dolaştıktan sonra ellerini yukarı kaldırıp, dizlerini hafif kırar, “Bir Baba Hindi” demesiyle stadı dolduran 20.000 kişi “Heyyy Allah!” diye haykırır.

Daha sonra Amigo Orhan sağ elini sallar. Amigo Orhan tarafından bulunan ve aradan geçen 47 yıl boyunca Atatürk Stadı’nın sesi haline gelecek olan müthiş tezahürat başlar…

"Es es es ki ki ki ki eski eski es"

Zamanının futbolcularından bile fazla tanınan Türkiye’nin ilk amigosudur, Amigo Orhan.

Tribünlerde kartonlardan dev yazılar yazmak ilk onun aklına gelmiştir. Onun şefliğinde Eskişehir’de yaratılan atmosfer o denli muhteşem hale gelir ki, dönemin Futbol Federasyonu milli maçlarda tribünleri ateşlemesi için ona teklif götürür, kırmızı-beyaza ruh çağırmak onur olur Orhan için, milli amigo unvanını da işte böyle almıştı.

Ancak, endüstriyel futbolla yıldızı bir türlü barışmadı. Köşesine çekildi. Eskişehirspor taraftarları ise Amigo Orhan’dan öğrendiklerini asla unutmadı. Belki endüstriyelleşme ile savaşamadılar…

Ama Eskişehir Atatürk Stadı’nı bir şölen yerine çevirmekten de hiç vazgeçmediler…

Es-Es Bando da işte bu ruhla kuruldu.

Tamamı gönüllülerden oluşan ES-ES Bando’da İspanyol melodisi ile giriş yapan trompet, tıpkı Amigo Orhan’ın sol elini kaldırması gibi, “oley” sesi ile tribünlerden karşılık bulur…

Eskişehir Atatürk Stadı’nda oynanan bir futbol maçını izlerken, ES-ES Bando'yu her duyduğunuzda, kırmızı kazağıyla Amigo Orhan'ın sesi yankılansın kulaklarınızda:

"Bir Baba Hindi! Hey Allah!"