Futbolun hayattan bile daha önemli olduğunu söyleyen ve bu cümlesi ile belki en çok alıntı yapılan isme dönüşen Bill Shankly, bir Liverpool efsanesi…
Onu bu mertebeye çıkartan pek çok hikayeden belki en önemlisi bir şampiyonluk turu sırasında yaşanmıştı.
1973’te, Liverpool Anfield Stadı'nda şampiyonluk kupasıyla tur atmaktadır. Kop Tribünü'nden sahaya bir Liverpool atkısı atılır. O sırada kenarda bulunan polis memuru atkıyı ayağıyla kenara iter. Bunu gören Bill Shankly memurun yanına gider,
"Sakın bir daha bunu yapma, o çok değerli" der. Atkıyı yerden alır, boynuna asar, yanındakilere döner, "Düşünsenize, boynumdaki atkı bir insanın tüm hayatı" der.
Futbolun başarılardan çok kültür haline gelmesinde büyük rol oynamış, nev-i şahsına münhasır bir karakterdir. Dünya futboluna sadece oyunla değil sözleriyle de unutulmaz imzalar bırakmış bir isim..
1959'un Aralık ayında, Liverpool'a imza attığında "5 yıldır 2. Lig'den kurtulmaya çalışan takımın baskısını kaldırabilecek misiniz?" sorusuna Shankly'nin şu cevabı verir:
"Baskı, madende çalışanlar içindir. Baskı, çalışacak iş bulamayanlar içindir. Baskı, haftada 50 şiline kümede kalma mücadelesi verenler içindir. Baskı, Avrupa Kupası, Lig şampiyonluğu ya da kupa finali için değildir, onlar ödüldür."
Aslında bu cevap Shankly'nin hayatıdır.
Bir maden kasabasında yaşayan postacı bir babanın 5'i kız 5'i erkek toplam 10 çocuğunun dokuzuncusu olarak doğan, tüm erkek kardeşleri profesyonel futbol oynayan, asıl adıyla Willie, 14 yaşında okulu bırakır. Ağabeyi Bob ile madende çalışmaya başlarlar ancak 2 yıl sonra maden kapanır ve işsiz kalırlar.
Çevredeki küçük takımlarda vakit geçirirlerken Willie, Carlisle United tarafından keşfedilir. 1 yıl sonra tüm kariyerini geçireceği Preston North End'e imza atar.
1949'da futbolu bıraktıktan sonra 2 yıl Carlisle United'ı çalıştırır. 1951'de 36 yaşındayken, dönemin Liverpool menajeri George Kay'ın ayrıldığı haberi üzerine kulübü arar, teknik direktörlük pozisyonu için görüşme talep eder. Görüşür ancak olmaz.
Aradan 7 yıl geçer, Ekim 1958'de Huddersfield'ın başında Liverpool'u hem de 10 kişiyle 5-0 yener. 1 yıl sonra Liverpool'un başkanı Tom Williams, Leeds Road'a Shankly'le görüşmeye gelir.
Williams: "Dünyanın en büyük kulübünün başına geçmek ister misin?" diye sorar. Cevap: "Neden? Matt Busby işi mi bıraktı?"
İskoçya Milli Takımı'nından ekürisi olan Busby'nin Manchester United'ının karşısına Liverpool'un başında çıkmak fikri elbette Shankly'i heyecanlandırır. Ne var ki Liverpool 5 yıldır 2. Lig'de mücadele etmektedir. Oyuncu kadrosu "çöp", Melwood tesisleri "utanç" halindedir. İlk 2 sezonu var olan kadroyu temizlemek ve reserv takımlardaki gelecek vaat eden genç oyunculardan bir takım kurmakla geçirir. 1961-62 sezonunda Liverpool en üst lige geri döner. Artık yeni bir zaman başlamaktadır.
"Yenilmez bir takım yaratmayı hayal ediyorum. Öyle ki o lanet Mars'a gidip bizi yenebilecek takımı bulup getirsinler."
Bill Shankly eşsiz bir motivasyon ustasıydı. Futbolcularını nasıl yakalayacağını çok iyi bilirdi. Bunu yapma biçimi ise oyuncularına biraz beyaz yalanlar söylemesini gerektiriyordu.
Maç öncesinde soyunma odasına gelir, "Endişelenecek bir şey yok, saatlerdir yoldalar, o kadar uzaktan geliyorlar ki futbol oynamaya mecalleri kalmamış. Sizin için çok kolay bir maç olacak" derdi ve oyuncuları bunun doğru olup olmadığını düşünmezlerdi.
"Maçın öncesinde futbolcularıma rakibi anlatarak onları gözlerinde büyütmelerine neden olmak en büyük hatadır" diyor Shankly. "Aksine oyuncularıma rakiple ilgili şakalar yapar, maç öncesinde gülmelerini sağlarım. Biz sadece kendi futbolumuzu ciddiye alırız."
Kendi evlatlarından ayırmadığı Kevin Keegan, Booby Moore'a karşı ilk kez sahaya çıkacağı maç öncesinde aşırı derecede gergindir. Shankly, Keegan'ın yanına gider, "Bobby dün bütün gece kulüpte eğlenmiş, sarhoşmuş, maça akşamdan kalma halde geldi, ayakta duramıyor" der. Keegan o gün Moore'a karşı hayatının futbolunu oynaar ancak Shankly'nin söylediklerinin tek bir kelimesi bile doğru değildir.
Shankly'nin insan psikolojisini etkilemek üzerine fikirleri muazzamdı.
25 Kasım 1964'te Anderlecht maçı öncesinde, her zaman giydiği kırmızı forma-beyaz şort yerine bugünkü tamamı kırmızı giymiş olarak çıktılar. Shankly o günü "Oyuncular birer dev gibi görünüyordu ve kırmızının tonu rakipleri sindirdi. Bu bir forma değildi, maçı daha başlamadan psikolojik olarak kazanmaktı" sözleriyle anlatıyor.
Shankly'nin Anfield'da bir de imzası bulunur. Stadın soyunma odalarından sahaya çıkan koridorunun üzerinde bir tabela vardır: "This is Anfield" (Burası Anfield) yazar. Bu tabela Shankly tarafından asılmıştır. Nedenini de kendi ağzından öğrenelim: "Futbolcularıma kimin adını taşıdıklarını, rakiplere ise kime karşı oynadıklarını hatırlatmak için..."
Bill Shankly'nin en önemli özelliği, taraftarla olan ilişkisiydi. Carlisle United'ı çalıştırırken belediyeden ilçedeki tüm evlerin adresinin listesini almış, belirli aralıklarla takımın durumunu anlatan mektuplar göndermişti.
Liverpool'a geçtikten sonra da aynı şeyi yaptı.
Uzunca bir süre, kulübe kayıtlı her bir taraftara, Shankly tarafından yazılmış ve takım hakkında genel bilgiler, sakatlıklar ve beklentilerini anlatan mektuplar giderdi, bizzat yazdığı bu mektuplar Liverpool taraftarlarının gözünde efsane olmasında şampiyonluklardan daha büyük rol oynamıştır.
Bu sevgi kesinlikle karşılıklıdır. Takımla beraber gittiği Brüksel deplasmanında otele giriş yaparken adresini Anfield olarak yazar, resepsiyon görevlisinin "Bu bir adres değil, stat" ukalalığına Shankly'nin cevabı: "Liverpool'da gerçekten önemli olan tek bir adres vardır ve ben orada yaşıyorum!"
Shankly'nin hayatında futbol ve Liverpool hep öncelikliydi, ailesinden bile önce...
Bir şehir efsanesi yayılır o dönem, Bill Shankly eşi Nessie'yi yıldönümlerinde Rochdale'in oynadığı bir maça futbolcu izlemeye götürmüştür.
"Alakası yok" diye cevap verir Shankly, "ben futbol sezonu devam ederken evlenecek bir adam mıyım ki yıldönümümüz olsun. Nessie'nin doğumgünüydü. Ayrıca Rochdale maçı değildi, Rochdale reserv takımının maçıydı."
Okuyucu Yorumları
0 Yorum