Elektrikçi olan babasının, Manchester United’ın efsane futbolcusu İskoç Denis Law’dan etkilenerek adını koyması, belki de çocuğun kaderini de yazmıştı, kim bilir…
Aklı erip de futbol maçlarını izlemeye başladığında, idolü Glenn Hoddle olacaktı. Ve elbette Johan Cruyff, her Hollandalı çocuğun olduğu gibi Dennis’in de rüyalarındaki kahramandı.
Kendi kahramanınızla tanışmayın der Mehmet Demirkol, tabi bu kahraman Johan Cruyff değilse…
Dennis Bergkamp, 11 yaşından beri Ajax’taydı ve artık ortaya çıkmasının vakti gelmişti.
İlk forma giydiği o günü, hayatını yazdığı otobiyografisinde “mutlu bir gerginlik” diye anlatıyor. 14 Aralık 1986 günü, Ajax’ın Roda ile oynayacağı maç için stada anne ve babasının kullandığı arabayla gitmişti.
Annesi, stadın kapısındaki güvenlik görevlisine, arka koltukta oturan çocuğun o günkü maçta A Takım ile sahaya çıkacağını söyledi. Ancak bu bilgi yeterli gelmemişti, görevli çocuğun ismini telsizden kontrol etmeden bu “palavra”ya inanmamıştı.
Soyunma odasındaki futbolcuların sakin tavırları genç Dennis’i sakinleştiriyordu, onu kapıdayken yakalayıp şakalarla karşılayan Frank Rijkaard olmuştu. Dennis ise sadece izliyordu… Ve Cruyff geldi içeri…
“Oldukça ufak tefek bir adamdı ama varlığı inanılmaz boyutlarda bir etki yaratıyordu” diye hatırlıyor o günü Bergkamp, “İçerideki varlığını iliklerinize kadar hissediyordunuz. Bana bir şey dememişti, sonra konuşacaktık. Herkesin ‘iyi şanslar’ dilekleri ile sahaya çıktım.”
Dennis Bergkamp o gün sahadaydı ama yedek kulübesinde… Johan Cruyff yanına gelip oturdu, “Seni burada görmek güzel” dedi, “etrafına bak ve atmosferi içine çek, keyfini çıkart!”
Dennis, Cruyff’un yanında oturan bir çocuktu hepi topu… “Hayır, hiç korkmadım. Sadece bir an önce oyuna girmek için can atıyordum. Cruyff beni nedensiz yere sahaya sürmeyecekti. Devre arasından sonra alacaktır diye düşünüyordum.”
Dakikalar 66’yı gösterirken, Dennis Bergkamp, üzerinde 16 numaralı Ajax forması ile saha kenarına yürüdü, 17 yaş ve 7 aylıktı, 20 yıl önce Cruyff’un ilk forma giydiği yaştaydı. Oyuna girdi, sağ kanattaki yerine geçti. “Gerginliğim geçmişti, sadece heyecanlıydım.” Tribünlerde 11.000’e yakın taraftar vardı, stadın neredeyse yarısı boştu. Annesi ve babası ise Dennis’in oynadığı kanada paralel olan Reynolds Tribünü’nde yerlerini almışlardı.
Dennis Bergkamp o güne dair her ayrıntıyı hatırlıyor:
“Sahaya ayak bastım ve bu hissin her saniyesine aşık oldum; çimler, stattaki atmosfer, bu kadar harika futbolcularla aynı takımda yer alabilmek, takım arkadaşım dev yıldızların beni cesaretlendirişi, özellikle de Rijkaard. Arkamda Wouters oynuyordu, bu beni rahatlatıyordu. Hemen hareketlendim ve fark ettim ki karşımdaki rakibimden daha hızlıyım. Aklımdan şu cümleler geçiyordu: Pekala, opsiyonlarım belli, avantajım hızım ve şimdi ben bunu kullanmalıyım! Bunları düşünüyordum, ‘Aman Tanrım, ben Ajax’ta oynuyorum’ gibi şeyleri değil… Kendimi iyi hissediyordum, yaşadıklarım doğal hissi veriyordu.”
Ajax, Roda’yı 2-0 yenmişti, soyunma odasına döndüklerinde, Frank Rijkaard, Dennis’e seslendi: “Hey çocuk, sen kaç yaşındasın?” Cevap: 17! “Vay be” diye devam etti Rijkaard, “Önünde altın bir gelecek seni bekliyor dostum…”
1991 ve 1993’te Eredivisie’de gol kralı oldu, milli takıma seçilip EURO 92’de harikalar yarattı. Kapısında Real Madrid vardı, Cruyff “Gitme” dedi, reddetti. O dönemin tüm Hollandalı yıldızları gibi İtalya’ya transfer oldu. 1992’de Inter’e transfer oldu, belki de Juventus’un teklifini kabul etmeliydi, çünkü her ne kadar İtalyanları dillere destan futbol ve stat atmosferlerine kavuşmuş olsa da işler hiç de düşündüğü gibi gitmedi.
1995’te Arsenal’e transfer oldu, bir yıl sonra da Arsene Wenger geldi. Ve Dennis Bergkamp efsanesi başlamış oldu.
2002’de, Manchester United’a attığı gol sonrasında efsane Bobby Robson şu ifadeleri kullanıyordu: “Bu gol için kimi suçlayabilirsiniz ki… Bergkamp kusursuzdu.”
Uçağa binmekten korktuğu için “Uçamayan Hollandalı” lakabı takılan Dennis Bergkamp, kendi neslinin unutulmaz isimlerinden oldu.
Bergkamp volesi, Bergkamp asisti, “Bergkamp gibi gol atmak” deyimleri ile literatüre girdi.
Dennis Bergkamp, Johan Cruyff’un ona ilk maçtaki öğüdüne sıkı sıkıya tutundu:
“Etrafına bak ve keyfini çıkart!”
Okuyucu Yorumları
0 Yorum