Bugünlerde yeniden bir çizgi film kanalında yayınlanmaya başlanan Tsubasa’yı, yaş kaça gelirse gelsin izlemeden geçebilmek mümkün mü?
Daha ilk bölümünde, Tsubasa’nın hareket halindeki otobüsün altından geçirdiği şutu karşı kaldırımda yakalayan Genzo Wakabayashi’yi izleyince, bir daha ekran başından kalkmak bir seçenek değil.
Bir futbol maçının bazen 3 ya da 4 bölümde ancak bittiği, U14 maçlarının tıklım tıklım dolu tribünler önünde coşkulu tezahüratlarla birlikte oynandığı, rakiplerin birbirlerine saygıdan asla ödün vermediği Tsubasa zamanının çok ötesinde.
BİR APARTMAN DAİRESİNDEKİ ÇİZGİ ROMAN
1980’lerin başında Japonya’da futbolun varlığı okulların beden eğitimi dersine sıkışmış, ilgi hemen hiç yok. Ta ki Yoichi Takahashi, Tsubasa Ozora adında bir çizgi karakter yaratana kadar.
“1978’de lise öğrencisiyken Dünya Kupası’nı televizyondan izlemiştim. Futbolun tutkusu ve kupanın coşkusu beni çok etkiledi. Futbol üzerine karikatürler çizmeye başladım. Tsubasa karakteri de bu çizimler sırasında ortaya çıktı.
“Tek amacım, futbolun ne kadar keyifli bir oyun olduğunu, dünya kupasını izlerken hissettiğim duyguları insanlarla paylaşmaktı."
"O yıllarda Japonya’da futbol adına pek bir şey yoktu. Profesyonel ligler kurulmamıştı, Dünya Kupası'na gitmeyi aklımıza bile getirmiyorduk. Hayallerin eksik olduğu bir zamandı.”
Yoichi Takahashi’nin Tsubasa’sı, 1981 yılında Tokyo’daki küçük bir apartman dairesinde çizgi roman olarak doğdu. Japonya’da yayınlanan Weekly Shonen Jump adlı dergide yer bulmayı başarmıştı.
FUTBOLU TSUBASA’DAN ÖĞRENDİLER
Takahashi, “Tsubasa’yı ilk çizmeye başladığımda, okuyuculara önce futbolun ne olduğunu anlatmam gerektiğini fark ettim. Oyunun kurallarını da öğretmeliydim. Ancak bu uzun sürmedi, insanlar hemen futbola aşina haline geldiler” diyor.
Weekly Shonen Jump, Tsubasa ile birlikte satış rekorları kırmaya başlayınca, televizyonun radarına girdi ve 1983’te çizgi film olarak yayınlanmaya başladı.
Bu küçük sevimli ilkokul öğrencisi ve en yakın arkadaşı futbol topu önce çocukların ardından hemen her yaş grubundan Japonların futbol sevgisi ile tanışmasını sağladı.
O dönemde Japonya dışında Türkiye, İspanya, Meksika, İtalya, Güney Kore ve Arjantin başta olmak üzere pek çok ülkeye yayın haklarının satılmasıyla kısa sürede global bir kült haline geldi.
HYUGA, MISAKI VE DİĞERLERİ
Karakterler olgunlaşıyor, hikayeler büyüyor, Tsubasa’nın yayın saatinde dünya duruyordu. Hyuga’nın işin içine dahil olmasıyla rekabet kızıştı.
Hyuga’nın kaplan vuruşu ile Tsubasa’nın kartal vuruşu çarpışıyor, birbirlerinin rövaşatasını, rövaşataya kalkarak durduruyorlardı.
Onların karşı karşıya geldiği maçlar ayrı bir heyecan yaratıyordu. Tsubasa ve Misaki’nin ikiz vuruşu veya Tsubasa’nın direğin üzerinden atlayarak kaleye giden topu çıkarttığı o pozisyonlarla “gerçeküstü futbol” kavramını yaratıyordu küçük zihinlerde…
Bir de gerçekler vardı elbette...
İlk bölümlerde yetersiz olduğu için kenarda beklemeye mahkûm kalan Ryo Ishizaki’nin çalışarak ve kendisini geliştirerek savunmanın vazgeçilmez oyuncularından biri haline gelişi çizgi filmin kıssadan hissesi oluyordu.
JAPONYA’YA FUTBOLU ÖĞRETTİ
Yayınlandığı dönemde Japonya’da futbol sevgisi ve kültürünü yaygınlaştırmak gibi çok önemli bir görevi üstelenen Tsubasa Japonya Futbol Federasyonu’nun desteğini arkasına aldı.
1993’te kurulan J-League’in tanıtım kampanyası Tsubasa ile yapıldı, Japonya Futbol Federasyonu’nun 1994’te başlattığı altyapı hareketi için Tsubasa karakterlerinden destek alındı.
7 uzun film, 200’e yakın dizi bölümü ve çizgi roman ile hayatına devam eden Tsubasa için yaş sınırı da yok… Kendisi de bunca geçen zamana rağmen hala 22 yaşında ve önünde uzun bir kariyer uzanıyor.
Bugün Japonya’da futbol denince akıllara tribünlerindeki bayrak şovları, Avrupa’da top koşturan futbolcular, Dünya Kupası finalinde ABD’ye karşı sahaya çıkan kadın milli takımından bahsediyorsak, işte her şeyin başlangıç noktası Tsubasa’ydı.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum