SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

COĞRAFYA: Afrika’nın prensi

Coğrafya | 08.10.2020 14:00

Bir adam düşünün, hikayesi bir kıtanın futbol hikayesini şekillendirsin, üstelik bu onun kıtası bile değil. Fransız Herve Renard ve onun Afrika'sı...

Didem DİLMEN Didem DİLMEN
COĞRAFYA: Afrika’nın prensi

Bir adamın hayat hikayesi, bir kıtanın futbolu anlamına gelebilir bazen.

Herve Renard, bir Fransız, Afrika’nın Prensi olarak biliniyor. Bunun nedeni ise kariyerinin neredeyse tamamını bu kıtanın farklı ülkelerinde çalışarak, onlara tarihlerinin en unutulmaz başarılarını kazandırarak geçirmesinden geliyor.

Fransa Milli Takımı’nın alt yaş kategorilerinde Desailly ve Deschamps’la birlikte oynadı. Cannes’da takım arkadaşı Zidane’dı. Onun jenerasyonunun doğal yetenekler kokteyli, Renard’ın futbolculuk kariyerinin gölgede kalmasına neden oldu. Şöyle diyor: “Çok fazla Fransız vardı o yıllarda…”

Claude Le Roy, 2006’da Gana’nın başına getirildiğinde Renard’ı yardımcısı olarak çağırdı.

Fransız teknik adam Claude Le Roy, Leroy Sane’nin isim babası, Afrika kıtasında Kamerun, Senegal, Kongo, Gana, Umman, Togo’yu çalıştıran, Dünya Kupası’na 1998’de Kamerun’la teknik direktörü olarak giden ve 1 kez de 1988’de Nijerya ile Afrika Uluslar Kupası kaldıran, “Afrika Kralı”dır. Renard’ı da Kara Kıta ile tanıştıran o olmuştu.

2008’de Zambiya’nın teklifi ile kara kıtaya tek başına döndü, Afrika Uluslar Kupası’nda çeyrek final oynadı. 2010’da Angola’yı çalıştırdı, o yılın sonunda ilk kez takım başına geçerek Cezayir ekibi USM Alger’de 8 ay görev yaptı.

2011’de Zambiya’ya döndü.

Hem de ne dönüş…

1993 yılında tüm milli takımını Gabon’un Libreville açıklarındaki uçak kazasında kaybetmişti Zambiya. Yorgun bir uçak ve uçağından daha da yorgun bir pilotun bir anlık hatası, ülke tarihinin en korkunç felaketlerinden biri olmuştu.

Zambiya milli takımı 19 yıl sonra, 2012 yılında Afrika Uluslar Kupası için Gabon’a gitti. Kazanın yaşandığı Libreville’de oynanan final maçı, onlar için Gabon’un bu sahil kentini tarihe bir kez daha yazacaktı, Zambiya tarihinin ilk Afrika Uluslar Kupası şampiyonluğuna ulaşıyordu.

Zambiya Milli Takımı’na kupayı kazandıran teknik direktör, Fransız Herve Rennard’dı. Yıllarca Afrika’nın çeşitli ülkelerinde çalışmıştı, kıtayı ve insanlarını tanıyordu, başarı yalnızca an meselesiydi, şampiyonluk sevincini yaşamak Zambiya’nın kaderiydi belki de…

Herve Rennard’ı bu kadar unutulmaz yapan, olay ise final maçının ardından yaşandı.

Kıtanın en güçlü takımlarından Fildişi Sahilleri’ni yenmeyi başaran takım, saha içerisinde zaferi doyasıya kutluyordu. İşte tam o sırada, Rennard, sakatlığı nedeniyle 11. dakikada oyundan çıkmak zorunda kalan ve o anda yürüyemeyecek durumdaki Joseph Musonda'yı kucağına aldı ve kutlamalara katılabilmesi için sahada kollarında taşıdı.

Kapaktaki fotoğraf da işte o anda çekilmişti. 

Kısa süreli Sochaux macerası hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Fildişi Sahilleri ile 2015’te gelen Afrika Uluslar Kupası şampiyonluğu, “iki farklı ülkenin başında şampiyon olan ilk teknik direktör” sıfatını adına ekledi. Fransa’ya döndü ve Lille’de göreve başladı, 13 maçta alınan 13 puan kovulmasına neden oldu.

Renard 2016’da Fas’la Afrika’daki üçüncü yolculuğuna başladı. Fas’ta geçen 3 yılını 2018 Dünya Kupası’na kadar uzandı.

Fas üzerinden hayal kurmak için ne çapta bir futbol romantizmi gerekir, özellikle de İspanya ve Portekiz'in bulduğu grupta yarışacakları düşünülürse...

Aslında senaryo olur gibiydi, Portekiz ile İspanya muhteşem bir maç çıkarmış ve berabere kalmışlardı. Yani Fas'ın tek yapması gereken İran'ı yenmekti... Ya da Portekiz'i... Veya İspanya'yı... Ama Fas daha ilk maçta İran'a yenilmişti.

 O İran ki turnuvaya "taktik ve savunma disiplini markası" olarak damga vurmuştu.

Herve Renard ise dizilişte sağ bek yazdığı Amrabat'ı takımın en ucunda, santrforun bile önünde oynatıyor, o kanadı stoper Benatia ve sağ iç El Ahmadi'nin kontrolünde bırakıyor, ters kanadın beki Hakimi, Harit ile beraber çıkıyor, geri alanın kontrolü Boussoufa'da kalıyordu. Yani biri futbolun Şam'ıysa diğeri Bağdat'ıydı.

Bu kadar delice bir hücum oyunu İran'a özel değildi, Renard'ın Fas'ı biraz daha kontrollü olsa da 1-0 kaybettikleri Portekiz'e de 2-2 berabere kaldıkları İspanya'ya da şuursuzca saldırı planlarıyla çıkmıştı. 2018'i Fas'ın kaybetmekten bir an olsun korkmayan hücum futboluyla akıllara kazındı.

Aslında bu Renard’ın futbol anlayışıdır, hemen her maçına rakibe göre değişen taktik dizilişlerle çıkmasıyla ünlüdür. Korkusuzluğu şuursuzlukla karıştırmaz, tedbiri ve dikkati elden bırakmaz, en azından normalde. Ancak muhtemelen Dünya Kupası’nda kazanmayı çok istemişti. Bu da Fas’ın galibiyet alamadan eve dönmesine neden olmuştu.

Kendi ülkesinde beklentileri karşılayamamasına rağmen “Afrika’nın Prensi” lakabını alan Renard’ın kıtadaki başarısını Zambiya ve Fildişi Sahilleri’nin başında olduğu dönemde orada yaşamasıyla, maaş günü gelen o hocalardan biri olmamasıyla açıklayabiliriz.

Renard, Afrika’ya tutkuyla bağlı ve şöyle anlatıyor:

“Bir Afrikalı size gülümsediğinde, bunun o kocaman yüreklerinin derinliklerinden geldiğini bilirsiniz. Ben de onlara gülümsüyorum.”

 

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya