Dünyanın en ikonik stadı, Velodrome, standartların çok dışına çıkan mimarisi ve muhteşem atmosferi ile marka haline gelmiş bir marka…
Fransız Marsilya kulübü ile özdeşleşen Velodrome’un tarihi 1930’lara kadar uzanıyor.
Marsilya’nın asıl stadı, Stade de l'Huveaune, 1920’lerin başında, o dönem taraftarlardan toplanan para ve kulüp yönetimin üzerine eklediği bütçe ile inşa edilmişti. 15 bin kişilik bu butik stat, 2. Dünya Savaşı sırasında ciddi şekilde hasar almıştı kulüpten belediyeye devredildi. Marsilya yönetiminin amacı en azından 1950’lere kadar Huveaune’de oynamaya devam etmekti.
1935’te Marsilya bölgesinde iki stat yapımına karar verildi, biri Velodrome’du. Ekonomik nedenlerle de sadece Velodrome’un yapımı tamamlanabildi ve 1937’de Marsilya ile Torino arasında oynanan maçla açıldı. Marsilya da bu karşılaşma ile birlikte yeni evine taşınmıştı.
Stadyum, çok amaçlı olarak tasarlandı. Adı üzerinde, velodrome yani bisiklet yarışlarının yapılması için özel pist barındırıyordu. Ayrıca atletizm pisti de bulunuyordu ve futbol dışında rugby maçlarına da uygun düzenlenmişti. Tam bir spor kompleksiydi.
Ancak stat kapasitesi düşüktü ve Marsilya’nın o günler için bile çok büyük olan taraftar kitlesi Velodrome’a sığmıyordu. 1971’de önce bisiklet pisti kaldırıldı, birkaç yıl sonra da atletizm pisti. Stat kapasitesi 42 bine çıkarıldı, 1998 Dünya Kupası için bir yenileme daha yapıldı ve 60 bin kapasiteli olarak yeniden düzenlendi.
2011’de stadın ikonik çatısı inşa edildi, kapasite 67 bine çıkarıldı ve akustik çalışmaları yapılarak taraftarın sesinin sahanın üzerine bir fırtına gibi inmesi sağlanarak cehenneme çevrildi.
TARAFTAR GRUPLARI
Marsilya’da birbirleri ile iletişim halinde çok sayıda taraftar grubu mevcut. Koreografilerin hazırlanması, tezahürat üretilmesi konusunda birlikte çalışıyorlar.
Bu grupların hangi tribünde oturacaklarını ise bilet fiyatları ile değil, içinden geldikleri bölgenin sosyo-ekonomik yapısı tarafından belirleniyor.
Söz gelimi, Kuzey kale arkası, işçi aileleri ve kuzey banliyölerinden gelen çoğunluğu yoksullardan ve yabancı kökenlilerden oluşanların evi. Bu tribüne konuşlanan başlıca tribün grupları, Yankee Nord Marseille, Marseille Trop Puissant, Fanatics ve Dodgers.
Batı ise refah seviyesi daha yüksek olan güney mahallelerinin gençlerini toparlar. Sol görüşün ağırlıklı olduğu güney kale arkası tribününün sahipleri, stadın politik görüşü en fazla ağır basan gruplardır. Marseille Commando Ultras 1984 ve South Winners adını taşıyan bu iki grup, Avrupa’nın en ünlü grupları arasında sayılıyor.
TRİBÜN YOLCULUĞU
Her statta tribünler birbirlerine yakın toplulukları bir araya getirir. Bir şehir takımı olan Marsilya’da ise Velodrome’da bilet aldığınız koltuk, şehir yaşamındaki yerinizi işaret eder.
Doğu ve batı yönlerindeki tribünler genelde güney mahallelerinin zenginleri ve tüccarlar, köşe gönderlerini çevreleyen tribünler aileler tarafından doldurulur.
Ancak hiçbir Marsilyalı keskin çizgilerle bir tribüne hapis edilmiyor.
Örneğin “taraftarlık kariyerine” kuzey tribünlerinde başlayan bir genç delikanlı, güney mahallelerinden bir kızla evlenip köşe gönderlerinin arkasına; tüccar veya zanaatkar olduğunda doğu tribünlerine; işi büyütüp batıdaki koltuklara transfer olabilir.
Hayatının sonuna dek Velodrome Stadı’nda bir turu tamamlaması içten bile değildir…
Okuyucu Yorumları
0 Yorum