COĞRAFYA: Endülüs

İspanya’da futbol tüm şehirlere eşit yayılmamıştır elbette ama Endülüs bölgesine az da olsa “kıyak” geçtiği söylenebilir. Özellikle de Sevilya şehrine.

Dünyanın en güzel şehirlerinden biri kabul edilen Sevilya’nın Dünya Kupası ve Avrupa Futbol Şampiyonası anıları var. Ancak yine de Sevilya Derbisi bir başka boyuttur.

Derler ki İspanya’nın El Classico’su en büyük derbilerden biridir.

Ancak iş derbinin kelime anlamına, yani aynı şehrin iki takımının arasında oynanmasına gelince, Sevilla-Real Betis rekabeti bir başka boyuttur.

İspanya La Liga, deplasman kültürünün olduğu bir yapıda değil.

Pek çok maçta çok az deplasman seyircisi olur. Bu durumu tersine çeviren ise Sevilya derbisidir. Aralarındaki çekişme sadece futbol da değildir. 

Şaşırtıcı bir bilgi; Real Betis, Sevilla'dan önde kabul edilir. Bunun en önemli nedeni ise kitlesel olarak liman işçilerinin benimsediği Betis'in daha fazla taraftarı olmasıdır.

Sevilla, tarihsel olarak daha başarılı bir kulüptür, peki Real Betis’in daha fazla taraftarı olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik, tahminen 10 kat kadar…

KARDEŞLİK

Sevilla ile Real Betis aynı evin hiç anlaşamayan iki kardeşi gibidir. İlginçtir, birlikte küme düşüp birlikte La Liga’ya yükselmişlikleri bile vardır. Ancak aralarındaki en büyük fark, içinden geldikleri kültürdür.

Real Betis, liman işçilerinin takımıdır, Sevilla ise şehrin elit kesiminin… Kuruluş hikayesi de birbirlerinin içindendir.

1905’te Endülüs’teki İngilizler tarafından kurulan Sevilla, şehrin üst sosyo-ekonomik kesimine hitap ediyordu.

1909’da, bir işçinin futbol takımına oyuncu olarak alınmasına karşı çıkılınca, Sevilla’dan kopan bir grup ile liman işçileri tarafından Betis kurulur. Kısa süre sonra bölgedeki işçi takımları birleşir ve Real Betis Balompie adını alır. Balompie, eski İspanyolcada “futbol” anlamına gelir.

1916’da ilk kez karşı karşıya gelirler. 3 yıl sonra bir maç daha yapmak için Betis’in kapısını çalar Sevilla. Ancak Betis takımının futbolcularının büyük bölümü askerdedir, Sevilla tarafı ısrar eder.

Betis yönetimi maça genç takımla çıkma kararı alır ve 22-0 Sevilla maçı kazanır. O gün, iki takım arasındaki dostluk daha kurulamadan biter. Ezeli rekabet başlar.

Öyle ki, Sevilla’nın stadı yenilenme inşaatına başladığında Betis’in Estadio Benito Villamarin’de oynaması söz konusu olduğunda, Betis yönetiminin cevabı tokat gibidir:

“Böyle şeyler ancak İtalya’da olur, burada İspanya’da stadınız kulüp kültürünüzün parçasıdır, Sevilla kendisine başka saha bulsun.”

REAL BETIS

İşçi takımlarının en büyük özelliği, ne kadar düşerseniz o kadar taraftarınızın olmasıdır.

Betis’in 1947’de 4. Lig’e kadar düştüğü günlerde, bugünkünden daha fazla taraftarı maça gelirdi, hatta o dönem tarihe “Yeşil sezon” olarak geçti.

Kulübün klasik tezahüratı, “Viva el Betis manque pierda” yani “Çok yaşa Betis, kaybetsen de”.

1935’ten beri İspanya şampiyonluğu görmediler ama gördüğünüz gibi, kimin umurunda…

Betis’in adının önündeki Real kelimesi, kulübe 1914’te, kulübün onursal başkanı olan Kral 8. Alfonso tarafından verilir.

Endülüs’ün Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden ilk takımı da olan Betis’in çalkantılı tarihinde bonservis bedeli rekorları da iflaslar da bulunur.

Genelde baktığınızda, normal insan hayatı gibidir Betis, taraftarına ve şehrine benzer.

SEVILLA

Bir takım düşünün, tarihinde öyle bir sezon var ki sahada Maradona formasını giyiyor, kenarda Carlos Bilardo teknik direktörü...

1992-93 sezonu Sevilla'sıydı ve yazıktır hiçbir şey kazanamadılar. ispanya tarihinin en eski futbol kulübü Sevilla, kendi bölgesi olan Endülüslerin en büyük takımı değildir.

Sevilla kendi kahramanlarını yaratmış, kurduğu güçlü bağlarla kendi içinden çıkan isimlerin üzerinde yükselmiştir. En büyük örnek kuşkusuz Juan Sanchez Pizjuan'dır. Bugün stadın adının verildiği efsane başkan, ömrünü Sevilla'ya adadı ve onun felsefesi sayesinde Sevilla krizlerden başarılar çıkaran bir takıma dönüştü.

Stadın inşasının hazırlıklarını yaparken hayata veda eden Pizjuan'ın ölümünden sonra Sevilla'lılar ona olan borçlarını yarım kalan en büyük projesini tamamlayarak ödediklerine inanırlar.

3'ü üst üste 5 UEFA Kupası şampiyonluğu ile Kupa 2 tarihinin en başarılı takımı Sevilla için artık Kupa 2'yi kazanmak haber bile değil, Sparta Prag'a elenmek ise affedilemez.

Öte yandan, 1946'dan bu yana bekledikleri La Liga şampiyonluğunu kazandıracak teknik adamın heykeli şehir meydanına dikilir, kimsenin şüphesi olmasın.