SON DAKİKA HABERLER : Yükleniyor.....

BEŞ: İdollerin idolü 5 efsane

BEŞ | 25.09.2019 18:39

BEŞ serisinde her hafta ortak noktada buluşan 5 futbol olayını seçeceğiz. Serinin ilk bölümünde bugünün idol futbolcularının idollerini derledik...

Didem DİLMEN Didem DİLMEN
BEŞ: İdollerin idolü 5 efsane

Kiminin kariyerini değiştirdiler, kiminin oyunu oynama biçimini şekillendirdiler. Bugünün dünya yıldızı futbolcuları, idollerinin karşısında dilleri tutulan o çocuk hallerine geri dönüyorlar. 

BEŞ serisinde her hafta ortak noktada buluşan 5 futbol olayını seçeceğiz.

Serinin ilk bölümünde bugünün idol futbolcularının idollerini derledik...

zidane enzo

ZINEDINE ZIDANE'IN İDOLÜ ENZO FRANCESCOLI

Real Madrid’li Vinicius Junior, “Zidane’ın döneceğini duyduğumdan beri bacaklarım titriyor, o benim idolümdü” diyor. Asencio, çocukken duvarında Zidane posteri olduğunu anlatıyor. 19 yaşındayken, o yıllarda Real Madrid B takımı Castilla’yı çalıştıran Zidane, “O geleceğin yıldızı olacak, onu gözüm kapalı Real Madrid’e alırım” dedi. İşte o günden sonra Eden Hazard’ın asla vazgeçemeyeceği hedefi idolüyle bir araya gelmek oldu. Zinedine Zidane, kendisinden sonraki kuşağın çok büyük bir kısmını etkiledi.

Enzo Francescoli, Uruguay’ın Prensi lakabıyla 1980’lerin başında ilk kez River Plate ile kendisini gösterdi ve 1986’da Paris’ten Avrupa’ya giriş yaptı. 1989-1990 sezonunda bir yıl için formasını giydiği Olympique Marseille’de oynarken, gencecik bir futbolcu adayının hayran bakışları, Enzo’nun üzerinden bir an olsun ayrılmıyordu. O sezon ilk kez Cannes’de forma giyecek olan Zinedine Zidane adındaki bu çocuk, ailesinin yaşadığı Marsilya’ya her gidişinde takımın antrenmanlarını izlemeye giderdi, sırf Enzo’nun topla buluşmasını biraz daha görebilmek için…

1996’da Intercontinental Kupası’nda Juventus’un finaldeki rakibi River Plate olunca, Zidane sevinçten havalara uçar; o yıl Arjantin’e dönmüş olan Enzo Francescoli’ye karşı forma giyecektir. Maçtan sonra Zidane, Enzo’nun yanına gider ve forma değiştirirler. Sonrasını Enzo Francescoli şöyle anlatıyor: “Zidane Juventus’ta oynadığı günlerde ve 1998 Dünya Kupası boyunca o formayı üzerinden hiç çıkartmadığını söylemişti”

Bu hikaye, Zidane’ın oğlu, Enzo’nun adının da hikayesidir aynı zamanda... 

messi aimar

MESSI’NİN İDOLÜ PABLO AIMAR

Pablo Aimar’ın babası oğlunun okuyup meslek sahibi olmasını istiyordu. River Plate’in efsane oyuncularından Daniel Passarella evlerinin kapısını çalıp Pablo’nun altyapıda oynaması için izin isteyene kadar... Pablo Aimar, Sihirbaz lakabını hak ederek almıştı. Onun için yetişilemeyecek pas, alınamayacak top, çalımlanamayacak rakip yoktu, ayağından topu almanın bir yolu da... Kendi kendine pas verirdi, o pasa yetişirdi, o sırada rakibi de çalımlardı, Pablo Aimar’ı izlediğinizde “ben şimdi neye maruz kaldım” diye geçirirdiniz içinizden... Tıpkı Messi gibi... 

“Her Arjantinli çocuk için Maradona özeldir. Ama benim idolüm Pablo Aimar’dı. River Plate’teki günlerinden beri onun ayak izlerini takip etmeye çalışıyorum. Benim için dünyanın en iyi futbolcusu diyorlar, ama bunu Pablo’nun ağzından duymanın anlamını size kelimelerle açıklayamam” diyor Messi, Aimar’ı anlatırken... 

buffon nkono

BUFFON’UN İDOLÜ THOMAS N’KONO

Thomas N’Kono adı bugünün genç futbolseverleri için bir anlam ifade etmeyebilir. 1990 Dünya kupasının efsane Kamerun takımının kalesindeki isimdi. Çeyrek finale kadar yükselen Kamerun, kupaya katılamamış veya erken elenmiş, futbol ülkesi olmayan diğer ülkelerin desteğini arkasına almış yoluna devam ediyordu. Çeyrek final karşılarına çıkan İngiltere, Afrika’nın sürpriz temsilcisi karşısında zorlanıyordu. Normal süre 2-2 berabere bitmişti, uzatmaların 105. dakikasında N’Kono, Lineker’e dokunmadığını söylese de, karar penaltıydı. Kamerun’un maçı kaybetmesine neden olan penaltı…

N’Kono’nun kariyerindeki en büyük başarı Espanyol ile UEFA Kupası finali gibi görünse de o aslında dünyanın en iyi kalecilerinden birinin kahramanıydı. 

1990 Dünya Kupasını izleyen genç bir İtalyan futbolcu adayı, Gianluigi Buffon, o yıllarda orta saha oyuncusuydu. N’Kono’yu örnek alıp kalede durmayı denemeye karar verdi. 

6 ay sonra Parma’ya kaleci olarak transfer edildi. İlk maçında, Serie A şampiyonu Milan karşısında kalesini rakibinin dev gol ayaklarına kapattığında sadece 17 yaşındaydı. 2001’de Parma’dan Juventus’a 51 milyon Euro bonservis ile transfer oldu ki bu bugün bile futbol tarihinde bir kaleci için ödenmiş en yüksek bonservis bedeli rekoru…

ronaldo ibra

İBRAHIMOVİÇ’İN İDOLÜ RONALDO

Bugün idol olarak adını telaffuz ettiğimiz pek çok ismin ortak özelliği, idolleridir; Ronaldo Fenomeno… Ancak Zlatan İbrahimoviç için Ronaldo’nun yeri çok başkadır. 

11 Mart 2006 tarihinde, Inter-Milan maçının öncesinde, o günlerin genç Zlatan’ı, yaşayan efsane Ronaldo’ya karşı forma giymeye hazırlanırken, gözlerini bir an olsun kahramanın üzerinden ayırmadan dakikalarca hayran hayran izliyordu. Sadece bu da değil, bugün hala Ronaldo ile yan yana gelip  konuşma fırsatı bulduğunda, bizim egosantrik diye bildiğimiz Zlatan İbrahimoviç, aynı cümleyi tekrar ederek adeta kekeler: “Ben seni gerçekten çok seviyorum, hayal bile edemezsin…”

Zlatan İbrahimoviç, Ronaldo’nun karşısında olmadığı zamanlarda biraz daha uzun cümleler kurabiliyor idolü için: “Odamın her tarafını onun fotoğrafları ile doluydu. Ronaldo muhteşemdi. Sadece dünya kupası golleri değil, adım attığı her yerde harikaydı. Onun gibi olmak istiyordum, fark yaratan bir adam olabilmek. Bu yüzden de onun her hareketini kaydeder defalarca izler sonra bıkıp usanmadan taklit etmeye çalışırdım. Onun kadar muhteşem bir oyuncu olabilmek için”

Ronaldo, kariyerinin çok büyük bir bölümünde, rakiplerinin hayran bakışları arasında çimlerin üzerinde süzülerek topa ve oyuna hükmetti. Bugünün ve yarının Brezilyalı çocukları, Pele’yi dinleyerek, Ronaldo’yu ise izleyerek büyüdüler. Zlatan İbrahimoviç ve onun gibi düşünenlere göre, Ronaldo, “dünya futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu”...

weah henry

THIERRY HENRY’NİN İDOLÜ GEORGE WEAH

Thierry Henry, Fransa’nın yetiştirdiği en önemli futbolculardan ve bugün Arsenal’de onu izlemiş gençlerin idolü, bir döneme adın yazdırırken kimilerine göre döneminin en büyük yıldızlarından birine dönüştü.

Ancak Thierry Henry’e göre, idolü George Weah’ın yanında kendi kariyeri hiçbir şey değil… Gözlerinde ışıltıyla ve heyecandan titreyen sesiyle, Weah’ı şu sözlerle anlatıyor Henry:

“Mr. George… Biz ona öyle seslenirdik. Aslında siz geç kaldınız. Milan’a gittiğinde o artık olağanüstüydü… Altın Top ödülünü oradayken kazandı. Ama ben onu Monaco’da izledim. O zamanlar altyapıdaydım, Mr. George ise Monaco’da forma giyiyordu. Antrenmanları sırf onun için izlediğimiz olurdu. Gollerini… Öldürücü bir güç, muazzam bir teknik… Ve hız… Böyle bir şeyi bir daha hayatımda izlemedim. Sahada insanların arasında yürüdüğü zamanlarda hep ona en yakın yerde durmaya çalışırdım. Yürüyüşü bile bir gösteriydi sanki… Tam vuracakken geri dönme hareketi vardır ya; ilk yapanlardan biriydi. Oh George… İnsanlar benimle fotoğraf çektiriyorlar, ben George Weah’ın… O benim kahramanım…”

 

 

Kiminin kariyerini değiştirdiler, kiminin oyunu oynama biçimini şekillendirdiler

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Okuyucu Yorumları

0 Yorum

E-Posta hesabınız yayınlanmayacaktır. * İle işaretlenmiş alanlar zorunludur. Yönetici onayından sonra yorumunuz gözükecektir.

© Copyright Asist Analiz - Bolbol Medya