Modern futbolda stoperin geriden oyun kurabileni makbuldür. Artık stoper olmak sadece rakibi karşılamak anlamına gelmiyor, işleri o kadar kolay değil.
Gerçi Paolo Maldini bunu eleştiriyor ve “oyun kurmaya çalışmaktan savunma yapmayı unutuyorlar” diyor ama yine de günümüzün stoperlerinin durumdan şikayetçi olduğuna rastlamadık.
Stoperiniz hem rakibi tutup hem oyun kurup bir de gol atabiliyorsa... İşte size süper stoper!
Fazladan bir golcüye sahip olmak ve bu skor katkısının defanstan gelmesi, takımlara çok büyük avantaj sağlıyor.
Dünya futbol tarihinin en golcü savunmacılarından BEŞ’ine göz atmaya ne dersiniz?
1- SERGIO RAMOS: 111 GOL
Golcü savunmacılar listesinde ilk 10’da olup da aktif futbol hayatına devam eden tek futbolcu Sergio Ramos’un 111 golü var. An itibariyle 9. sırada ve önündeki ilk stoper Steve Bruce’a yetişmek için 2 gole ihtiyacı var.
Onu hazırladığımız listeye almamızın tek nedeni sayı değil. İlk 10’daki diğer isimler arasında direkt stoper sayısı oldukça az. Söz gelimi ilk 10’da Ramos’un önündeki 3 isim Roberto Carlos, Paul Breitner, Graham Alexander bek...
Sonuçta hepsi savunmacı ancak görev ve sorumlulukları arasındaki farklar aslında son derece önemli. 10 yıllardır bekler hücuma katkı verme ve takımı ileri taşıma görevini de yaparlar ama stoperlerden genelde geride durmaları beklenir.
Modern stoperlerin arasında Sergio Ramos, en golcü stoper ve sadece kendi bölgesi baz alındığında 6. en golcü oluyor.
Şampiyonlar Ligi’nde attığı kritik goller ve takımının skora ulaşamayıp sıkıştığı anlarda ortaya çıkarak kaleyi bulabilmesi, bir stoperin golcü olmasının nasıl bir avantaj getirdiğinin açık kanıtı.
Kaptan, Cristiano Ronaldo’nun ayrılmasının ardından Real Madrid’in penaltıcısı oldu, bir başka deyişle; Steve Bruce’u geçince (yukarıda belirttiğim bekleri hesaptan çıkartırsak) hedef Laurent Blanc’ın 153’ü! Yetişir mi sizce?
Sergio Ramos, İspanya La Liga’da 25 kırmızı kart ile 5 büyük ligde rekoru elinde bulunduruyor. Ancak Şampiyonlar Ligi rekoruna henüz ulaşamadı, 4 kırmızı kart gören Zlatan İbrahimoviç ve Edgar Davids’e ulaşmaya çalışıyor.
4- LAURENT BLANC: 153
Golcü defanslar meselesine girince, stoper ile libero arasındaki farka değinmeden devam etmek kolay değil. Çünkü listenin ilk 4 sırasının tamamı futbola libero olarak başladı. Laurent Blanc ise liberodan çift stopere geçişe denk geldi, yani her ikisi birden oldu.
Libero, stoperlerin arkasında, kalenin önündeki pozisyondu, liberolar stoperlerin arkasında kademe alırlardı, stoperlerden seken topları kaleden uzaklaştırırlardı. En gerideki oyuncuydular.
Elbette geçmiş zamanla konuşuyoruz, çünkü futbolda liberoların devri (şimdilik) kapandı. Liberolar, tıpkı Laurent Blanc gibi stopere devşirildi ve hayatımıza “önlibero” kavramı dahil oldu. Bu konuya NEDİR bölümümüzde değinmek üzere ara verelim, Laurent Blanc’a geçelim.
153 golle en golcü dördüncü savunma oyuncusu olan Blanc’ın futbolcuyken lakabı Le Président yani Başkan’dı. Marsilya taraftarları onun liderlik özelliklerine atfen bu lakabı vermişlerdi.
Napoli, Barcelona, Manchester United, Inter gibi döneminin en büyük takımlarında oynadı. Futbola libero olarak başladı ve 90’ların sonunda artık stopere dönüşmüştü.
Resmi maçlar, hazırlık karşılaşmaları, milli takım ve gençlik kulüplerinde toplam 153 gole ulaştı ve listedeki dördüncülüğü pek tehlikede sayılmaz.
3- FERNANDO HIERRO: 163
1989’dan 2003’e kadar Real Madrid’de forma giyen ve İspanyol devine transfer olduktan sonra formasıyla özdeşleşen isimlerden birine dönüşen Fernando Hierro, sadece La Liga’da 105 gol kaydetti.
Bir savunmacıdan beklenmeyecek kadar yetenekli gol vuruşlarına sahip olmasıyla dönemine damga vurmuştu. Çok da sert olmasıyla ün yapmıştı. 2007 yılında The Times gazetesi, tarihin en sert 50 futbolcusu listesi yapmış ve Hierro’yu 43. sıraya yerleştirmişti.
Gollerinin 134’ünü resmi maçlarda bulan Hierro’nun İspanya Milli Takımı formasıyla 30 golü var ve ülkesinin de en golcü oyuncularından biri oldu.
5 La Liga, 3 Şampiyonar Ligi şampiyonluğu yaşayarak kendi pozisyonunun efsanelerinden birine dönüşse de Hierro da tıpkı jenerasyonunun diğer defans oyuncuları gibi gölgede kalmaktan kurtulamadı.
4- DANIEL PASSARELLA: 175
Güney Amerika futbol tarihinin en büyük defans oyuncusu kabul edilen Passarella, Arjantin’in 1978 ve 1986 Dünya Kupası sevinçlerini yaşadı.
1974’te River Plate’ye transfer oldu ve 1982’de Fiorentina ile Avrupa’ya geldi. 1986-1988 arası Inter forması giydi.
1989’da futbolu River Plate’de bıraktıktan 1 ay sonra takımına teknik direktör olarak döndü. Arjantin, Uruguay, Parma, Moterrey, Corinthians’ı çalıştırdı, 2006’da River’e önce hoca olarak döndü. 2009’da Arjantin devinin başkanlığına seçildi, 4 yıl görev yaptı.
Defans oyuncusu olmasına rağmen kendi jenerasyonunun en golcü savunmacısıydı, ta ki bir sonraki isim gelip rekoru ondan alana dek...
FIFA, Times gibi önde gelen kuruluşlar tarafından yüzyılın en iyi oyuncuları arasında gösteriliyor. Franz Beckenbauer’e gönderme yapılarak El Kaiser lakabı takılan Passarella’nın Alman efsaneden çok daha iyi bir oyuncu olduğuna inanan ciddi bir taraftar kitlesi bulunuyor.
Ayrıca Hierro’nun 43. sırada olduğu “en sert defans oyuncuları listesinde 36. durumda...
5- RONALD KOEMAN: 253
Hollanda efsanesi Ronald Koeman’ın gol sayısı biraz tartışmalı ancak Transfermarkt verilerine göre sadece resmi maçlarda attığı gol sayısı 206. Buna resmi olmayanları da eklediğinizde ulaşılan rakamın 253 olması inanılır bir bilgiye dönüşüyor.
Kariyerinde onun attığı gol sayısına ulaşamamış santrforların kıskançlık ve hayranlıkla andığı Roland Koeman’ın sırrı tek vuruş becerisiydi.
Oynadığı takımların penaltıcısıydı ve serbest vuruşları da o kullanırdı. Koeman’ın kullandığı penaltılar için “adam öldürmeye teşebbüs eder gibi vuruyor” benzetmesi yapılır. Uzak mesafelerden vuruşlarında yakaladığı isabet de libero olarak oynamasına rağmen bu kadar çok gol atabilmesinde büyük rol oynadı.
PSV’de oynarken bir sezonda 26 gol kaydetmiş, Barcelona formasıyla iki ayrı sezonda 19’ar gole ulaşmıştı.
Barcelona’nın Rüya Takım olarak adlandırılan 1991-1994 arası kadrosunda ve Hollanda’nın 1988 Avrupa Şampiyonu takımında görev yapan Koeman’ın lakabı ise o yılların efsane çizgi roman karakteri Tenten’di, elbette benzerlikten dolayı...
Komple futbolcu deyimi genelde hem savunma ve hücumda etkili olabilen orta saha oyuncuları için kullanılır. Koeman, bu sıfatıyla fazlasıyla hak eden a sayıda savunma oyuncusundan biriydi.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum