Futbolu 4 büyükler ibaret gören futbol mantalitemizi değiştirmek mümkün değil, rating neredeyse medya da oraya bakıp orayı izliyor. Süper Lig'in 13:30 maçları söz gelimi, Anadolu takımları kendi aralarında oynar, sonucu yazılır sadece.
Öte yandan o öğlen maçlarının tadı çok başkadır, bilen bilir. Biz de kimseyi geç bir pazar kahvaltısında maçı açmak için ikna etmeye çalışmayacağız.
Ancak bu transferler açtırabilir...
Anadolu takımlarının bu sezon yaptıkları 5 önemli transferin hikayelerini derledik.
1- LOIC REMY – ÇAYKUR RİZESPOR
Hafızalarımızda elbette Premier Lig şampiyonluğu yaşadığı Chelsea formasıyla 2014-2015 sezonuyla yer etti.
İlk ortaya çıktığında, Fransa futbolu adına en büyük yıldız adaylarından biri olacağı söyleniyordu. Söyleyenlerden birini de tanırsınız, Didier Deschamps, Fransa Milli Takımı teknik direktörü.
Aslında elbette bu kehanet gerçeğe dönebilirdi, o potansiyele de sahipti. Ancak Loic Remy’nin en büyük şanssızlığı kiralık oyuncular kara deliğinde kaybolmasıydı.
Altyapısından çıktığı Lyon’dan Lens’e kiralandı. Nice’e gitti, 2 yıl sonra Fransa Ligue 1 şampiyonluğu yaşayacağı Marsilya’ya transfer oldu. QPR’a gitti, Newcastle’a kiralandı, Chelsea’ye gitti, Crystal Palace’a kiralandı. Las Palmas’a gitti Getafe’ye kiralandı.
Dolayısıyla da Loic Remy’nin kariyeri hep iniş çıkışlı geçti, 2 kez şampiyon olup 2 kez küme düşen bir oyuncu oldu.
Aslında bu hikayenin bir kırılma noktası vardı; Newcastle’da kiralık oynarken Liverpool’dan teklif almıştı ve kulüpler de anlaşmıştı. 8,5 milyon sterlin serbest kalma bedelini ödeyip anlaşmayı tamamlayacaklardı. Ancak Remy sağlık kontrolünden geçemedi.
Premier Lig’e ise tarih defterlerinde bir sayfa bıraktı:
Newcastle United'lı Loic Remy, Premier Lig döneminin 22. sezonunun 22. maç gününde, Premier Lig'in 22.222. golünü kaydetti.
Sayılarla arası iyi olanlara duyurulur…
2- NEVEN SUBOTIC – DENİZLİSPOR
1990’da Yugoslavya’da henüz savaş başlamamış ama eski profesyonel futbolcu, Zeljko Subotic ailesini alıp Almanya’ya gidiyor, iş bulmak için…
Oğlu Neven’in futbola olan doğal yeteneği babası Zeljko’nun dikkatini çekiyor. 7 yaşına geldiğinde TSV Schwarzenberg altyapı okuluna yazdırıyor. 1999 yılında, Subotic ailesinin Almanya’daki oturma izni sona eriyor, akrabalarının yanına, ABD’ye, Utah’a gidiyorlar.
Almanya’da aldığı İngilizce eğitimi sayesinde Neven, ABD’ye hızlıca alışıyor, ancak Amerikalı çocukların oynadığı basit futbol Neven’i doğal kapasitesinin çok altındadır.
Utah, ne Neven’in futbolunu geliştirebileceği, ne de kız kardeşinin tenis antrenmanlarına devam edebileceği bir yer değildir. Zeljko, iki evladının daha uygun bir spor eğitimi alması için Florida’ya taşır ailesini…
Zeljko, futbol akademisindeki eğitiminin yanı sıra, Neven’i kendisi de özel olarak çalıştırmaya başlar. Dönemin ABD’sinde Neven Subotic çabuk keşfedilir, ABD’nin U17 milli takım kampında futbol eğitimine başlar. Ailesini geçindirmek için o günlerde 3 işte çalışan baba Zeljko da yeni bir iş daha bulur, akademi binasının temizlik işleri…
Neven Subotic, 2005 yılında U17 Dünya Şampiyonası’nda ABD forması ile mücadele eder, alt yaş kategorileri ile hazırlık maçları için Avrupa turuna çıkarlar ve yolları da Almanya’dan geçer.
Akademi eğitimini ABD’de alan bir futbolcu adayı olarak şüpheyle yaklaşılsa da Mainz’la altyapısına girer. Jürgen Klopp’un çalıştırdığı takımla Bundesliga 2’de gösterdiği performans sayesinde 2008’de yine Klopp’un talebiyle Borussia Dortmund’da transfer olur.
Neven Subotic, 2 kez Bundesliga şampiyonluğu yaşadı, Şampiyonlar Ligi finalinde sahaya çıktı, Sırbistan milli takımı ile 2010 Dünya Kupası’nda forma giydi.
Neven Subotic, Afrika'daki köylere temiz su taşınması için vakıf kurdu, her yıl Afrika'ya gidip oradaki çocukların temiz suya ulaşması için yürütülen çalışmalara bizzat katılıyor ve çocuklarla futbol oynuyor. Bu da bir başka yazının konusu olsun.
3- AARON LENNON – KAYSERİSPOR
Bir başka iniş çıkışlı futbol kariyeri, bir başka muhteşem çocuk…
Kuzey Londra’da İrlanda ve Jamaika karışımı bir aileden gelen Aaron Lennon, henüz 6 yaşındayken yetenek avcılarının dikkatli gözlerine yakalandı. Leeds United altyapısına girdi ve 14 yaşında dünyanın en büyük 2 spor ürünleri markasından biri ile reklam anlaşması yaptı: 14 yaşında!
Leeds’te başlayan Premier Lig kariyerinin ilk yılında, 2005’te Tottenham’a transfer oldu. 2010’da İngiltere Milli Takımı ile Dünya Kupası’na gitti. 2015’te Tottenham’dan ayrılırken kulübün simge isimlerinden birine dönüşmüştü.
Aslında ayrılmayı istemiyordu, hatta açık açık kalacağını da muhabirlere söylemişti. Ama Tottenham yönetimi Everton’la kiralık olarak anlaştı ve adeta bavulunu toplayıp kapının önüne bıraktılar.
Aaron Lennon’un, Everton formasıyla yapılan fotoğraf ve video çekiminde o yüzden asık suratıyla yapılır.
Ve işler rayından çıkar.
2017’de polisler ihbar üzerine M20 otobanına giderler, bir kişi aşırı alkol ve madde kullanımı nedeniyle zor durumdadır ve polis kendisi için tehlike potansiyeli bulunduğuna karar vererek şahsı gözaltına aldılar, yasalar gereği akıl hastanesine götürdüler. O şahıs, Aaron Lennon’dı.
Stres bozukluğu teşhisi ile tedavi altına alınan Aaron Lennon, iyileşti, Burnley’e transfer oldu ve futbol sayesinde yeniden hayata döndü.
Aaron Lennon için sadece bir futbolcu transferi diyemeyiz, o etrafındaki gençlerin potansiyelini yukarıya çeken bir saha içi lideri olacaktır. En azından umudumuz o yönde.
4- LUCAS BIGLIA – KARAGÜMRÜK
Argentinos Juniors’ta ilk kez profesyonel olan Lucas Biglia’nın en önemli özelliği maç kaçırmamasıydı. 2005’te Independiente’ye gitti ve 2006’da Anderlecht ile Belçika’ya uçtu.
Oyun stili olarak Fernando Redondo’ya benzetiliyordu, ancak en önemli özelliği savunma önünden oyun kurarken arkasına adam kaçırmamasıydı. Biglia’yı Anderlecht ile 4 Belçika şampiyonluğuna ulaşırken, “kontratak kesen” olarak tanımlamışlardı.
Biglia, oyunun temposunu ayarlıyor, takımı geriden yönetiyordu.
Bu özellikleri onu 2013’te Lazio’ya transfer etmekle kalmadı, kısa süre sonra kaptanlığı da aldı.
Ancak Biglia sakatlanmaya başlamıştı, sakatlanıyor ve en az birkaç hafta uzak kalıyordu. 3 sezonun önemli bir kısmını tedavide geçirse de kapıda hem Atletico Madrid hem Milan bekliyordu, Biglia İtalya’da kaldı ve Milan’a imza attı.
Milan ile yapılan anlaşma 3 yıllıktı, ama Biglia oynayamıyordu. Zaten büyük kaos içindeki İtalyan devinde sakatlıkları ardı ardına geliyor, her sakatlık dönüşünde formayı almak daha da zorlaşıyordu.
Biglia 2014’te Almanya’ya karşı Dünya Kupası finali oynadı, tüm sıkıntılarına rağmen 2018’de yine turnuvada forma giydi. 3 kez Copa America oynadı, ikisinde final gördü.
Ancak sakatlıkları, formasından sürekli uzak kalışı Biglia’nın en büyük sıkıntısıydı. Milan ile sözleşmesi sona erince önce Arjantin’e dönmeyi düşündü, sonra Karagümrük’le Süper Lig’e adım attı.
Olağanüstü bir oyuncu, sakatlıkların pençesinde geçen son 4 sezonun acısını çıkarmak isteyecektir. Yeter ki sağlık bir daha araya girmesin, Lucas Biglia bizlere o müthiş uzak mesafeli şutlarını izletecektir.
5- NURİ ŞAHİN – ANTALYASPOR
Süper Lig’e bu sezon çok önemli futbolcular transfer oldu, ancak aralarındaki en büyük yıldız kuşkusuz Nuri Şahin.
Ama size onun Real Madrid’e ve Liverpool’a kadar uzanan ve Borussia Dortmund efsanesine dönüştüğü kariyerini anlatmayacağız.
Bundesliga’nın en genç futbolcusu ve Bundesliga’da gol atan en genç futbolcu rekorları ile başladığı kariyerini izledik, gururla…
Biz size Nuri Şahin’in görünmeyen yüzünü anlatalım…
Real Madrid’e transfer olacağı dönem 3 ayda İspanyolca öğrenip imza attığı gün basın toplantısını İspanyolca yapan Nuri, liderlik ve insan yönetimi alanındaki kitaplar futbolcu biyografilerini okuyor, önemli akademisyenlerden yönetim üzerine danışmanlık alıyor. Harvard Üniversitesi’nde Eğlence Medya ve Spor Yönetimi diploması aldı.
Bu arada nefis menemen yapar, nereden mi biliyoruz? Amlanya’da bir televizyon programına katılıp menemen tarifi vermesinden…
Karakter olarak üst düzey bir insan, muhteşem bir zekaya sahip ve tıpkı oyunu geriden kuran bir orta saha oyuncusu olarak yaptığı gibi geleceğini de geriden kuruyor.
Okuyucu Yorumları
0 Yorum