Jules Bianchi’nin annesi, Fransa’nın önemli Formula 1 muhabirlerinden Julien Febreau’ya, "Oğlumun kazasından sonra Halo'yu tanıttılar ve Halo bugün Romain'ın hayatını kurtardı. Bu harika. İyi olmasına çok sevindim." mesajı atmış. Bu mesajın okumasını yapacak olursak; Formula 1’in geleceğinin önemli pilotlarından biri olarak görülen Jules Bianchi, Japonya’da geçirdiği kazada halo, yani pilotları kokpitte koruyan titanyum engel olmadığı için aramızdan ayrıldı. Bu kazanın yansıması Formula 1’e erken denemeyecek bir sürede oldu. Romain Grosjean’ın da içinde bulunduğu bir grup pilot halo’nun Formula 1’e gelmesine karşıydı. Buna rağmen Ross Brawn’ın başını çektiği Formula 1 yönetimi halo’yu gerçekleştirdi. 2018 yılının ilk yarışı olan Avustralya, halo’nun da debut’u yani başlangıcı oldu.
Halo’nun gelmesinin ardından 5 ay geçmişti ki 2012 yılında Romain Grosjean’ın kazası ile hatırlanan Belçika ve ilk virajı olan La Source’da Nico Hülkenberg’in frenleri tutmamış ve Fernando Alonso’ya çarpıp, Alonso’nun, Leclerc’nin üstünden atlatmasına neden olmuştu. Bu kazayı unutanlar varsa diye hatırlatma gereği duydum. Bu kazada 2020’lerin yıldızlarından biri olması beklenen Charles Leclerc, hayatını halo’ya borçluydu.
Şimdi 29 Kasım’a dönelim. Romain Grosjean, 3. Virajın ardından düzlüğün sol tarafında kendine ideal bir boşluk arıyordu. Alfa Romeo pilotlarından Kimi Raikkonen, takım arkadaşı Antonio Giovinazzi’nin kendisini pist dışına itmesi yüzünden pist dışına gitmiş ve soldaki tüm pilotlar ayağını gazdan çekmişti.
Romain Grosjean ise soldaki kaosu fark edince kendini sağa atmak istedi. Tam gaz geldiği düzlükte, takım arkadaşı Kevin Magnussen’in arkasına takılıp düzlüğü tamamlamak planındaydı. Ama neredeyse hayatına mal olacak bir hata yaptı. Romain Grosjean, aracını sağa doğru kırmaya çalışırken arkasında yer alan Alpha Tauri pilotu Daniil Kvyat’ı görmedi. Bu hatası doğrultusunda aracının sağ arka tarafının Kvyat’ın sol önüne çarptı ve ivmelenerek metal bariyerlere çarptı. İlk başta bir nebze olsa da anlaşılabilecek bu hata ve kazanın kan donduran noktası tam da bu anda yaşandı. Metal bariyere çarptıktan sonra bariyeri delen Grosjean’ın Haas’ı, ikiye bölündü ve bir alev topu gibi patladı. Bu kazanın bir benzeri 1967 Monako yarışından Lorenzo Bandini’nin başına gelmiş ve bedenini tek parça olarak bulamamıştı dönemin Formula 1’i…
Grosjean ise o mahşer yerinden ikinci derece el, ayak ve sırt yanıklarıyla çıktı. Fransız pilot alevler içinde tam 28 saniye geçirdi. Yaklaşık 240 km/h bir hızla bariyeri delen Grosjean’ın maruz kaldığı g kuvveti ise… Hazırsanız söylüyorum; tam 53 G! Bu şiddette bir kazada insanın boynunun kırılmama şansı yok denecek kadar az. Burada yine halo hayat kurtarırken hans, yani pilotun boynunu koruyan kask sistemi Grosjean’ın hala aramızda kalmamızı sağlıyordu.
Grosjean’ın kazadan sağ kurtulması için hala yeterli noktalara değinmemiş olabilirim. Kazayı yaptığı anda aracın alev alması ile Fransız pilotun üstündeki tulumun yüksek seviye ateşe dayanabilmesi için tasarlandığı aralık 35 saniye. Yani bir başka deyişle 7 saniyenin değerini görüyoruz.
Burada da medikal ekipte yer alan Güney Afrikalı Alan van der Merwe ve doktor Ian Roberts, Bahreynli yetkililerin doğru anda Grosjean’ın bulunduğu noktadaki alevi azaltabildikleri için Roberts, alevlerin arasındaki Grosjean’a atılıp onu bariyerlerin üstünden kurtarıyordu.
Ross Brawn’ın 80 dakikalık bekleyiş esnasında söylediği, “Bugün pilot güvenliği için yer alan sistemlerin bir tanesi dahi doğru çalışmasa farklı bir şeyden bahsediyorduk” sözleri gerçeğin çıplak tarafını Formula 1 severlere gösteriyordu.
Romain Grosjean, Pazar akşamı Instagram’dan yaptığı paylaşımda iyi olduğunu ve iyileşeceğini dile getiriyordu…
Okuyucu Yorumları
0 Yorum