NBA Plus/Minus-7: Beklenti

Plus

Tyler Herro

                Doğu konferansı finallerinin belki de en kritik maçında çaylak Tyler Herro, 37 sayı kaydederek takımı Miami Heat’i sırtına aldı ve NBA finallerinin kapısına kadar taşıdı. Bu sezonun başlangıcı epey geride kaldı fakat o dönem Miami Heat’in gençleri gösterdikleri performansla kendilerinden epey bahsettirmişti. Playoffların sonuna gelirken yine Heat’in genç bir oyuncusunun gündem olabilmesi takım kültürünün izlerini taşıyor. 

                Maçın ilk üç çeyreğinde 20 sayı bulan çaylak şutör, iyi bir akşam geçirdiğini hissettiriyordu fakat dördüncü çeyrekte Celtics potasına art arda yolladığı 17 sayıyla hem takımının tıkanmış hücum yükünü üstlendi hem de bu kadar kritik bir maçta kariyer rekorunu kırdı. Bununla beraber bir NBA playoff maçında kenardan oyuna girip en çok sayı bulan oyuncu da olan Herro, aynı zamanda Dwyane Wade’in 27 sayıyla elinde bulundurduğu bir playoff maçında en çok sayı atan Heat çaylağı rekorunu da yerle bir etmiş oldu.

                Maçı anlık takip eden Wade, Herro’nun performansına ve kendi rekorunu kırmasına dair yaptığı sosyal medya paylaşımlarıyla durumdan ne kadar hoşnut olduğunu herkese gösterdi. Çaylak şutörün bu performansının bir maçlık olmadığını ve bunun Herro’nun oyun tarzı olduğunu belirten Wade, belki de gizliden gizliye eski takım arkadaşlarıyla söz birliği yapmıştı. Çünkü maçın bitimiyle birlikte basının karşısına geçen Jimmy Butler, Goran Dragic ve Bam Adebayo çaylak oyuncunun gösterdiği performansa şaşırmadıklarını ve oyuncunun kendine olan özgüveni sayesinde böyle bir maçı beklediklerini belirttiler.

Bu performansı beklemeyen taraf ise hem izleyenlerdi hem de oyuncunun draft analizini yapan birçok yazardı. Örneğin; Bleacher Report, Herro’nun draft sonrası analizinde, oyuncunun ilk senesinde topauz oyunda şutör rolünü üstlenebileceğini fakat kendi hücumunu yaratacak özgürlüğe sahip olmayacağını öngörmüştü. Bu maçta kendi şutunu yarattığı pozisyonlarda 8/10 isabet bulan Herro, Heat kültürünün ne demek olduğunu uygulamalı olarak göstermiş oldu.

Anthony Davis

                Anthony Davis’in hikâyesine lig genelinde alışığız. Küçük pazar takımının yetenekli oyuncusu o şehrin kaderini değiştirmek için elinden geleni yapar fakat şartlar bir türlü oluşmaz. Genelde ikinci kontratının bitimine doğru oyuncu takasını ister veya kontratın sonunda serbest oyuncu olarak o şehri terk eder. Geride kalan şehrin taraftarlarının ettiği ahlardan mıdır bilinmez, bu tipte oyuncular ya başarıya bir türlü ulaşamaz ya da çeşit çeşit sorunla cebelleşirler. Davis’in özellikle bu sezonki playoff performansına bakacak olursak, şimdilik Pelicans taraftarının pek ah etmediği söylenebilir çünkü kendisi kozasından tam anlamıyla çıkmayı başardı.

                27 yaşındaki uzun an itibariyle playofflarda 30.4 verimlilik puanı (PER) ve 3.1maç kazanma payıyla (Win Share) bu istatistiklerin tepesinde yer alıyor. Denver Nuggets eşleşmesinde Los Angeles Lakers’ın muhtemelen en büyük kozu o ve beklentinin karşılığını üçüncü maç dışında hakkıyla yerine getirdi. İkinci maçın son beş dakikasında takımın diğer oyuncuları 0/6 şut isabetiyle oynarken Davis toplamda 3/3 şut isabetiyle 10 sayı bulurken, maçı kazandıran üçlüğü de atmayı başardı. Bu şutu kariyerinin en önemli şutu olarak tanımlayan Davis, gerçekten de mental bir bariyeri aşmış gibi gözüküyor.

                Lebron James-Anthony Davis ortaklığı kurulduğundan beri hep aynı sorunun etrafında dönüp dolanıyoruz; ‘’Davis, Lebron’un sahip olduğu en iyi takım arkadaşı mı?’’. Cevap için birkaç aday ön plana çıkıyor fakat şurası kesin, Lebron kariyerinin bu dönemindeyken ondan daha ideal bir partnere sahip olamazdı. Lebron, büyük oyun aklıysa; Davis, mükemmel silah. Lebron, Darth Sidious’sa; Davis, Darth Vader. Lebron, Avatar Aang’se; Davis, Appa’nın ta kendisi.

Minus

Scott Foster ve Tony Brothers

                Uzun zamandır NBA’i takip edenler bilir. İzleyeceğiniz maçta hakem olarak Scott Foster veya Tony Brothers görev alıyorsa birkaç saçma düdük duyabilirsiniz. Bu iki ismi aynı anda sahada görüyorsanız, bilin ki o maç belli sıkıntılar ortaya çıkabilir. Tıpkı Los Angeles Lakers – Denver Nuggets serisinin ilk maçında olduğu gibi. Özellikle ikinci çeyrekteki düdük standardından ağır yara alan Nuggets cephesi, maçın geri kalanı için momentumlarını kaybederek sahadan yenilgiyle ayrıldılar. Maça kıyasıya rekabetten ziyade özellikle bu iki hakemin düdükleri damga vurdu.

                İki isim de 1994-95 sezonundan bu yana NBA’de düdük çalıyorlar ve bu onları ligin en tecrübeli hakemleri yapıyor. İnsan tecrübe kalıbını düşününce güven hissediyor fakat bu ikilide aynı his geçerli değil ve bunu destekleyen çok fazla olay mevcut. 2018 Batı finalleri sırasında Houston Rockets bir basın açıklaması düzenleyerek Foster ve Brothers’ın kötü yönetimlerinin kendilerine 93 sayıya mal olduğunu açıkladılar. Normalde bu tarz açıklamalara biz ülkemizden aşinayız fakat NBA’de böyle bir olaya nadiren rastlanır. Takımlardan oyunun parçası olan teknik ekip veya oyunculara inildiğinde durum yine benzerlik gösteriyor.

2016 yılının başında Los Angeles Times muhabiri Broderick Turner, ligdeki hakemlerle ilgili bir anket yapmaya karar veriyor. Ankete oyuncular ve koçlardan oluşan 36 kişilik bir ekip katılıyor. 36 kişiden 24’ünün ilk sıra oyunu almayı hak eden Scott Foster, ligin açık ara en kötü hakemi olarak görülüyor. Oyuncular veya koçlar yeterli değil derseniz bu sefer başka bir araştırmayla devam edebiliriz. Reddit’te çıkan bir analize göre Tony Brothers ve Scott Foster, sosyal medyada en çok konuşulan iki NBA hakemi. İkisinin toplamı analizin %69’una tekabül ediyor. Yani kısacası izleyenler de bu ikiliden yaka silkmiş durumda. Analizde hakkında en fazla olumsuz yorum olan Jason Phillips artık sahada görev almıyor. Belki bu popüler iki ismin de farklı görevlere yelken açma zamanı gelmiş hatta epey geçmiştir.

Boston Celtics

                Doğu finaline kadar harika bir görüntü çizen Celtics, Miami Heat’le ne kadar başa baş mücadele etse de rakibinin 3-1 öne geçmesini engelleyemedi. Bu sonuca ilk sebebiyet veren kişilerden biri malesef koç Brad Stevens. Seri boyunca Heat koçu Erik Spoelstra meslektaşının önüne problemler koydu ve Stevens bu problemleri ya çözmedi ya da çok geç reaksiyon verdi. Her rakibin Celtics’e karşı önlem olarak uyguladığı alan savunması takımın hücumunu afallattı ve koç Stevens buna net bir çözüm bulamadı. Hamle sırası ona geldiğindeyse Spoelstra’nın çözüm üretmesi pek vaktini almadı. Koçları mukayese edecek olursak Spoelstra etken, Stevens edilgen kalmış oldu.

                 Kemba Walker balona katıldığında diziyle alakalı yaşadığı sıkıntıları herkes biliyordu. Süre geçtikçe iyi performanslar da gösteren oyun kurucunun istikrarı hep bir soru işareti olarak kaldı. Maç günü geldiğinde hangi Kemba’nın sahada olacağı bilinmezken, iyi ve kötü performans aralığını birbirine yakınlaştıramaması Celtics’in hanesine eksi olarak döndü. Heat tarafında Goran Dragic istatistiklerden öte sahada oyun aklıyla yer alabilirken, Celtics cephesinde Walker buna benzer bir etki yaratamadı.

                Jayson Tatum ligde izlemesi en keyifli isimlerden biri ve gelecekte bu performansın ötesine geçebileceğini rahatlıkla görebiliyorsunuz. Yalnız 22 yaşındaki oyuncunun playofflarda olumsuz bir özelliği dikkat çekti. Oyun başında şut ritmine girmeye çalışan Tatum, eğer maç başında ritme giremiyorsa maçın devamında şutunu bulması epey vakit alıyor. Oyuncu bununla uğraşırken takımın en önemli sac ayaklarından biri de fena halde aksamaya başlıyor. Playofflar başladığından beri Boston Celtics’in kazandığı maçların ilk çeyreğinde Tatum 22/47 şut isabeti yakalayıp %46’lık bir yüzde yakalarken, kaybedilen maçlarda 12/36 şut isabetiyle %33’lük bir yüzdede kaldı. Heat serisi bu kadar ince nüanslarla devam ederken genç yıldızın şutunu bulabilme lüksü malesef kalmıyor.